Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/681
Karar No: 2021/1068
Karar Tarihi: 22.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/681 Esas 2021/1068 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/681 E.  ,  2021/1068 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)


    1. Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda karar bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20.12.2012 tarihli borçlanma talebi ile Suudi Arabistan’da geçen ve 29.03.1982 tarihinde başlayan 1491 günlük çalışma süresini borçlandığını, borçlanma tutarının 05.03.2013 tarihinde ödendiğini, bu şekilde toplam prim gün sayısının 6380 güne ulaştığını, ancak davalı Kurumun sigorta başlangıç tarihi olarak Türkiye’de işe başlama tarihi olan 16.03.1995 tarihini esas aldığını, sigorta başlangıç tarihinin Suudi Arabistan’da çalışmaya başladığı 29.03.1982 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin Kurumun 07.03.2014 tarihli işleminin iptaline ve sigorta başlangıç tarihinin Suudi Arabistan’da çalışmaya başladığı 29.03.1982 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesinin talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili cevap dilekçesinde; Türkiye ile Suudi Arabistan arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığı gibi, sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmayan ülkelerdeki sürelerini borçlananların sözleşmesiz ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarihin Türkiye’de ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 02.10.2014 tarihli ve 2014/120 E., 2014/739 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporunun Anayasal ifade ile sosyal hukuk devleti olan ülkemizin mevzuatına ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Kurum işleminin iptaline ve yurt dışında geçen hizmetlerinin başlangıcı olan 29.03.1982 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmiştir.

    Özel Dairenin Bozma Kararı:
    7. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 06.05.2015 tarihli ve 2015/3691 E., 2015/8852 K. sayılı kararı ile; “…Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 3201 sayılı Kanun kapsamında Suudi Arabistan’da geçen 29.03.1982-09.02.1986 ve 29.09.1994-08.01.1995 tarihleri arasındaki toplam 1491 günlük çalışmasını borçlanarak borçlanma bedelini 05.03.2013 tarihinde ödediği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık; 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun uyarınca yapılan borçlanma neticesinde yurt dışında çalışmaya başlanılan tarihin sigortalılık başlangıcına esas alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Yurt dışındaki vatandaşların, sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik ilk düzenleme, 1978 yılında çıkarılan 2147 sayılı “Yurt Dışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Çalışma Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunu” olup, bilahare halen yürürlükte bulunan ve önceki Kanundan yararlananların kazanılmış haklarını saklı tutan 3201 sayılı “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir.
    3201 sayılı Kanun uyarınca yurt dışı hizmet borçlanması, yurt dışında geçmiş sürelerin Türkiye"de geçmiş gibi değerlendirilmesi imkanını tanımaktadır. Bu Kanun hükümlerine göre borçlanılan yurt dışı çalışma süresi, bedelinin ödenmesi halinde, ait olduğu devrede dikkate alınarak, tahsis istemi yönünden bir değerlendirme yapılmalıdır.
    İkili uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde özel hüküm bulunmayan veya sözleşme imzalanmayan ülkelerdeki çalışmalarını borçlananlar yönünden sigortalılık başlangıcının ve dolayısıyla sigortalılık süresinin nasıl hesaplanacağı ise 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinde düzenlenmiştir.
    Anılan maddeye göre, Türkiye"de tescili bulunan sigortalılar yönünden sigortalılık başlangıcı, tescil tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidilerek bulunacak tarih; tescili olmayanlar yönünden ise, borcun tamamen ödendiği tarihten borçlanma süresi kadar geriye gidilerek bulunacak tarihtir.
    Yukarıda açıklanan hususlar Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2012 gün 2012/21-29 E., 2012/267 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasında imzalanmış sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığından, Türkiye"de 07.05.1999 tarihinde tescili bulunan davacı yönünden sigortalılık başlangıcının, 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca, tescil tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidilerek hesaplanması gerekmektedir.
    Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2015/1219 E., 2015/1662 K. sayılı kararı ile; davacının yurt dışındaki hizmet başlangıç tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabulü hâlinde davalı Kurumun bir zararının söz konusu olmayacağı, davacının ise ek prim ödemeden emekliliğe hak kazanacağı, bunda da menfaati bulunduğu, aksi hâlde ek prim ödemesi ve bir süre beklemesi gerektiği, iç hukukta ikili sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde çalışanların orada çalışmaya başladıkları tarihin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabulüne ilişkin düzenleme yapılabileceği, mahkemelerin ve özellikle yüksek mahkemelerin kanunun açık hükmüne rağmen adalet ve hakkaniyet ilkeleri, kanunun ruhu ve özüyle bütünlük içinde kanunu en adil biçimde yorumlamaları gerektiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
    10. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararı süresinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    11. Hukuk Genel Kurulunun 08.11.2017 tarihli ve 2017/10-2802 E., 2017/1340 K. sayılı kararı ile; mahkemenin direnmeye ilişkin kısa kararının usulün öngördüğü nitelikleri haiz olmadığı gerekçesiyle direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.
    12. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 16.01.2018 tarihli ve 2017/603 E., 2018/24 K. sayılı kararı ile; Hukuk Genel Kurulunun usule ilişkin olduğu belirtilen bozma kararına uyularak önceki hükümde direnilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    13. Direnme kararı süresinde davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    14. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının Suudi Arabistan’da çalışmaya başladığı tarihin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabulünün hukuken mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    15. Konuyla ilgisi bakımından öncelikle sigortalılık süresinin başlangıcı kavramına açıklık getirilmesinde yarar bulunmaktadır.
    16. Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresini düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) 38. maddesi hükmü; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcını; sigortalının 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926 sayılı Kanunlara ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Geçici 20. maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edileceğini; Kanun’un uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresinin 18 yaşının ikmal edildiği tarihte başlamış olacağını, bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayısı hesabına dâhil edileceğini öngörürken uluslararası sosyal güvenlik sözleşme hükümlerini saklı tutmuştur.
    17. Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) 108. maddesinde ise, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tâbi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih olarak belirtilmiştir.
    18. Yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının sigortalılık başlangıcı yönünden ise, bulundukları ülke ile yapılan ikili uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde açık hüküm bulunmayan veya hiç sözleşme yapılmayan ülkelerde bulunanların durumu 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un (3201 sayılı Kanun) 5. maddesinde düzenlenmiş olup, 5. maddede, borçlanma konusu hizmetlerinden sonra Türkiye"de tescili bulunan sigortalılar yönünden sigortalılık başlangıcının tescil tarihinden itibaren borçlanılan süre kadar geriye gidilerek bulunacak tarih olacağı, hiç tescili olmayanlar için de, borcun tamamen ödendiği tarihten borçlanma süresi kadar geriye gidilerek bulunacak tarihin sigortalılık başlangıç tarihi kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
    19. 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun’un 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesine eklenen fıkradaki "Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz” düzenlemesi ile yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye’de sigortalılık başlangıcı sayılamayacağı kabul edilmiştir.
    20. Daha sonra 11.09.2014 tarihli ve 6552 İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un (6552 sayılı Kanun) 29. maddesi ile 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 5754 sayılı Kanun ile eklenen fıkrasına “ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir” cümlesi eklenmiştir.
    21. Somut olayda Türkiye’de sigortalı çalışmaları 07.05.1999 tarihinde başlayan davacının 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile Suudi Arabistan’da geçen çalışma sürelerini borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borçlanma talebi kabul edilerek Suudi Arabistan’da geçen 29.03.1982-09.02.1986 ve 29.09.1994-08.01.1995 tarihleri arasındaki 1491 gün için borç tahakkuk ettirildiği, davacının borçlanma tutarını 05.03.2013 tarihinde ödediği, 12.04.2013 tarihinde Kurum kayıtlarına giren dilekçesi ile sigorta başlangıç tarihinin 29.03.1982 ve prim gün sayısının 6380 olduğunu belirterek yaşlılık aylığı bağlanma koşullarını yerine getirip getirmediğinin bildirilmesini talep ettiği, Kurumun 15.04.2013 tarihli yazısı ile ilk işe giriş tarihi olan 16.03.1995 tarihine göre 506 sayılı Kanun’un 4759 sayılı Kanun ile değişik Geçici 81. maddesi uyarınca 55 yaş, 25 yıl sigortalılık süresi ve 5760 prim gün sayısı şartlarını tamamlaması hâlinde dosyasının tekrar inceleneceğinin bildirildiği, davacının 07.03.2014 kayıt tarihli dilekçesinde bu kez sigorta başlangıç tarihinin ilk işe giriş tarihi olan 29.03.1982 olarak kabul edilmesini talep ettiği, Kurumun 07.03.2014 tarihli yazısı ile 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki hüküm gereğince Suudi Arabistan’daki hizmet başlangıç tarihinin Türkiye’deki sigortalı hizmet başlangıç tarihi olarak dikkate alınmayacağını bildirdiği, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
    22. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Türkiye Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasında imzalanmış sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığından Türkiye’de 07.05.1999 tarihinde sigortalılık tescili mevcut olan davacı yönünden sigortalılık başlangıcının Suudi Arabistan’da çalışmaya başladığı tarih olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp sigortalılık başlangıcının 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca tescil tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilerek belirlenmesi gerekmektedir.
    23. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.
    24. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    25. Dava tarihinin 26.03.2014 olmasına rağmen direnme kararında 27.11.2017 olarak yazılması ise, mahallinde her zaman düzeltilebilecek maddi hata kabul edilmiş ve işin esasına etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi