Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2163
Karar No: 2022/1252
Karar Tarihi: 24.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2163 Esas 2022/1252 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/2163 E.  ,  2022/1252 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.02.2019 tarih ve 2016/587 E- 2019/14 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.01.2020 tarih ve 2019/1022 E- 2020/99 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.02.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalılar vekili Av....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkilleri ... ve ... ile davalılardan ...'ın arasında 14.11.2014 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi Ön Protokol başlıklı sözleşme imzalandığını, diğer davalılar ... ve ....'nin ise sözleşmenin müşterek borçlu ve kefili olduklarını, müvekkillerinin dava dışı diğer hissedarlar ile birlikte uhdelerinde bulunan ...., KB Sağlık Ltd. Şti, Gökmedrese Sağlık A.Ş, Anadolu Etkin Ltd. Şti.'ye ait hisselerin davalılardan ...'a devri konusunda anlaştıklarını, bu sözleşme ile şirketlerin hisse bedeli, devir şekli, taraflara getirilen yükümlülükler ile sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde uygulanacak cezai şart miktarının birlikte kararlaştırıldığını, sözleşmenin taraflarca imza altına alındığını, müvekkillerinin 14.11.2014 tarihli işbu sözleşme uyarınca, üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, kendi üzerlerinde olan şirket hisselerini davalılardan ...'a sözleşmeye uygun şekilde devrettiklerini, sözleşmenin 8. maddesinde, "Hissedarlardan ..., ... ve ...'ın kefil oldukları hisse devrine konu şirketlere istinaden verilmiş olan kefillerin, ön protokolun imzalanması ve hisse devirleri ile birlikte sona ereceğini, bu amaçla .... ve unvan değişikliğinden önceki SİVMAR Sağlık Hizmetleri Tıbbi Malz. İnş.Trz.Gıda İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş., KB Sağlık Tarım Hayv. ve Gıda Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti, Gökmedrese Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş. şirketleri nedeni ile verilen kefaletler ve kefilliğin sona erdiğini, bu işlemlerden sorumlu tutulmayacaklarını, şirketlerdeki kefaletlerinin son bulmasını ve kefaletlerinin kaldırılmasını, hisseleri devralan ... tarafından gerçekleştirileceğini, söz konusu kefaletlerin 30.03.2015 tarihine kadar kaldırılacağını, ön sözleşme imza tarihinden itibaren kefalet sorumluluğu kalmamıştır" hükmünün yer aldığını, sözleşmenin 10. maddesinin ise "...Bu ön protokol şartlarına aykırı davranılması halinde hisse devralan tarafın cezai şart ödemekle yükümlü olacağını", davacıların hisse devrine konu edilen şirketlerdeki kefaletlerinin kaldırılması hususunun sözleşmede çok açık ve kesin şekilde belirtilerek hüküm altına alınmış ise de, davalıların sözleşmeye uygun davranmadıklarını, sözleşmeye uygun davranılması ve kefaletlerin kaldırılması hususunda davalılara Sivas 2.Noterliği'nin 24.12.2015 tarih ve 031069 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve sözleşmeye uygun davranmaları ihtarının yapıldığını, buna rağmen davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve sözleşmede açıkça belirtilmesine rağmen davacıların kefalet sorumluluklarını ortadan kaldırmadıklarını, bankalar nezdindeki kefillik ve sorumluluklarının artarak devam ettiğini, sözleşmeye uyulmaması ve kefaletlerin kaldırılmaması nedeniyle davacıların zor duruma düştüğünü, davalıların bu sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri sonucu davacıların kredi kullanamaz duruma geldiğini, bankalar nezdinde kredibilitelerinin de kalmadığını, davalıların sözleşmeye aykırı davranarak 30.03.2015 tarihine kadar ve halen borçlarına kefalet yükümlülüklerini kaldırmamaları sonucu bu kefaletlerden dolayı şirket borçlarına olan kefalet nedeniyle Ziraat Bankası tarafından Ankara 18. Noterliği kanalı ile 18.12.2015 tarihli ve 41823 ve 41939 yevmiye numaralı hesap kat ihtarları gönderildiğini, haklarında yasal işlem başlatıldığını, yine Denizbank nezdindeki kefaletlerinde henüz kaldırılmadığını, davacıların maddi ve manevi olarak zor durumda kaldıklarını ve mağduriyetlerine sebep olacak şekilde taraflar arasında akdedilen sözleşmeye açıkça aykırı hareket eden davalılara karşı davayı açmak ve muarazanın giderilmesi ile sözleşmede kararlaştırılan ve davalılar tarafından bankalar nezdindeki kefaletlerin kaldırılması ve cezai şarta istinaden, taraflar arasındaki muarazanın giderilmesini, davacılar üzerindeki kefalet yükümlülüklerinin kaldırılmasını, sözleşmedeki açık hükme rağmen kefaletlerin kaldırılması yükümlülüğünü sözlü ve yazılı uyarılara rağmen yerine getirmeyen ve sözleşmeye aykırı davranan davalılara yönelik sözleşmede kararlaştırılan cezai şart koşullarının oluştuğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile her bir davacı yönünden 150.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL cezai şartın yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar .... ile ... vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, her iki müvekkilinin cezai şarttan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, sözleşmeyi imzalayan tarafın ... olduğunu, kendisinin yurt dışında yaşadığını, davacılarca Sivas 2. Noterliği’nden çekilen ihtarın müvekkilinin Türkiye'deki adresine usulsüz tebliğ edildiğini, dava dilekçesinde edimle birlikte cezai şartın istendiğini, edimle birlikte cezai şartın istenmesinin hukuken mümkün olmayacağını, davacı tarafın açılan davada cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, kredilerin düzenli olarak ödendiğini,sözleşme serbestisi ilkesi gereğince tarafların cezai şart kararlaştırabileceğini, ancak cezai şartın hak ve nefaset kurallarına uygun olması gerektiğini, kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğunu, cezai şartın müvekkillerinin ticari mahvına neden olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili,davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce,davacılar ve davalılardan ... arasında akdedilen 14.11.2014 tarihli hisse devir sözleşmesini, diğer davalılar ... ve ....'nin borçlu ve müşterek kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşme ile davacıların uhdelerinde bulunan ...., KB Sağlık Ltd. Şti., Gökmedrese Sağlık A.Ş., Anadolu Etkin Ltd. Şti.'ye ait hisselerin ...'a devri konusunda anlaştıkları, davacıların 14.11.2014 tarihinde kendi üzerlerinde olan şirket hisselerini ...'a devrettikleri, sözleşmenin 8. maddesine göre ... ve ...'ın kefilliklerinin ön protokolün imzalanması ve hisse devri ile sona ereceği, kefaletlerin 30.03.2015 tarihine kadar kaldırılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin 10. maddesine göre bu protokol şartlarına aksi davranması halinde hisseleri devralan tarafın 10.000.000,00TL cezai şart ödemekle yükümlü olacağı hususunun kararlaştırıldığı, davalıların işbu sözleşmeye uygun davranmadığı ve 30.03.2015 tarihine kadar kefaletleri kaldırmadığı, bu hususta davalılara Sivas 2. Noterliği vasıtasıyla 24.12.2015 tarih ve 031069 yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiği, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri sonucu davacıların kredi kullanamadığı, bu hususta davacılara hesap kat ihtarnamelerinin gönderildiği, davacıların sözleşmeye istinaden tüm yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve davalıların hisseleri devralmalarına karşın kefalet yükümlülüklerinin kaldırılmadığı, dava aşamasında bu kefaletlerin kaldırıldığına dair dava dilekçesi ve cevap dilekçesinde dayanılmayan delillerin sunulması nedeniyle ve cezai şart müessesesinin şartın yerine getirilmemesi ile vukuu bulacağı ve sonradan şartın yerine getirilmesinin cezai şartı kaldırmayacağı, davalının sonradan ortaya koymaya çalıştığı mahvına yol açacağına yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirme kapsamında tutulmadığı, yargılamayı uzatmaya yönelik savunma argümanı olduğu, cezai şart tutarının yaklaşık yüzde üçüne denk gelen tutarın mahkemeden talep edildiği, tutarın azlığı nedeniyle mevcut işin vahameti karşılaştırıldığında davalının mahvına yönelik iddiaların temelsiz olduğu, dava aşamasında sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın birkaç katı olan kefalet sözleşmelerindeki kefaletlerin kaldırılması dahi talep edilen tutarın mahvına yönelik iddiaların asılsız olduğunun göstergesi olduğu, davacıların sözleşmede cezai şartın 10.000.000,00 TL olarak belirlenmesine karşın işbu dava dosyasında toplam 300.000,00 TL talep ettiği, davacı tarafın cezai şart talep etmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye, TTK ve TBK'nın ilgili maddelerine uygun olmasına karşın sözleşme dışında kefalet sözleşmesi imzalanan bankanın sözleşmede taraf olarak yer almaması nedeniyle kefalet yükümlülüğünün kaldırılmasının bu haliyle mahkemeden talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacılardan ...'ın 150.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan ...'ın 150.000,00 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve davacılar üzerindeki kefalet yükümlülüklerinin kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce, taraflar arasında imzalanan 14.11.2014 tarihli SAS Grup Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Hisse Devir Sözleşmesi ve Ön Protokolün 8. maddesine göre, hissedarlardan ... ve ...'ın hisse devrine konu şirketlere istinaden verilmiş olan kefilliklerinin olduğu, kefil oldukları bu kredi sözleşmelerindeki kefilliklerinin ön protokolün imzalanması ve hisse devirleri ile birlikte sona ereceği, kefaletlerin ise 30.03.2015 tarihine kadar kaldırılacağı, sözleşmenin 10.maddesine göre ise de, protokol şartlarına aykırı davranılması halinde hissedar olan tarafın 10.000.000,00 TL cezai şart ödemekle yükümlü olacağı, cezai şart miktarının sözleşmede açıkça düzenlendiği, davacılarca davalı tarafa Sivas 2. Noterliği’nden 24.12.2015 tarihli ve 031069 yevmiye numaralı kat ihtarı çekilerek kefaletlerin derhal kaldırılmasının talep edildiği, Ziraat Bankası ve Denizbank tarafından ayrı ayrı yazılan yazılarda dava tarihi itibariyle davacıların mevcut kefaletlerinin devam ettiğinin bildirildiği gibi Ziraat Bankası’nca Ankara 18. Noterliği’nden ve Sivas 1. Noterliği’nden bu sözleşmeler kapsamında dava dışı şirketin kullanmış olduğu kredilerin ödenmemesi üzerine davacı kefillere kat ihtarının gönderildiği, bu hale göre 14.11.2014 tarihli sözleşmenin 8. maddesi gereğince davalıların kefaletlerin kaldırılması yönünden kendilerine verilmiş olunan süreyi geçirdiği ve yargılama sırasında da halen kefaletin devam ettiği, davalıların kusurunun bulunup bulunmamasının herhangi bir öneminin bulunmadığı, davacıların sözleşme kapsamında cezai şarta hak kazanmış olduğu, bu sebeple İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, öte yandan 14.11.2014 tarihli sözleşmede hisse devri yapan 16 hissedar yönünden 10.000.000,00 TL cezai şart öngörüldüğü, her bir hissedarın talep edebileceği cezai şart miktarının ayrı ayrı 675.000,00 TL olduğu, hissedarların tümünün hisse devrini gerçekleştirdiği, bir kısım hissedarların hissesini devrettikleri şirkete kefaletlerinin bulunduğu, bu kefaletlerinde 30.03.2015 tarihine kadar kaldırılması gerektiği halde kefaletlerin kaldırılmadığı, İlk Derece Mahkemesigerekçesinde açıkça belirtildiği üzere, sözleşmedeki hisse devir bedeli ve davacıların talep ettiği cezai şart miktarı göz önünde bulundurulduğunda kabulüne karar verilen cezai şart miktarının davalıların ekonomik mahvına yol açmayacağı, bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı ...’ın aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    (2) Dava konusu talebe dayanak 14.11.2014 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde bu ön protokol şartlarına aykırı davranılması halinde hisse devralan tarafın 10.000.000,00 TL cezai şart ödemekle yükümlü olacağı düzenlenmiş olup davalı ... anılan protokolde hisse devralan olarak yer almaktadır. Eldeki uyuşmazlıkta davalı ... hisse devralan olarak yer aldığından tacir olduğuna dair delil bulunmamaktadır. Bu sebeple hakkında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması doğru değildir. Eldeki dava kısmi dava olarak açılmış olup bu sebeple tahsiline karar verilen cezai şart alacağı miktarı üzerinden aşırı olmadığı yönündeki değerlendirme de isabetli değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182. maddesinin 3. fıkrasında hakimin, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirebileceği düzenlenmiş olduğundan bu yönde bir değerlendirme yapılmaması da doğru görülmemiş olup davalı ...’ın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu bentte açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    (3) Davalılardan .... ve ...’nın temyiz itirazlarına gelince; davaya dayanak 14.11.2014 tarihli hisse devir protokolü, davalılardan .... ve ... tarafından müşterek kefil-borçlu sıfatıyla imzalanmıştır. İlk Derece Mahkemesi de bu yönde bir kabulle hükmolunan alacağın anılan bu davalılardan da müteselsilen tahsiline karar vermiştir. Ancak protokolde TBK’nın 583. ve 584. maddeleri uyarınca verilmiş bir kefalet olmadığından ve bu hususun geçerlilik şartı olması nedeniyle re’sen gözetilmesi gerektiğinden, anılan bu davalıların geçerli bir kefaleti olmadığı anlaşılmaktadır. Bir an için geçerli kefaletleri olduğu varsayılsa bile, TBK’nın 589. maddesinin 4. fıkrası uyarınca kefillerin cezai şarttan sorumlu tutulmaları mümkün değildir. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden davalılar .... ve ...’nın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu bentte açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    (4) Bozma sebep ve şekline göre davalılar .... ve ...’nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar .... ve ...’nın temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (4) nolu bend uyarınca davalılar .... ve ...’nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 24/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    1- Dava, cezai şart alacağına ilişkindir.
    2- Davacılar vekili, müvekkillerinin 14.11.2014 tarihli Ön Sözleşmede üç ayrı şirketteki hisselerini davalıya devretmeyi, davalının da devirden sonra, davacılar tarafından anılan şirketler lehine Ziraat Bankası ve Denizbank’a verilen kefaletleri kaldırma borcunu yüklendiğini, davalılar ... ve SAS Grup AŞ.’nin de kefil olarak Sözleşmeye imza attıklarını, protokole uygun olarak müvekkillerinin hisselerini davalıya devrettiklerini, davalının ise Noter ihtarnamesine rağmen müvekkillerinin kefaletlerini kaldırmadığını, anılan kefaletler sebebiyle şirket alacaklısı Ziraat Bankası tarafından haklarında hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini ileri sürerek Sözleşmenin 10. maddesi uyarınca her bir davacı için 150.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL cezai şarta hüküm olunmasını, muarazanın giderilmesi ve kefaletlerin de kaldırılmasını talep etmiştir.
    3- İlkderece Mahkemesi tarafından, cezai şart talepleri yönünden davanın kabulüne, sair istemler yönünden davanın reddine karar verilmiş, davalıların istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    4- Daire heyeti arasında 3 no’lu bozma nedeni konusunda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte çoğunluğun Bozma ilamının 2 no’lu bendindeki bozma nedenine katılmıyorum. Şöyle ki; esasen kimlerin gerçek kişi tacir sayılacağı 6102 sayılı TTK’nın 12-15. maddelerinde gösterilmiş olup, bir gerçek kişinin yüksek meblağlı bir hisse senedi almış olması tek başına o kişiyi tacir saymaya yeterli değildir. O nedenle mahkemece davalı ...’ın tacir sayılması doğru değildir. Bu durumda Sözleşmede öngörülen ceza koşulunun TTK 22. maddeye göre değil, TBK’nın 182. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerekir. Bununla birlikte, tacir sayılan kişiler yönünden de, cezai şart miktarının o kişinin ekonomik mahvına sebep olacak olması halinde cezai şartın bu mahva yol açmayacak ölçüde indirilmesi Dairemizin oturmuş içtihatları arasındadır.
    5- Somut olayda, davaya konu hisselerin 14.11.2014 tarihli Sözleşme ile davalı ...’ın devir aldığı hisselerin toplam bedelinin o tarihteki değeri itibariyle 9.401.903 TL olduğu ve Sözleşmenin 10. maddesinde, protokole aykırı davranışların 10.000.000 TL cezai şart ile cezalandırılacağının düzenlendiği, hisse devreden 16 kişi yönünden her bir kişinin payına düşen cezai şart bedelinin 675.000 TL olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosyada mevcut belgelerden davacıların, Sözleşme uyarınca kaldırılması gereken kefalet limitleri toplamının 33.750.000 TL olduğu, bunlardan 3.750.000 TL borç için davacılara Ziraat Bankası tarafından kefaletleri sebebiyle hesap kat ihtarı gönderildiği, dikkate alındığında her bir davacının talep ettiği 150.000 TL cezai şart miktarının fahiş olmadığı, bu hususun araştırılmasına dahi gerek bulunmadığı aşikar olduğundan bozma ilamı ile mahkemenin bu konuda araştırmaya sevk edilmesi isabetli değildir.
    6- Öte yandan, İlkderece Mahkemesi kararının gerekçesini genişleten Bölge Adliye Mahkemesi, sayın çoğunluğun bozma gerekçesinde ifade ettiği gibi davalı ...’ı tacir addederek bir değerlendirme yapmış değildir. Bu durumda sayın çoğunluğun bu gerekçeyi “ilkderece mahkemesi kararının gerekçesinin genişletilmesi” olarak yorumlamaması halinde kararın, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozması gerekirdi. Oysa sayın çoğunluk böyle bir bozma gerekçesi öngörmediğine ve bunu gerekçenin genişletilmesi olarak öngördüğüne göre, mahkemenin davalı ...’ı tacir addederek hüküm kurduğunun ifadesinde isabet bulunmamaktadır.
    Anılan nedenlerle, temyiz dilekçesinin reddine dair Dairemiz çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi