17. Hukuk Dairesi 2019/2349 E. , 2020/6393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ...ye ZMMS poliçesi ile sigortalı olan ... plaka sayılı araç ile davalı ... Şirketine ZMMS poliçesi ve Motorlu Kara Taşıtları Birleşik Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın 17.02.2012 tarihinde kaza yaptıklarını, trafik kazası sonucunda ... plaka sayılı araçta yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın her iki davalıdan, 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... Şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 68.784,48 TL ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davalı ...ye yönelik davanın reddine; 68.784,48 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... Şirketinden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, özellikle davacının yolcu olarak bulunduğu davalı ... Şirketine kasko sigortalı aracın limited şirket üzerine kayıtlı olması nedeniyle hükmedilen manevi tazminatın avans faiziyle tahsiline karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar çok olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın kaza tarihinden (17.02.2012) işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davacı tarafça 11.05.2012 tarihinde davalıya ihtarname gönderilerek 3 iş günü içerisinde (atıfet mehili) manevi tazminat ödenmesinin istenmesi karşısında ihtarnamenin tebliği tarihinden hesaplanacak 3 iş günü sonrası davalının temerrüde düştüğünün kabulüyle o tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ne geri verilmesine 03.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.