18. Ceza Dairesi 2015/10222 E. , 2016/2079 K.
"İçtihat Metni" KARAR
Hakaret ve basit yaralama suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1 ve 86/2. maddeleri gereğince 3 ay hapis ve 6 ay hapis cezalan ile cezalandırılmasına dair, İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/2012 tarihli ve 2010/3127 esas, 2012/4357 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, hükümlü tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, aynı Mahkemenin 28/03/2014 tarihli ve 2010/3127 esas, 2012/4357 sayılı ek kararma itirazın reddine dair İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2014 tarihli ve 2014/144 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/06/2014 gün ve 231394 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 23/3. maddesindeki "Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz" şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun"un 318/1. maddesindeki "Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir." şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren Hâkim Recep Uyanık"ın olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği hususu gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret ve yaralama suçlarından sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/12/2012 tarihli ve 2010/3127 esas, 2012/4357 sayılı kararı ile hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, sanık tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, talebinin aynı mahkemenin 28/03/2014 tarihli ek kararı ile reddedildiği, ret kararına yapılan itirazın mercii İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 08/04/2014 tarihli kararı ile yerinde görülmemesi üzerine, bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Kesinleşen hükme yönelik yargılamanın yenilenmesi talebinin, asıl hükmü veren hakim tarafından değerlendirilmesinin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318. maddesinde; (1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.
(2) 303 üncü Madde gereğince Yargıtayın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur.
(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.” hükümlerine yer verilmiş,
Aynı Kanun’un “Yargılamaya katılamayacak hakim” başlıklı 23/3. maddesinde ise; “Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz." hükmü düzenlenmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret ve yaralama suçlarından verilen İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 11/12/2012 tarihli ilk mahkumiyet hükmü ile, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair aynı mahkemenin 28/03/2014 tarihli kararında aynı hakim görev almıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair verilecek kararda, önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılanma hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hakimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- İstanbul 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/04/2014 tarihli ve 2014/144 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 08.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.