18. Ceza Dairesi 2015/16502 E. , 2016/2078 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 106/l-(2). cümle, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ve 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/02/2010 tarihli ve 2009/578 esas, 2010/67 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/05/2014 gün ve 148632 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; sanığın katılana yönelik hakaret içeren sözleri katılanın yüzüne karşı söylememiş olduğu ve tanık Sedat Kumova"ya söylemiş olduğu iddia edilmesine göre hakaret içeren söz, gıyapta hakaret suçunun ihtilat şartının ve suç unsurları oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, katılanın gıyabında, yanında tanık ...’nın bulunduğu ortamda, tanığa karşı katılanla ilgili olarak, hakaret içeren sözler sarf ettiği ve mahkemenin sanığın iletme kastı olduğu gerekçesiyle mahkumiyetine karar verdiği anlaşılmaktadır.
İddia olunan bu sözler yalnızca tanık Sedat Kumova tarafından duyulmuştur. Bu nedenle “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, gıyapta hakaret suçundan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 11/02/2010 tarihli ve 2009/578 esas, 2010/67 sayılı kararın, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Yasa maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3- Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 08.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.