18. Ceza Dairesi 2015/33765 E. , 2016/2052 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 256/1, 62 ve 527 maddeleri gereğince 5 ay hapis ve 500.00 yeni Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair İzmir 5. Aslive Ceza Mahkemesinin 06/11/2008 tarihli ve 2008/511 esas, 2008/570 sayılı kararını, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 13/11/2015 gün ve 350526 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 227-228 sayılı kararında belirtilen "Esasen olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan isim, yaş ve hesap hataları, yargı kar:alarında "maddi yanılgı" veya "yazım hatası" diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Yargılama araçlarının belirli bir biçimde takdir edilmelerinden kaynaklanan değerlendirme hataları ise hukuki yanılgılardır. Hukuki yanılgılar, ancak başka bir merci tarafından ve yasa yolu başvurusuyla açılan bir tali muhakeme ile giderilebilir. Yargı ve kararlardaki maddi yanılgılarının düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu .yanılgılar, bizzat bu hatası yapan merci tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.- biçimindeki açıklamalar karşısında, somut olayda Mahkemesince. gerekçe kısmında sanığın kamu görevlisine görevini yaptırmamak için cebir kullandığı için cezalandırıldığının belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında sehven 5237 sayılı Kanun"un 256. maddesi tatbikiyle mahkum edildiğinin belirtildiği, bunun yazım hatasından kaynaklandığı ve mahallinde mahkemesince düzetilebileceği düşüncesiyle yapılan incelemede.
5237 sayılı Kanun"un 265. maddesinin 1. fıkrasında "Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi. altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.- şeklinde yer alan düzenlemede sadece hapis cezası öngörülmüş olmasına rağmen sanık hakkında hapis cezasına ek olarak ayrıca adli para cezasına hükmolunmasında, isabet görülmemiştir.”denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 7.11.2006-227/228 sayılı kararında açıklandığı üzere; yargılama yöntemine veya cezalandırmaya ilişkin hükmün belirli biçimde takdir edilmesinden kaynaklanan değerlendirme hataları "hukuki yanılgı" oluşturmakta iken; isim, yaş ve hesap hataları, yargı kararlarında "maddi yanılgı" veya ""yazım hatası" diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Hukuki yanılgılar, ancak başka bir mercii tarafından ve yasa yolu başvurusuyla açılan bir tali muhakeme ile giderilebilir. Yargı kararlarındaki maddi yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu yanılgılar, bizzat bu hatayı yapan mercii tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.
İncelenen somut olayda: Sanık ... hakkında Görevi Yaptırmamak için Direnme suçundan verilen hükmün gerekçesinde "kamu görevlisine görevini yaptırmamak için direnme suçu olduğunun kabülüne rağmen kısa karar ve hüküm kısmında TCK"nın 265. maddesi yerine sehven TCK"nın 256. maddesi uyarınca denildikten sonra, TCK"nın 265. maddesinin hapis cezası yanında adli para cezası içermediği gözetilmeksizin hatalı olarak sanık hakkında hem hapis hem de adli para cezasına hükmedildiği görülmüştür.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında Görevi Yaptırmamak için Direnme suçu yönünden hükmün İzmir 5. Aslive Ceza Mahkemesinin 06/11/2008 tarihli ve 2008/511 esas, 2008/570 sayılı kararını 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA;
2- Aynı Kanunun 309/4-d maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... hakkında TCK"nın 265/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve TCK"nın 62. maddesi uarınca cezasında 1/6 oranında indirim yapılarak 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 08.02.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.