11. Hukuk Dairesi 2017/2958 E. , 2019/2154 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2014/755 E. - 2016/1105 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2017/105-2017/126 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı şirket temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.03.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan asil ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili ve davalı gerçek kişi tarafından %50"şer hisse ile 10.11.2009 tarihinde kurulduğunu, her iki ortağın da sigorta portföyü kendisine ait olmak üzere faaliyet gösterdiklerini, elde edilen ticari kazançların şirket hesabına yattığını, tarafların 2010 ve 2011 yılı kazançlarını ortak imza ile bankadan çektiklerini, sonrasında ise bilgi verilerek çekilmek üzere her ikisine ayrı ayrı bankamatik kartları verildiğini, davalı ortağın son 6 aydır şirket hesabından sürekli para çektiğini, banka hesabının eksi bakiye verdiğini ve şirket hesabının tek taraflı kredi kullanımı şekline dönüştüğünü, şirket hesabına bankaca kredi faizi tahakkuk ettirilerek hesaptan tahsil edildiğini, müvekkilince bankaya çekilen ihtara rağmen hesaba ait kredi kartlarının kullanımının durdurulmadığını, bankanın ek hesap borcunu şirket hesabından tahsil ettiğini, davalının halen şirketin parasını çekip zimmetine geçirmeye devam ettiğini, 2009 yılında kurulup 2010 yılında faaliyete geçen şirketin hesap kapatma döneminde mutabakat sağlanamadığını, 2011 yılında da aynı sorun yaşandığını, tarafların anlaşmazlıklara son vermek üzere iki ayrı şirket olarak faaliyet sürdürmek için 2012 yılı Ağustos ayında gerekli işlemlere başladıklarını, 27.11.2012 tarihinde mutabakata varıldığını, portföy mülkiyeti ve hisse devri hesap mutabakatına varıldığını, davalı ortağın 2012 yılı sonuna kadar davacının geçmiş dönem alacaklarını ödemek üzere süre istediğini, davalı ortağın anlaşma olmasına rağmen 2012 yılı Ağustos ayından itibaren bankadan yaptığı tek yanlı para çekişleri sonucu hesabın eksi bakiye vermeye başladığını, ikazlara rağmen bankadan para çekilmesinin sürdürüldüğünü, şirketin ödemelerini yapamaz hale geldiğini, davalının eylemleri nedeniyle mutabakat yapılamayıp kâr payı alınamadığını, şirketin hiçbir karar alamaz hale geldiğini, 6102 sayılı TTK"nın 636. maddesinde haklı nedenlerle şirketin feshini isteyebilme hakkının düzenlendiğini ileri sürerek, davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine, dava sonuna kadar şirketi temsil ve ilzam etmek üzere tedbiren yönetici kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket temsilcisi, şartları oluşmayan davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, anasözleşme hükümlerine göre iki ortağın birlikte şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarını, şirketin anasözleşmesinin 11. maddesine göre yapılan tüm giderler düşüldükten sonra bakiyesinin kâr olarak tanımlandığını, şirketin sadece %50’şer masraf ortaklığı şeklinde kurulduğunu, şirketteki telefon, faks, cep telefonu IP adresi ve şirket tarafından verilen şahsi kredi kartları harcamalarının şirket ortak hesabından ödendiğini, ortakların üretim partaj numaralarının farklı olduğunu, Allianz Hayat Emeklilik A.Ş nezdinde 2490 numaralı ortak pantaj adı altında üretim yapıldığını, bu ortak partaj numarasının kişiler ad ve soy isimlerinden şirket içindeki muhasebede ayrıştırıldığını, bu listeyi delil listesine eklediklerini, partaj numaralarının ayrı olması her bir ortağın yaptığı üretimin ortaya çıkmasını sağladığını, her bir ortağın ayrı ayrı yaptığı üretimlerden elde edilen primlerin şirket adına banka hesabına yattığını, bu hesaptan öncelikle şirket ortak giderlerinin ödendiğini, kalanın ise yapılan üretim oranına göre taraflara ait olduğunu, davacının şirketin ortak giderlerini karşılamadığını, bankaya verilmesi gereken yazılı talimatları imzalamadığını, şirketin kiracı olarak kullandığı taşınmaza ait kira sözleşmesini tek yanlı fesih ihbarında bulunduğunu, kira ödemelerinin aksadığını, müvekkilinin kira, şirket muhasebecisinin ücreti gibi giderleri ödediğini, şirket defterlerinin noter onayının yapılamadığını, bu nedenle 4.000,00 TL idari para cezası uygulanmasının söz konusu olduğunu, ticaret odası aidatlarının da aynı nedenle ödenemediğini, 2012 yılı içinde şirkette çalışan bir sigortalının primlerinin banka hesabında para olmaması nedeniyle ödenemediğini, müvekkilinin bu ödemeyi gecikme cezası ile birlikte şahsen karşıladığını, davacı taraftan müvekkiline bilgi verilmeksizin bir adet telefon numarasının iptal edildiğini, 19.03.2013 tarihinde yenilenmesi gereken teminat mektupları için davacının yenileme işlemine imza vermediğini, ipoteklerin paraya çevrilmesi durumunun söz konusu olduğunu, müvekkilinin iki ayrı hesaba 500,00"er Euro yatırmak zorunda kaldığını, davacının Ağustos 2012"den bu yana kendi payına düşen ortak giderleri ödemediğini, davacının kendi adına yeni bir şirket kurduğunu, ofise gelerek kendi eşyalarını alıp adresi fiilen terk ettiğini, haklı nedenle fesih şartları oluşmadığını, TTK’nın 663/3 maddesi uyarınca duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilmesi halinde davacı hissesinin bedelsiz olarak davalı müvekkiline devri ve noterde devir işlemlerinin tamamlanmasından sonra davacının portföyünün devredilmesine ve ortaklığın bu şekilde sonlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı şirkete açılan davanın kabulü ile davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak SMM ..."un atanmasına, tasfiye memuru için aylık 500 TL ücret takdirine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmiştir.
Karara, karşı davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı şirket temsilcisi olarak ... istinaf talebinde bulunulmuştur.
İstinaf Mahkemesince, davacı vekilinin, davalı şirket temsilcisi, davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin HMK"nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
1-Davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuş ise de davanın limited şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olmasına, bu davada husumetin sadece fesih ve tasfiyesi istenen şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup şirket ortaklarına husumet düşmemesine, ilk derece mahkemesince de davacının, davalı ... aleyhine açtığı davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmasına göre davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin ve davalı şirket adına temsilcisi ...’in istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı şirket adına temsilcisi ...’in temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 14/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.