Esas No: 2020/2012
Karar No: 2022/1248
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2012 Esas 2022/1248 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/2012 E. , 2022/1248 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 22.01.2020 tarih ve 2019/2459 E. - 2020/25 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.02.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı ... vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin müteveffa ...'nın yasal mirasçıları olduğunu, murisin ise davalı şirketin vefat ettiği tarihteki ortağı olduğunu, müvekkillerinin 09.07.2014 tarihli adi şirket hisse devri sözleşmesi ile şirkette bulunan hisselerini davalı ...’e devretme konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu sözleşmede davalı ...’in şirketin tüm alacak ve borçlarını devraldığını kabul ettiğini, 09.07.2014 tarihli noter hisse devir sözleşmeleri ile hisselerin devredilerek devir işleminin ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, müteveffanın davalı ... idaresi sırasında şirket adına taşıt kredisi kullandığını, şirket hisse devir sözleşmesinde şirket kredilerinin 620.934,65 TL olarak belirtildiğini, müteveffanın kullandığı taşıt kredilerinde lehine ölüm teminatı olarak hayat sigorta poliçelerinin düzenlendiğini, müvekkillerinin hayat sigortalarından dolayı sigorta şirketinden mirasçı olarak almaları gereken hisselerine düşen 168.457,02 TL'nin 18.08.2014 tarihinde davalı şirketin kullandığı kredilerin kapatılması için dain-i mürtehin bankaya ödendiğini öğrendiklerini, davalıların müvekkilleri aleyhine sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili ... yönünden şimdilik 1.000,00 TL'nin, müvekkili ... yönünden ise şimdilik 3.000,00 TL'nin sebepsiz zenginleşme tarihi olan 25.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 15.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen tutarı davacı ... açısından toplam 126.342,77 TL’ye, davacı ... açısından ise toplam 42.114,25 TL'ye çıkarmıştır.
Davalı ... vekili, müteveffanın davalı şirketin tek ortağı ve müdürü sıfatıyla şirket nam ve hesabına muhtelif zamanlarda ticari araç ve nakit kredisi kullandığını, kullanmış olduğu kredilere karşılık hayat sigortası yapıldığını, dain-i mürtehin sıfatıyla bankanın ticari araç kredilerinden kalan borç bakiyelerini kapattığını, müvekkilinin davalı ... 14.04.2015 tarihinde üçüncü şahsa devrettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, poliçe suretlerinin incelenmesinde poliçelerin tamamında, dava dışı Finansbank'ın "dain mürtehin" olarak gözüktüğü, poliçe eklerinde yer alan bilgilendirme formlarında "...sigortalının sigorta süresi içinde vefat etmesi halinde poliçede belirtilen vefat teminat tutarı Finansbank A.Ş.'nin dain mürtehin olarak atandığı ürünlerde vefat tazminatı olarak sigortalının dain mürtehine olan borçları nispetinde dain mürtehine ödenir, kalan bakiye varsa sigortalının lehdarlarına, lehdar belirtilmemişse kanuni varislerine ödenir, Finansbank A.Ş.'nin dain mürtehin olarak atanmadığı ürünlerde ise vefat tazminatı sigortalının lehdarlarına ödenir" hükmünün yer aldığı, bu nedenle poliçedeki tazminatlar için sigorta şirketinden talepte bulunmaya öncelikli olarak dava dışı Finansbank A.Ş.'nin yetkili olduğu, bu haliyle dain mürtehine ve bakiye kısım yönünden davacılara yapılan ödemelerin kredi sözleşmesi ve poliçelere uygun olduğu, davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların murisi ...’nın, yetkilisi olduğu davalı şirket adına dava dışı Finansbank A.Ş.’den kefaleten kredi kullandığı, bu krediler kapsamında düzenlenen hayat sigortalarında Finansbank A.Ş.’nin dain-i mürtehin sıfatıyla yer aldığı, kredi borcuna kefaleti nedeniyle murisin hayat sigorta poliçelerinden doğan alacaklardan yapılan kesintiden, kredi lehtarı asıl borçlu davalı şirketin ve hisseleri devralan davalı gerçek kişinin sorumlu olduğu, başka bir deyişle davalı şirketin kredi borcunun tamamından asıl borçlu sıfatıyla, davalı gerçek kişinin ise hisse devir sözleşmesindeki beyanı uyarınca kefilin yasal mirasçılarına hayat sigorta poliçelerinden dolayı ödenmesi gereken tutardan kredi borcuna mahsuben yapılan 168.457,02 TL kesintiden sorumlu olduğu, davacılar vekilinin gerek dava dilekçesinde gerekse ıslah dilekçesinde, dava konusu alacağa, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği 25.08.2014 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi yürütülmesine karar verilmesini istediği, Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozulan kararında faiz talebinin sehven karara bağlanmadığı, davacılar vekilinin bu hususu temyiz sebebi yaptığı, ancak Yargıtay bozma ilamında bu hususun bozma sebepleri kapsamına alınmadığı, Yargıtay bozma ilamında davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ise de bu hususun maddi hataya dayalı olduğu kanaatine varıldığı, davacıların alacağı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmakta olup bu alacağa, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın her iki davalı yönünden kabulüyle, davacı ... yönünden 42.114,25 TL, davacı ... yönünden 126.342,77 TL olmak üzere toplam 168.457,02 TL alacağın, 25.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Kanun'un 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’in temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 9.863,39 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına, 24/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.