15. Ceza Dairesi 2015/8617 E. , 2018/5880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 43/2, 62, 52/2-4, 51, 53. maddeler gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik bir temyiz talebinin bulunmadığı dikkate alınarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılanların yetkili olduğu şirkette verilen vekaletnameye dayalı olarak müdür sıfatıyla görev yaptığı, aldığı bu yetkinin dışına çıkmak suretiyle şirkete ait bir aracı eşinin adına satış olarak gösterip söz konusu parayı uhdesinde tuttuğu, ayrıca şirket hesabından değişik zamanlarda olmak üzere toplam 82.500 TL para çekmek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadelerde suçlamaları kabul etmediği ve belirtilen iddialarla ilgili olarak mahkemece yeterli araştırmanın yapılmadığı da dikkate alınarak gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın yetkili olduğu şirkete ait ticaret sicili kayıtları, kuruluş kayıtları, ortaklık kayıtları, bankaya yapılan ödemelere ait kayıtlar, bilgisayar ve muhasebe kayıtları ile şirkete ve bağlantılı diğer şirketlere ait ticari defter ve diğer bütün bilgi ve belgelerin getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, aynı olayla ilgili olarak Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2011/136 Esas numarasıyla sanığa karşı ortaklıktan çıkarma ve alacak davası açıldığı yine Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2012/190 Esas sayılı dosyada katılanların sanığa karşı şirketin tasfiyesi ve alacak davası açtıkları ve aynı iddialarla ilgili olarak sanık hakkında Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 2012/4063 soruşturma numarasıyla farklı bir soruşturma yürütülerek sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin belirtildiği, Tekirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce aldırılan bilirkişi raporuna göre, sanığın katılanlardan 114.283 TL alacağının olduğu ve 82.500 TL uhdede tutulan para düşüldüğünde sanığın 31.783 TL şirketten alacaklı olduğunun belirtildiği dikkate alınarak ilgili dosyaların tamamının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosyaya konulması, sanık hakkında aynı mahiyette soruşturma bulunup bulunmadığının belirlenmesi, sanığın şirketten alacıklı olduğuna dair kayıtların getirtilmesinden sonra dosyanın, içinde muhasebeci ve mali müşavirin de bulunduğu bir bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, sanığın vekaletnamesinin kapsamının ne olduğu, şirtketten para çekme yetkisinin bulunup bulunmadığı, çekilen parayı uhdesinde tutup tutmadığı, hangi tarihlerde para çekme işleminin yapıldığı, eşi adına tescil ettirdiği aracın şirket aracı olup olmadığı, bu tescilin ne şekilde hukuka aykırı olduğu, sanığın, katılan şirketten alacağı bulunup bulunmadığı, bu alacağının hangi belgelere dayandığı ile sanığın hapis hakkını kullanıp kullanmadığı ve sonuç olarak sanığın eylemi nedeniyle şirketin zararının ne kadar olduğu hususlarında bilirkişi raporu alınması ve sanığın ne şekilde suç işleme kastıyla hareket ettiğinin karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
b-5237 Sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 24/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.