Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/382
Karar No: 2022/13428
Karar Tarihi: 27.06.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/382 Esas 2022/13428 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2019/382 E.  ,  2022/13428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte belge düzenleme
    HÜKÜM : Beraat

    Sanık hakkında, ... Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ... vergi kimlik numaralı mükellefi ... Tekstil ve Kimyasalları San. Tic. Ltd. Şti. firmasının kimlik bilgilerinin kullanılarak faturalarının taklit edilmesi suretiyle 2009 ve 2010 yıllarında sahte olarak tanzim edildiği iddiasıyla açılan kamu davasında sanığın savunmasında o tarihlerde serbest muhasebecilik yaptığını, iddianamede ismi geçen ... Tekstil ve Kimyasalları isimli şirketin müşterilerinden biri olduğunu, şirketin defterlerini tuttuğunu, gelen faturaları bilgisayara aktardıklarını, kendisine getirilen faturaların sahte olmadığını, matbaadan basılmış gerçek faturalar olduğunu, faturaların içeriğinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, sadece görevini yaptığını, suçlamayı kabul etmediğini beyan etmesi, söz konusu şirketin müdürü olan ... isimli kişinin vergi müfettişlerine 30.06.2008 tarihinde işi terk ettiğini, hisselerini ... isimli kişiye devrettiğini, şirketle bir ilgisinin kalmadığını, 2008/Mart döneminden sonra fatura düzenlemediğini beyan etmesi, GİB ve YBS üzerinden yapılan sorgulamada mükellef kurumun 2009 yılı mayıs döneminden itibaren çok yüksek matrahlı KDV beyannameleri vermeye başladığı ve 2010 döneminde de bu durumun devam ettiği, söz konusu beyannamelerin ve ilgili dönem Ba ve Bs formlarının elektronik ortamda söz konusu mükellef kurumla aralarında bir sözleşme olduğu tespit edilemeyen SMM ... imzasıyla verildiğinin anlaşılması karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
    1) Suça konu faturalar sanığa gösterilerek üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının ve adı geçen şirket yetkilisi olarak kiminle sözleşme yaptığının, savunmasında belirttiği şekilde kendisine faturaları getiren kişinin kim olduğunun sorulması, beyan etmesi halinde ismi bildirilen kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya adı bildirilmesi halinde bu kişiye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    2) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da ismi bildirilen kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    a) Faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
    c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
    d) Söz konusu şirketin müdürü olan ve vergi müfettişlerince ifadesine başvurulan ... isimli kişinin ve vergi müfettişlerine verdiği ifadesinde hisselerini devrettiğini belirttiği ... isimli kişinin ayrıntılı kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile çekinme hakkı da hatırlatılarak tanık olarak dinlenmesi, kendilerinden sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve sanıkla aralarında bir sözleşme bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile beraat hükümleri kurulması, yasaya aykırı,
    3) Suçun sübutu halinde; Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun'un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.06.2022 tarihinde, 2009 takvim yılında sahte belge düzenleme suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen olağanüstü zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerektiğine dair Başkan vekili ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla diğer yönlerden ise oy birliği ile karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Dairemizin yukarıda esas ve karar numaraları belirtilen 27/06/2022 tarihli, ilamındaki hükümlerin tamamının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerle kısmen katılmıyorum.
    Sayın çoğunlukla ortaya çıkan aykırılığın konusu her biri bağımsızlığını koruyan ancak zincirleme şekilde işlenen suçlar yönünden zaman aşımının ayrı ayrı mı yoksa son işlenen suç tarihinden geriye doğru (zincirdeki suçların tamamını kapsayacak şekilde) bir bütün olarak mı hesaplanacağına ilişkindir.
    İnceleme konusu yerel mahkeme kararında sahte fatura düzenleme eylemleri ile ilgili olarak sanık hakkında birden fazla takvim yılına (2009, 2010 takvim yılları) ilişkin ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK’nin 43/1 maddesine göre; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.”
    Zamanaşımının hesaplama yöntemini düzenleyen TCK’nin 66/6 maddesine göre; “... zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden... işlemeye başlar.”
    Yerel mahkemece sanığın birden fazla takvim yılına ilişkin sahte belge düzenleme suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine dair hüküm kurulmuş olup, inceleme tarihi itibariyle bazı takvim yılına ilişkin suçlardan açılan kamu davalarının yasada öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olması sebebiyle TCK’nin 66/1-e ve 67/4 maddeleri uyarınca düşürülmesi zorunludur.
    Sanığa atılı sahte belge düzenleme suçuna öngörülen olağan zamanaşımı süresi TCK’nin 66/1-e maddesine göre 8 yıl, olağanüstü zamanaşımı süresi ise TCK’nin 67/4 maddesine göre 12 yıldır.
    TCK’nin 43/1 maddesindeki düzenlemeye göre zincirleme suçlar aynı suç işleme kararı ile işlenmiş olmasına rağmen her biri bağımsızlığını korumaktadır. Buna karşılık bağımsızlığı koruyan suçlara tek bir ceza verilmesi, ancak bu cezanın artırılarak uygulanması benimsenmiştir. Dolayısıyla zincirleme suç kurumu sanık lehine bir düzenlemedir. Zincirleme olarak işlenen her bir suç bağımsızlığını koruduğu içinde birbirinden bağımsız olarak zamanaşımına uğraması gerekir. Diğer bir değişle zincirleme olarak işlenen suçlardan bazılarının zamanaşımına uğraması halinde bu suçların zincirden çıkarılması ve yalnızca zamanaşımına uğramayan suçların cezalandırılması gerekir. ( TANER, Fahri Gökçen, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, s.165; KUNTER, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, s.69; ayrıca TAŞDEMİR Kubilay, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, 2. Bası, Ocak 2015, s.134)
    TCK’nin 66/6. Maddesindeki düzenleme zaman aşımının başlangıcının tespit açısından mahkemelere ışık tutan bir düzenlemedir. Diğer bir deyişle, yasa koyucu zincirleme şekilde işlenen suçlarda zamanaşımının zincirin hangi halkasından başlatılacağına ilişkin bir belirleme yapmaktadır. Esasen böyle bir düzenleme olmasaydı dahi suç teorisi gereği zamanaşımının zincirin en son halkasından başlatılması gereklidir.
    Dolayısıyla kural olarak dava zamanaşımı süresi zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren başlarsa da bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bu suçlar arasındaki zaman aralıkları net ve ayrı ayrı belirlenebilecek durumda ise zincirin halkasını teşkil eden suçlardan bir kısmının diğer suçlardan bağımsız olarak dava zamanaşımına uğraması mümkündür. TCK’nın 43/1. maddesinde fiillerin çokluğu korunurken cezanın birliği ilkesi benimsendiğine göre inceleme tarihi itibariyle zincirleme suçun halkalarına oluşturan suçlardan biri ve birkaçının zamanaşımına uğraması halinde bu suçlar bakımından düşme kararı verilmesi zorunludur. Çünkü TCK’nin 66/6. maddesi fiillerin çokluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir.
    Bu açıklamalar ışığında inceleme tarihi itibariyle olağanüstü zamanaşımı gerçekleşen (2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan) kamu davasının düşürülmesi gerekir. Bu sebeplerle sayın çoğunluğun hükümlerin tamamının bozulması yönündeki düşüncesine katılmıyorum. 27.06.2022

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi