Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/446
Karar No: 2018/37

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/446 Esas 2018/37 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/446 E.  ,  2018/37 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Günü : 23.06.2011
    Sayısı : 117-279

    Sanık ..."in nitelikli hırsızlık suçundan TCK"nun 142/2-d, 290/2-son, 62, 50/1-a ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 4.500 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.06.2011 gün ve 117-279 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 15.04.2014 gün ve 16564-14129 sayı ile;
    "...Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Haksız yere elde bulundurulan anahtar, sahibinin rızası olmaksızın herhangi bir şekilde elde edilen gerçek anahtardır. Anahtarı haksız yere elde bulundurmak, sahibinin kaybettiği anahtarı bulmak, sahibinin sakladığı anahtarı buradan almak, sahibini hataya düşürerek veya çalarak ya da hile ile ele geçirmeyi ifade eder.
    Somut olayda; sanık ..."in daha önce şirketinde çalışan elemanlarından temin ettiği yedek anahtar ile hacizli aracı çalıştırıp götürmesi şeklindeki eylemi 5237 sayılı TCK"nun 290/2. maddesi yollaması ile hırsızlık suçunu oluşturur ise de, anahtarın haksız yere elde bulundurulduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle eylemin 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b maddesine uyacağı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini..." isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 23.05.2014 gün ve 312711 sayı ile;
    "...Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle suçun işlenmesinde, yasada haksızlığın ne suretle olacağı açık olarak tarif edilmemiş ise de, öğreti ve uygulamada bu husus açıklığa kavuşturulmuş bulunmaktadır. Açılan kilidin anahtarının kolaylıkla bulunması mümkün olmayan şekilde durduğu yerden fail tarafından ele geçirilerek alınması olarak kısaca tarif edilen bu hâlde, Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesi itiraz üzerine verdiği bir kararında, dükkân sahibinin kepengini kapatırken akşam üzeri dükkânın önünde unuttuğu otomobil anahtarını ertesi gün burada bulup yakındaki park halinde bulunan aracı çalan sanığın eyleminde anahtarın haksız şekilde ele geçirildiğini kabul etmiştir.
    Sanığın firması adına kayıtlı bulunan araç icra müdürlüğünün takip dosyası sebebiyle 06.04.2006 tarihli haciz tutanağı ile anahtarı ve ruhsatı alınarak yediemine teslim edilmiştir. Yapılan haciz işleminin hukuki mahiyeti itibarıyla sanığın artık araç ile irtibatı kesilmiş, araç üzerinde borç ödenene veya haciz kaldırılana kadar hukuki ve fiiili hâkimiyeti ortadan kalkmıştır. Yüksek Daireniz, benzer konudaki 06.03.2014 gün 9219-7905 sayılı kararında da "sanığın haciz eylemi nedeniyle teslim edilmesi gereken yedek anahtarı alıp aracı götürmesini" TCK"nun 142/2-d maddesi kapsamında saymıştır. Bu nedenle mahkemenin uygulamasının doğru olup hükmün onanması gerekmektedir" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 05.06.2014 gün ve 22574-20130 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İtirazın kapsamına ve Özel Dairenin itiraz üzerine verdiği karara göre inceleme, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin TCK’nun 142/1-b maddesi kapsamında mı yoksa aynı Kanunun 142/2-d maddesi kapsamında mı kaldığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    ....Gıda Limited Şirketinin ortağı ve yetkili müdürü olan sanığın, adı geçen şirket adına kayıtlı olan ve borç nedeniyle Erzincan 1. İcra Müdürlüğünce haczedilerek yediemin ..."ın çalıştığı iş yerinin otoparkına bırakılan suça konu 24 DS 997 plakalı aracı, kendisindeki yedek anahtar ile çalıştırıp bulunduğu yerden götürdüğü,
    Suça konu aracın, ....Gıda Limited Şirketi adına 19.10.2004 tarihinde tescil edildiği ve araç üzerinde İş Bankasına ait aynı tarihli rehin şerhinin bulunduğu,
    Erzincan 1. İcra Müdürlüğünce düzenlenen 06.04.2006 tarihli haciz tutanağında; ....Gıda Limited Şirketi adına kayıtlı 24 DS 997 plakalı 2005 model aracın, Fırat Yem isimli fabrikanın bahçesinde bulunarak burada fiilen haczedildiği ve aracın anahtarı ile birlikte fabrika çalışanı ..."a yediemin olarak teslim edildiği bilgilerine yer verildiği,
    18.06.2006 tarihli tutanakta; yediemin ..."ın, aracın çalındığı yönündeki müracaatı üzerine yapılan tahkikat sonucunda, suça konu aracın inceleme dışı sanık ..."un ikametinin önünde plakaları sökülmüş hâlde bulunduğu, kapı ve kontak bölümünde zorlama izi olmayan aracın, yedek anahtarı ile çalındığı tespitlerinin yapıldığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Mağdur ...; yediemin olarak kendisine teslim edilen aracın, çalıştığı fabrikanın bahçesinde kapı ve camları kilitli bir şekilde park halinde bulunduğu sırada çalındığını, aracın kontak anahtarının sürekli kendisinde bulunduğunu, ancak araca ait başka bir anahtar olup olmadığını bilmediğini,
    Tanık ...; patronu olan sanığa ait suça konu aracı zaman zaman kendisinin kullandığını, söz konusu aracın sanığın arkadaşı olan ..... tarafından olay tarihinden önce kendisinden alındığını, olay günü ise sanığın isteği üzerine aracın yedek anahtarını tanık ..."e verdiğini,
    Tanık ...; suça konu aracın sanığın yetkilisi olduğu .... isimli şirket adına kayıtlı olduğunu, kendisinin de bu şirkette çalıştığını, şirketin iflas etmesi üzerine şehir dışına çıkan sanığın, aracı orijinal anahtarı ile birlikte ....."na bıraktığını, sonrasında aracın yedek anahtarının aynı şirkette çalışan ... tarafından ..."e ulaştırılmak üzere kendisine verildiğini,
    Tanık ...; sanığın, işçisi vasıtasıyla kendisine bir araba anahtarı gönderdiğini, birkaç gün sonra da yanına gelerek bu anahtarı aldığını, daha sonra gelişen olayları bilmediğini,
    İnceleme dışı sanık ...; önceden tanıdığı sanığın kendisini telefonla arayarak tarif ettiği yerde bulunan aracını almasını istediğini, bunun üzerine suça konu aracı bulunduğu yerden alıp evine götürdüğünü, aracı aldığı sırada kapılarının açık olduğunu, anahtarın ise şoför koltuğunun üzerinde bulunduğunu, bu anahtarın yedek anahtar olup olmadığını bilmediğini,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ...; yetkili müdürü ve ortağı olduğu .... Limited Şirketinin iflas etmesi nedeniyle şehir dışına çıktığını, şirket adına kayıtlı suça konu aracını ise arkadaşı ....."na bıraktığını, araç üzerinde banka rehni bulunduğunu, borcunu ödeyemediği için alacaklı banka tarafından icra kanalıyla alınan aracının yediemine teslim edildiğini, tanık ..."in aracı nasıl aldığını bilmediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
    Hırsızlık suçunun basit hâli TCK’nun 141. maddesinin birinci fıkrasında; "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre hırsızlık suçu; başkasına ait taşınabilir bir malı, sahibinin (zilyed) rızası olmaksızın faydalanmak kastı ile bulunduğu yerden almaktır. Hırsızlık suçunun basit hâlinin oluşması için, başkasına ait taşınabilir eşyanın suçun nitelikli hâllerinde belirtilen şekiller dışında çalınması gerekir.
    Suçun nitelikli hâlleri aynı Kanunun 142. maddesinde sayılmış, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde; herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, ikinci fıkrasının (d) bendinde ise; haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle işlenmesi hâlleri nitelikli hırsızlık suçu olarak yaptırıma bağlanmıştır.
    6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 62. maddesiyle TCK"nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış, ilga edilen bendin metni korunmak suretiyle aynı maddenin ikinci fıkrasına (h) bendi olarak eklenmiş, ikinci fıkranın (d) bendine "kilit açmak" ibaresinden sonra gelmek üzere "veya kilitlenmesini engellemek" ibaresi eklenmiş, birinci fıkradaki “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” olarak, ikinci fıkradaki “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım ise “beş yıldan on yıla kadar hapis” olarak değiştirilmiştir.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan hâliyle, TCK"nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde iki ayrı nitelikli hâl düzenlenmiş olup, birincisi herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için eşyanın, herkesin girebileceği bir yerde bulunmasının yanında, kilitlenmek suretiyle de muhafaza altına alınmış olması gerekir. Madde gerekçesinde, "Ancak bina tanımına girmeyen bir yerde, örneğin otomobilde bulunan eşya hakkında muhafaza altına alınma koşulu aranmış; böylece kapıları kilitli olmayan veya camları kapatılmamış bir otomobildeki eşyanın çalınması hâlinde nitelikli hırsızlık kabul edilmemiştir" denilmek suretiyle bu husus belirtilmiştir. Herkesin girebileceği yerden, cadde, sokak, pazar yeri veya meydan gibi hiçbir sınırlama, engel olmadan kişilerin girme imkânı bulunan kamuya açık yerler anlaşılmalıdır.
    Fıkrada belirtilen ikinci nitelikli hâl ise, bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşyanın çalınmasıdır. Bu nitelikli hâlde öngörülen "bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmaktan" anlaşılması gereken, mutlaka belli bir yere kilitlemek ya da gizlemek olmayıp, eşyanın bina veya eklentisi içinde bulundurulmuş olması yeterlidir.
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle TCK"nun 142. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen hırsızlık suçunun oluşması için; eylemin haksız yere elde bulundurulan gerçek veya taklit anahtar ya da diğer bir aletin anahtar boşluğuna sokulması suretiyle kilit açılarak gerçekleştirilmesi, diğer bir anlatımla kilidin, hırsızlık fiilini işlemek veya çalınmış malı başka bir yere nakletmek amacıyla açılmış olması gerekmektedir. Kilidin muhafaza altına alma görevini yerine getirmesi yeterli olup, ayrıca muhkem olmasına gerek yoktur.
    Haksız yere elde bulundurulan anahtar, sahibi ya da zilyedinin rıza ve haberi olmadan herhangi bir şekilde ele geçirilen anahtardır. Suçun, geri verilmek üzere veya başka bir amaçla kullanmak için alınan gerçek anahtarla işlenmesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Ancak, anahtar faile mağdur tarafından verilmiş ve verme iradesi de kilidin açılarak hırsızlık suçunun işlenmesi aşamasında devam ediyor ise bu nitelikli hâl uygulanamayacaktır.
    Hırsızlık suçu ile korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı ile birlikte zilyetliktir. Kanunda "zilyet" kelimesi ile "başkasına ait" olma kelimesi aynı anda kullanılmıştır. Bu şekilde kanun koyucu, iki farklı hukuki duruma aynı anda yer vererek hırsızlık suçunda zilyetlik ile mülkiyeti ayırmış, her ikisini de koruma altına almıştır. Suçun maddi konusu ise başkasına ait taşınır maldır. Bu nedenle malın malikinin bu suçun faili olması mümkün değildir. Ancak bu durumun bir istisnası TCK"nun 290. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
    Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren TCK"nun “Resmen teslim olunan mala elkonulması ve bozulması” başlığını taşıyan 290. maddesinin ikinci fıkrası; "Muhafaza edilmek üzere başkasına resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan taşınır malın bu kişinin elinden rızası dışında alınması hâlinde hırsızlık, cebren alınması hâlinde yağma, hileyle alınması hâlinde dolandırıcılık, tahrip edilmesi hâlinde mala zarar verme suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Kişinin bu malın sahibi olması hâlinde, verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde düzenlenmiş olup, bu özel düzenleme ile malikin kendi malı üzerinde hırsızlık suçunu işleyebileceği kabul edilmiştir.
    Suçun konusunu oluşturan “haczedilmiş mal” öğretide; kesinleşmiş bir icra takibine konu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için bu hususta talepte bulunan alacaklı lehine söz konusu alacağı karşılayacak miktar veya değerdeki mala icra dairesi tarafından hukuken el konulması olarak tanımlanmıştır. (Baki Kuru, Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz, İcra İflas Hukuku, Ankara 2010, s; 229)
    TCK"nun 290. maddesinin ikinci fıkrasındaki suç, “başkasına resmen teslim edilen” taşınır mala karşı, diğer bir kimse tarafından işlenilmektedir. Ancak bu suçun oluşabilmesi için, muhafaza edilmek üzere yapılan teslim işinin hukuken geçerli ve yöntemine uygun biçimde gerçekleştirilmiş bulunması gerekir. Suç tarihinde, malı elinde bulunduran muhafızın bu görevinin hukuken sürüyor olması da aranmalıdır. (Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, C. 6, s. 8531)
    Bu tür malların, malın sahibi dışında üçüncü şahıslar tarafından çalınması hâlinde TCK"nun 290. maddesinin ikinci fıkrası gereği hırsızlık suçuna ilişkin hükümler uygulanacak, malın sahibi tarafından çalınması hâlinde ise TCK"nun 290. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi gereği, hırsızlık suçu hükümleri uyarınca verilecek cezanın yarısından dörtte üçüne kadarı indirilecektir.
    Ayrıca Kanun koyucunun yaptığı atıf ifadesinin; “...suçuna ilişkin hükümler uygulanır” biçiminde olması karşısında, 290. maddenin ikinci fıkrasında diğer suç tiplerine yapılan atıfların, ilgili suç tiplerinin tüm unsurlarına yapılmış olduğunun ve ilgili suç tipinde öngörülen nitelikli hallere de atıf yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Fiilin niteliğine göre ilgili suçun basit ya da nitelikli şekli ile ceza verilmelidir.(Yaşar-Gökcan-Artuç, s. 8531)
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    ....Gıda Limited Şirketinin ortağı ve yetkili müdürü olan sanığın, adı geçen şirket adına kayıtlı olup, borç nedeniyle Erzincan 1. İcra Müdürlüğünce haczedilerek yediemin ..."ın çalıştığı iş yerinin otoparkına bırakılan suça konu 24 DS 997 plakalı aracı, kendisindeki yedek anahtar ile çalıştırıp bulunduğu yerden götürdüğü olayda; kesinleşmiş icra takibi sonrası haczedilerek yediemine teslim edilen suça konu araç üzerinde borç ödenene veya haciz kaldırılana kadar tasarruf ehliyeti ortadan kalkan sanığın, araca ait tüm anahtarları teslim etmesi gerekirken gizleyip uhdesinde tutmak suretiyle haksız yere elinde bulundurduğu yedek anahtar ile hacizli aracı çalıştırarak götürmek şeklindeki eyleminin, TCK"nun 290. maddesinin 2. fıkrasındaki atfın hırsızlık suçunun nitelikli hâllerini de kapsadığı hususu göz önüne alındığında, aynı Kanunun 142. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin bozma kararının sanık ... yönünden kaldırılmasına, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmedir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 15.04.2014 gün ve 16564-14129 sayılı bozma kararının sanık ... yönünden KALDIRILMASINA,
    3- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.02.2018 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi