15. Ceza Dairesi 2015/9573 E. , 2018/5917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : 1- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu açısından TCK"nın 158/1-f, 62, 52, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçu açısından TCK"nın 204/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan TCK"nın 206/1, 62, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından mahkumiyete ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın İlyas ismi ile internet sitesinde satılık telefon ilanı verdiği ve aynı isimle müşteki ile irtibata geçip telefon alım satımı hususunda konuştuğu, müştekiye ölen İlyas Boztaş"ın kimlik numarasını vererek PTT"den havale yapmasını istediği, İlyas Boztaş"a ait olup kendi fotoğrafı bulunan kimliği kullanıp PTT"den parayı çektiği ve müştekiye telefonu göndermediği, sonrasında başka bir gün PTT"den çıkarken kolluk kuvvetlerinin şüphelenerek durdurması neticesinde aynı sahte kimliği ibraz ettiği ve İlyas"ın gerçekte öldüğünün anlaşılması üzerine sanığın gerçek adını söylediği ve böylece atılı suçları işlediği iddia ve kabul edilen olayda;
1)Sanık hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın ikrarı, belge aslı, bilirkişi raporu, katılan beyanı, oluş ve tüm dosya kapsamına göre atılı suçtan mahkumiyetine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlemediğine dair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2)Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne dair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın savunmaları, katılan beyanı, PTT dekontu ,oluş ve tüm dosya kapsamına göre atılı suçun işlendiği sabit olup mahkumiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemiş, sanık cezaevindeyken 12/03/2013 tarihli dilekçesinde; ailesine sanığın 500 TL zararını karşılamak istediğini söylediğini ve ailesinden para istediğini, onlar tarafından 100 TL kadar paranın kendisine yollandığını belirttiği, ancak sanığın 22/03/2013 tarihli duruşmada alınan beyanında; katılanın zararını karşılamadığını tekrar süre verilmesini istediğini belirttiği ve mahkeme tarafından gelecek celseye kadar süre verildiği halde, sanığın sonraki oturuma gelmediği gibi ödeme konusunda herhangi bir belge ibraz etmediği anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanığın suça konu eylemden elde ettiği menfaatin 500 TL olduğu, dolayısıyla adli para cezasının da bu miktara uygun şekilde “50 gün” olarak tespiti yerine, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının elde edilen menfaat miktarının üzerinde olacak şekilde “60 gün” olarak tayin edilmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan adli para cezasına mahkumiyete ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "60 gün",""50 gün"" ve “1.000 TL” terimlerinin çıkartılarak yerine, sırasıyla "50 gün",""41 gün"" ve “820 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3)Sanık hakkındaki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyet hükümlerine dair temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın kolluk görevlileri tarafından durdurularak kimliğinin sorulması üzerine sahte İlyas Boztaş"a ait bilgileri taşıyan kimliği ibraz ettiği, ancak yapılan araştırma neticesinde İlyas"ın öldüğünün söylenmesi üzerine sanığın kendi kimlik bilgilerini verdiği ve kendi kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlendiği, sahte isimle düzenlenmediği nazara alındığında; unsurları itibari ile oluşmayan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Sanık hakkında iddianame ile iftira suçunun uygulanması talep edildiği halde 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden,TCK"nın 206.maddesi ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan