(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2011/921 E. , 2011/491 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı kooperatif arasında iş ve belirli bir bedel karşılığında daire satış anlaşmasının imzalandığını, müvekkilinin kooperatif üyeliğine kabul edildiğini, davalının davacı şirketin ortağı olan ...’yi üye olarak görüp, ihraç kararı aldığını, ..."nin davalı kooperatif aleyhine çıkma payının tahsili için başlattığı icra takibinde çıkarılan ödeme emrine davalı kooperatifin; ..."nin kooperatif ortağı olmadığı, kooperatif ortağının ... Ür. San. ve Tic. A.Ş. olduğunu belirterek itiraz ettiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin kooperatif üyesi olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif üyesinin davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan ... olduğunu, davacının kooperatif üyesi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin kooperatif ortaklığı kabulünü içermediği, iş karşılığı daire verilmesinin kararlaştırıldığı, kooperatif genel kurulunda ortak kabulüne ilişkin bir kararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üyelik tespitine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun "Ortaklığa Girme Şartları ve Ortak Sayısı" başlığını taşıyan 8. maddesi uyarınca ortaklığa kabul yönetim kurulu kararı ile gerçekleşir. Ancak, yönetim kurulu kararı ile ortak olunması halinde ortak, ana sözleşme ile kendilerine yüklenen tüm edimleri yerine getirmek zorundadır. Kooperatif üyeliği, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça bir karar alınmasa da kooperatifin bu kişi ile üye sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, ödemeleri kabul etmesi, inşaatlarda kullanması gibi olgularla zımnen de gerçekleşebilir. Somut olayda ise davacı şirket iş ve belirli bir bedel karşılığı kendisine daire satışı yapıldığını ve kooperatife ortak olarak kabul edildiğini ileri sürmüş, bu konuda taraflar arasında imzalanan 18.10.2004 tarihli sözleşmeye ve dava dışı ..."nin kooperatif aleyhine çıkma payının tahsili için başlattığı icra takibine ilişkin dosyaya davalı kooperatif vekilinin sunduğu yazılı beyana da dayanmıştır.
Davacının iddiasına konu iş yapımı ve belirli bir bedel karşılığı kendisine iki daire tahsis edilmesine ve ortak olarak kabullerine ilişkin işlemler farklı statü yaratacak niteliktedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Bu durumda, davacı ile davalı kooperatif yönetim kurulu arasında, davacıya iş yapımı ve belirli bir bedel ödemesi karşılığı iki daire tahsis edilmesine ilişkin anlaşmanın genel kurul tarafından kabul edilip edilmediğinin belirlenmesi amacıyla genel kurul tutanaklarının dosyaya konulması, genel kurul tarafından davacının bu tür ortaklığı ile ilgili alınmış bir karar bulunup bulunmadığı, genel kurulca benimsenip benimsenmediği araştırılmalıdır. Mahkemece, davacı tarafça sunulan deliller ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin alınan ilkeler çerçevesinde zımni üyelik ilişkisi kurulup kurulmadığı bakımından değerlendirilmesi, üyeliğin zımnen de olsa benimsenmesinden sonra, davacının üyelik gereklerini yerine getirmemesinden ancak ihraç nedeni olabileceği, ihraç edilmedikçe üye kabul edilmesi gerekeceği ve genel kurula gitmeden de üyelik tespiti davası açılabileceği gözetilerek, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, anılan deliller üzerinde durulmadan ve yanlış ilkelere dayalı olarak yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, dava dışı ..."nin kooperatif aleyhine çıkma payının tahsili için yaptığı icra dosyasının da getirtilip, aslının veya onaylı suretinin dosya içerisine konularak, gerektiğinde icra dosyası içinde davalı kooperatif vekili tarafından verildiği belirtilen dilekçe içeriğinde adı geçen davalı kooperatif yetkilisinin de isticvap edilmesi, davacının ortak olduğunun tespiti halinde bu ortaklığın sabit ödemeli mi yoksa normal statüde ortak mı olduğunun belirlenmesi, zımni üyeliğin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, anılan hususlar ve ilkeler üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.