1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1754 Karar No: 2013/2478 Karar Tarihi: 22.02.2013
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/1754 Esas 2013/2478 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen bir gaiplik davası sonucunda, mahkeme hasımsız açılan davada sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Ancak, davanın taraf teşkilinin kamusal düzen bakımından önem taşıdığı belirtilerek kayyımın davada yer alması sağlanmasının daha doğru olacağı ifade edilmiştir. Mahkeme, davada kayyımın görev ve sorumluluklarıyla ilgili Türk Medeni Kanunu, 3561 sayılı yasa gibi hükümlerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etmiştir. Bu nedenle, öncelikle kayyımın davada yer alması sağlanmasının doğru olduğu, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargılamanın her aşamasında taraf teşkili usul kuralı kamusal düzen açısından önem taşıdığı ifade edilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu'nun 588. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382 ve 383. maddeleri, 3561 sayılı Yasa, 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 3. maddesidir.
1. Hukuk Dairesi 2013/1754 E. , 2013/2478 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2012 NUMARASI : 2012/701-2012/641
Yanlar arasında görülen gaiplik davası sonunda, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, gaiplik ve gaibin malvarlığının Hazineye intikal ettirilmesi isteklerine ilişkin olup hasım gösterilmeden açılmıştır. Mahkemece, davanın hasımsız açıldığı, çekişmesiz yargıya tabi olup sulh hukuk mahkamesinin görevinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın TMK"nın 588. maddesinden kaynaklandığı anlaşılmakta olup; bu tür davaların taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğu gözetildiğinde, olayda HMK"nın 382 ve 383.maddelerinin uygulama yeri bulunmadığı, bu hali ile HMK"nın 2. maddesi kapsamında kaldığı ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu tartışmasızdır. Diğer taraftan, kayyımın atanması ve kayyımın görev ve sorumluluklarıyla ilgili TMK"daki hükümler ile 3561 sayılı Yasa hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla anılan davaların kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk vardır. Taraf teşkili kamu düzeniyle ilgisi bakımından temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde tutulması gereken bir usül kuralıdır. Hal böyle olunca, öncelikle kayyımın davada yer alması sağlanarak taraf teşkilinin tamamlanması, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi yerine, görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı HMK"nın 3.maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK"nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.