18. Ceza Dairesi 2015/31200 E. , 2016/2053 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık ..." nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1. maddesi uyarınca iki kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5-8. maddesi gereğince ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına dair, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarihli ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanunun 231/11. maddesi uyarınca sanık hakkında geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1. maddesi uyarınca iki kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı mahkemenin 12/11/2014 tarihli ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı ek kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/05/2013 gün ve 142566 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarihli ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı kararı ile 12/11/2014 tarihli ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı ek kararına yönelik yapılan incelemede,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 02/03/2010 tarihli ve 2009/9-259 esas, 2010/47 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265. Maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluştuğu, somut olayda sanığın suçun yasal tanımında yer alan ve hukuksal anlamda tek bir fiili oluşturan davranışları, görevini ifa eden iki kamu görevlisine karşı görevi yaptırmamak için gerçekleştirmiş olması nedeniyle aynı nev’iden fikri içtimanın koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43/2. Maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin her iki katılan bakımından yazılı şekilde ayrı ayrı görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına ve anılan hükümlerin yazılı şekilde açıklanmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarihli kararı ile, mağdur sayısınca iki kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, aynı mahkemenin aynı esas ve karar sayılı ek kararı ile hükmün açıklandığı, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yönelik gerekçeyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanığın iki mağdura yönelik görevi yaptırmamak için direnme eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin, uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İncelenen somut olayda; sanık ...’nin tek bir fiil ile her iki mağdura görevi yaptırmamak için direnme şeklinde iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eylemi nedeniyle, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında, Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarih ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı kararı ve Ankara 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2013 tarih ve 2012/653 esas, 2013/133 sayılı ek kararın, 5271 sayılı CMK" nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Karardaki hukuka aykırılık aynı yasa maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle,
- TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca, mahkemece cezanın alt sınırdan takdir edilmiş olması da değerlendirilerek, 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
- TCK’ nın 43/2. maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında arttırılarak, 7 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 08.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.