Esas No: 2020/8441
Karar No: 2022/1341
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8441 Esas 2022/1341 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 6. Tüketici Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı bankanın kredi kartı borcundan kaynaklı icra takibi için yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebiyle açılan davada, mahkeme davayı kısmen kabul etti. Ancak davayı inceleyen Yargıtay, takibin mükerrer ilamsız yapılması nedeniyle usulünü yerine getirmediği gerekçesiyle kararı bozdu. Kararda, Borçlar Kanunu ve Banka ve Kredi Kartları Kanunu'na atıfta bulunularak faiz hesaplamalarında uyulması gereken kurallar açıklandı. Borçlar Kanunu'nun 88 ve 120. maddeleri, 6098 sayılı Kanun ve 5464 sayılı Kanun'daki faize ilişkin hükümler de kararda detaylı bir şekilde anlatıldı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 27.03.2018 tarih ve 2016/1495 E. - 2018/151 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacı bankanın .../Ankara Şubesi tarafından, davalı asıl borçlu ...'a kredi kartı tahsis edildiğini, kredi kartından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Sincan 2. İcra Müdürlüğü'nün 2001/1314E. sayılı dosyası ile borçlu ve kefili aleyhinde takip başlatıldığını, davalı ...'ın 14.04.2003 tarihli talebi ile kredi kartı borcunun yapılandırıldığını, ancak ödeme yapılmaması nedeniyle Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2014/7267 E. sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın yersiz ve mesnetsiz olup hukuki bir dayanağının bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline, takibin devamını % 40'dan az olmamak üzere davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; davalı ... kredi sözleşmesini garantör sıfatıyla imzaladığından adi kefalet söz konusu olduğunu, asıl borçlu hakkında aciz belgesi alınmadıkça kefile başvurulamayacağını, kredi kartından kaynaklanan dava konusu borcun zamanaşımına uğradığını, davalı borçlu ...'tan talep edilen alacak miktarının hatalı olduğunu, davalılar tarafından yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, talep edilen faiz miktarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup temerrüt faizine ilişkin sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olduğunu, faiz hesaplamasında TBK 88. ve 120. maddelerinde belirtilen sınırlamalar dikkate alınmadan fazla faiz talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı ... ile davacı banka arasında bila tarihli Vısa/Mastercard Kredi Kartı Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmeyi ...'ın garantör sıfatıyla imzaladığı, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu'ndaki faize ilişkin 88 ve 120. maddelerin 2006 yılında yürürlüğe giren özel nitelikli 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu’nun faize ilişkin hükümlerini değiştirme amacı olmadığı, faiz hesaplamalarının 5464 sayılı Yasa'nın 26. maddesindeki düzenlemeye uygun olması gerektiği, bu durumda davacı bankanın yasalara aykırı olarak % 280 oranında temerrüt faizi talep ettiğinin anlaşıldığı, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulü ile, asıl alacak 1.597,28 TL, işlemiş faiz 10.276,19 TL, BSMV 513,81 TL olmak üzere toplam 12.387,28 TL'lik kısma yönelik davalının itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak olan 1.597,28 TL’ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar 5464 sayılı Kanun'un 26/2 nci fıkrası hükmü uyarınca TC Merkez Bankası'nca ilan edilecek orandaki temerrüt faizinin işletilmesine, asıl alacak olan 1.597,28 TL'nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, davalı ... yönünden ise; 6502 sayılı TKHK’nın 4/6 maddesi hükmü uyarınca tüketici sözleşmelerinde ve bu sözleşmelerin bir türü olan kredi sözleşmelerinde kefaletin adi kefalet niteliğinde olduğu, alacaklının öncelikle asıl borçluya başvuru yapıp tüm yasal yolları tükettikten sonra ancak kefile yönelmesi gerektiği, ancak işbu icra takibinin aynı anda hem asıl borçluya hem de kefile karşı yapıldığından kefilden alacağı istemekte yasal koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kredi kartı alacağından kaynaklanan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı-alacaklı takip dayanağı kredi kartı alacağıyla ilgili olarak dava konusu Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7267 esas sayılı takip dosyasından önce aynı alacağa dayalı olarak Sincan 2. İcra Müdürlüğü’nün 2001/1314 esas sayılı dosyası üzerinden takip yapmış olup, alacak 4822 sayılı Yasa'nın geçiçi 1. maddesi kapsamında 14.04.2003 tarihinde yapılandırılmış, yapılandırmaya rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davaya konu icra takibine girişilmiştir.
İ.İ.K.'nın 68/1 maddesi gereğince mükerrer ilamsız takip yapılamaz. Usulüne uygun yapılmış bir takip bulunması itirazın iptali davasının görülmesi için dava şartıdır. Dava konusu takip mükerrer ilamsız takip olduğu için usulüne uygun bir takip olmadığından itirazın iptali davası için dava şartı gerçekleşmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2019/2549 E. 2019/5602 K. sayılı, 18.12.2019 tarihli kararı). Bu durumda, itirazın iptali davasının mükerrer icra takibine konu olması nedeniyle usulden reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair tamyiz istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.