10. Hukuk Dairesi 2015/23720 E. , 2016/510 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı ... tarafından sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının Kuruma gerçekte olduğundan eksik bildirildiği iddiasıyla yapılan şikayet üzerine yapılan... Memurluğu denetiminde 11.07.2014 tarihli rapor ile anılan davalının prime esas kazancının 10.07.2013 tarihinden itibaren 1.200 TL olduğu tespit edilerek Kurumun 20.08.2014 tarih 11.777.313 sayılı yazısı ile, davacı işverenden 2013/7-2014/6. tarihleri arasındaki döneme ilişkin eksik bildirilen prime esas kazanç tutarları ile ilgili ek aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesinin istendiği, davacı tarafından süresinde verilmemesi üzerine de Kurum tarafından resen düzenlendiği, Mahkemece 20.08.2014 tarih 11.777.313 sayılı yazı ile tesis edilen Kurum işleminin iptali talebi ile açılan davada, Kurumun durum tespit tutanağının işveren vekili ... tarafından imzalanarak içeriğinin kabul edildiği, Kurum tarafından yapılan denetim üzerine tutulan tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri,
ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ile ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulduğunda, eldeki davada, Kurum denetim raporu içeriğinin salt sigortalı iddiasına dayalı ve soyut nitelikte olduğu, denetim sırasında da yargılama sırasında da davalı ... tarafından yukarıdaki mevzuat hükümlerine uygun yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı teşkil edebilecek deliller sunulmadığı, Mahkemece de anılan yönteme uygun araştırma yapılmadığı ve hükmün eksik inceleme ve araştırmaya, hatalı gerekçeye dayalı olduğu belirgindir.
Bu bakımdan Mahkemece, dava konusu dönemde asgari ücret üzerinden düzenlenen ücret bordrolarının bir çoğunun davalı ... tarafından imzalandığı, banka kanalı ile yapılan maaş ödemelerinin de dönemin asgari ücretinin net tutarı kadar olduğu da gözetilerek, davalı sigortalıdan sigorta primine esas kazanç iddiasını ispat edecek delilleri sorulmalı, dava konusu ile ilgili öngörülen yönteme uygun araştırma yapılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davacı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacı ...."ye iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.