Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8248
Karar No: 2022/1343
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8248 Esas 2022/1343 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı bankanın internet bankacılığı kullanılarak müşteri hesaplarından yapılan havalelerle ilgili olarak açılan davada, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıkların suçlu bulunmadığı ve davacının banka hesabından çekilen paraların çalındığına dair bilgi ya da belge bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, ceza mahkemesinde yapılan maddi vakıa tespitinin hukuk mahkemesi hakimini bağladığından, bankanın sorumluluğu sadece çekilen tutar üzerindedir. Mahkeme, davalılardan Türkiye İş Bankası A.Ş.'den 7.480,60 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar vermiş, diğer davalılar ise sorumlu tutulmamıştır. Hükmün sonuç kısmında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu nedenle, mahkeme kararı re'sen bozulmuştur. Hükmün temyiz edilmeksizin ve temyiz istemi reddedilmek suretiyle kesinleşen bölümleri bakımından yeniden hüküm tesis edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından kararın re'sen bozulmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereği, mahkeme kararlarında hüküm kurulması gereken istemler bakımından sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirtilmelidir.
11. Hukuk Dairesi         2020/8248 E.  ,  2022/1343 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 31.10.2019 tarih ve 2019/369 E. - 2019/1090 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... Kazımkarabekir Şubesi'ndeki hesabından 02/05/2006 tarihinde bilgisi dışında internet üzerinden davalı ...’ın hesabına 2.200,00 TL, davalı ...’nun hesabına 2.100,00 TL, davalı ...’ın hesabına 2.200,00 TL, davalı ...’ın hesabına 2.200,00 TL havale edildiğini, davalı bankaya yapılan ihtara rağmen bankanın herhangi bir işlem gerçekleştirmediğini, diğer yandan davalı şahıslar hakkında yapılan şikayet üzerine Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ne 2011/374 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve cezalandırıldıklarını, zarardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek 8.700,00.- TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Banka vekili, müvekkiline yüklenebilecek kusur ve güvenlik zafiyeti bulunmadığını, davacı "IP Kısıtlaması" uygulamasından faydalanmış olsaydı bu işlemin gerçekleşmiyeceğini, davacının kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı uyarınca; Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/325 esas dosyasında Yargıtay ilamına uyulması sonrası sanıklar ..., ..., ... ve ... üzerine atılı suçtan açılan kamu davasında sanıkların yasada tanımlanan suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmış, davacının banka hesabından çekilen bir miktar parayı çektiklerine, hırsızladıklarına ve sorumluluklarının bulunduğuna dair bilgi-belgeye rastlanılmadığı, ceza mahkemesinde yapılan bu maddi vakıa tespitinin hukuk mahkemesi hakimini bağlayacağından davalılar ... ve ... bakımından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, bozma ilamı öncesi kararda davalı bankanın çekilen tüm tutar olan 7.480,60 TL yönünden sorumluluğuna hükmedildiği, davalı bankanın kararı temyiz ve karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilerek kararın banka bakımından kesinleştiği, diğer davalılardan ... ve ... yönünden ise kararı temyiz etmediklerinden aleyhlerine verilen kararın kesinleştiği, bu suretle verilen hükmün icrasında tereddüt uyandırılmaması bakımından bozma öncesi bu davalılar (Türkiye İş Bankası A.Ş., ... ve ...) yönünden verilen hükmün değiştirilmeksizin bozma ilamı sonrası verilen hükme konu edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 7.480,60 TL'nin (tahsilde tekerrür edilmemek kaydıyla 1.484,60 TL'sinin davalılardan ... ve 2.198,00 TL'sinin davalılardan ... ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) davalılardan Türkiye İş Bankası A.Ş.'den olay tarihi olan 02/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile; diğer davalılar (... ve ...'nun belirtilen miktarlarda sınırlı ve sorumlu) için yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin (davalılar ... ve ... bakımından) istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ...Ş. vekili temyiz etmiştir.
    1- 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde ‘’Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.’’ denilmektedir. Mahkemelerin yargılama sonucunda verdiği kararlarda, karara bağlanmasında hukuki yarar bulunan istemler bakımından hüküm kurulması gerekir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair ilk kararındaki davalılar Kaya ve ... aleyhindeki hüküm ilgili davalılar tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşmiş, davalı ... aleyhindeki hüküm ise işbu davalının temyiz istemleri reddedilmek suretiyle onanarak kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece, hükmün temyiz edilmeksizin ve temyiz istemi reddedilerek onanması suretiyle kesinleşen bölümleri bakımından yeniden hüküm tesis edilmeksizin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından, bu nedenle kararın re’sen bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...Ş.'ye iadesine, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi