Esas No: 2020/6992
Karar No: 2022/1264
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6992 Esas 2022/1264 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6992 E. , 2022/1264 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21.03.2017 tarih ve 2015/201 E- 2017/118 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/257 E- 2020/632 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 1970 yılından bu yana seramik ve porselen sektörlerinde ticari faaliyetlerde bulunduğunu ve "NG" ibareli pek çok markaya sahip olduğunu, davalı şirket tarafından TPMK nezdinde yapılan 2012/72744 sayılı "NG ENERJİ Natural Gaz Enerji Kont. Den. Ve Müş.Ltd Şti" ibareli marka tescil başvurusunun yayınına davacı şirket tarafından yapılan itirazın TPMK tarafından kısmen kabul edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından kalan emtia yönünden de YİDK nezdinde itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın 2015-M-1896 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi olduğunu, davacının markalarının kapsamında bulunan emtianın davalının marka başvurusunda da yer aldığını, davacının markalarını 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak kullandığını, davalının davacının seri markaları ve ticaret unvanı ile benzer başvuruda bulunmasının davalı şirketin kötüniyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, TPMK YİDK’nın 2015-M-1896 sayılı kararının iptali ile markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davalının marka başvurusu kapsamından TPMK Markalar Dairesi Başkanlığı kararı ile benzer olan malların çıkarıldığını, kalan emtianın benzer olmadığını, taraf markaları arasında iltibas ihtimali bulunmadığını, 556 sayılı KHK'nın 7/1b, 8/1b ve 8/4 maddesi koşullarının gerçekleşmediğini, davalının kötüniyetinin somut deliller ile ispat edilemediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı bir savunma yapmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf markaları arasındaki benzerliğin ayniyet ya da ayırt edilemez düzeyde bir benzerlik olmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğu yönünde yeterli delil bulunmadığı, dava konusu edilen TPMK YİDK tarafından verilen 2015-M-1896 sayılı kararı yönünden 556 sayılı KHK 7/1-b, 8/1-b, 8/4, 35 madde koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle YİDK iptal talebi yönünden davanın reddine, hükümsüzlük talebi yönünden marka henüz tescil edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, markalarda yer alan ibarelerin kompozisyonlarının farklılaştığı, taraf markaları arasında ayniyet veya ilk bakışta ve hiç bir inceleme yapılmaksızın ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 7/1-b maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleşmediği, marka işaretleri benzer bulunsa da farklı emtiayı kapsadıklarından iltibas tehlikesi oluşmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinde öngörülen koşullarının gerçekleşmediği, davacının tanınmışlık iddiasına ilişkin bir delil sunulmadığı bu nedenle anılan KHK'nın 8/4 maddesinde düzenlenen koşullarının gerçekleşmediği, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.