16. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/13232 Karar No: 2015/1940 Karar Tarihi: 11.03.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/13232 Esas 2015/1940 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2014/13232 E. , 2015/1940 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucunda ..... İlçesi ...... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 7 parsel sayılı 5.807,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları adlarına tespit ve tescil edilen 101 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalı taşınmaz içerisinde bırakıldığını öne sürerek tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak bu bölümün adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişiler ...... ve ......... tarafından hazırlanan 18.01.2012 tarihli rapor ve haritada (A) harfi ile gösterilen 2.600,00 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacılara ait 101 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına aykırı bulunmaktadır. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda zirai bilirkişi ....... tarafından düzenlenen 20.01.2011 havale tarihli raporda dava konusu 101 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yaklaşık 30 yıldır tarımsal faaliyette bulunulmadığı, üzerinde otsu ve küçük çalılardan oluşan bol miktarda bitki örtüsünün bulunduğunu, davacılar tarafından talep edilen (A) bölümü ile taşınmazın geri kalan bölümü arasında ayırıcı bir unsurun bulunmadığını, arazi yapısı ve toprak özelliklerine bakıldığında bütünlük teşkil ettiğini bildirildiği, diğer bir anlatımla taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir kullanımın bulunmadığı hal böyle olunca; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davalılar lehine oluşmadığının belirlenmesine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken uzman bilirkişi raporuna aykırı yerel bilirkişilerin beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup davalı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.