Esas No: 2022/869
Karar No: 2022/1318
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/869 Esas 2022/1318 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Franchise sözleşmesindeki rekabet yasağının ihlaline dayalı cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın 10.000 Euro üzerinden devamına karar verildiği, temyiz isteminin reddine karar verildiği ve temyiz kesinlik sınırının HMK 362/1-a maddesi uyarınca 40.000 TL olduğu belirtilerek davalılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
* HUMK'nın 427/2-son maddesi: Miktar veya değeri bir milyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde, asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü bir milyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur.
* HMK 362/1-a maddesi: Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar... Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 14.04.2021 tarih ve 2020/668 E. - 2021/406 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 17.11.2021 tarih ve 2021/1804 E. - 2021/1947 K. sayılı kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine verilen temyiz dilekçesinin reddine dair 20.12.2021 tarihli ek kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava; franchise sözleşmesindeki rekabet yasağının ihlaline dayalı 20.000 Euro (dava tarihindeki değeri 62.276,00 TL) cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 10.000 Euro üzerinden devamına karar verilmiş,bu kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine kesin olarak karar verilmiş,bu karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş,Bölge Adliye Mahkemesince verilen 20/12/2021 tarihli ek karar ile verilen kararın kesin olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, ek kararın dayandığı gerektirici sebeplere temyiz olunan miktarın 6100 sayılı HMK 362/1 – a maddesinde öngörülen kesinlik sınırları içerisinde bulunmasına göre ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile ek kararın onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalılar vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin reddi ile HMK 370/1 maddesi gereğince ek kararın ONANMASINA, HMK 372 maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 28/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, cezai şart alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı tarafça franchise sizleşmesindeki rekabet yasağı ihlaline dayalı 20.000 Euro cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali amacıyla açılan davada ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kararı vererek takibin 10.000 Euro üzerinden devamına ilişkin kararının istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf talebinin esastan red edilmesi üzerine, davalı tarafça temyiz olunmuş ise de; Daire çoğunluğu tarafından 10.000 Euro'nun dava tarihindeki değerinin (31.138,00 TL) olduğu 2021 yılı için öngörülen asgari temyiz kesinlik sınırı olan 78.630.-TL'nin altında olduğu gerekçesi ile miktar yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası’nda 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı K. İle yapılan değişiklik ile Anayasa’nın 36.maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan bir tanesi de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Osman Çelik, Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.).
Mülga 1086 sayılı HUMK’nın 427/2-son maddesinde yer alan “Miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde, asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü birmilyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemeye istinaden, yargı organlarınca, davanın açıldığı tarihteki değeri esas alınarak temyizde kesinlik
sınırı belirleniyordu. Aynı husus 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a ve 2.fıkrasında “a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar… Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklinde benzer düzenleme içermektedir. 1086 sayılı HUMK döneminde, kesinlik sınırı hakkında yapılan kanaatimizce hatalı yorumlar, 6100 sayılı HMK döneminde de aynen sürdürülmektedir. Ancak alacağın döviz olarak talep edildiği durumlarda, ülkemiz gibi yüksek kur artışlarının görüldüğü ülkelerde, davadaki kesinlik sınırının dövizin dava tarihindeki değeri esas alınarak, bu miktarın karar tarihi itibariyle kesinlik sınırını geçip geçmediği değerlendirmesi, “Mahkemeye Erişim Hakkına” diğer bir anlatımla adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil edebilir.
Bu bağlamda HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” sözcüğünün, yüksek mahkemeye erişim hakkının zorlaştırılmaması ve “adil yargılanma hakkı” kapsamında yorumlanması gerekir.
Somut olayda, davacı taraf 20.000 Euro'nun tahsili için takip yapmış, takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davanın açıldığı 01.04.2016 tarihi itibariyle bu miktar alacakla ilgili olarak verilen karar yönünden HUMK uyarınca temyiz yolu açık olduğu gibi, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi olan 17.11.2021 tarihi itibariyle de hüküm olunan (EURO'nun efektif satış değeri olan 10.000x11.7820=117.820 TL) değer üzerinden temyiz kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığı halde Daire çoğunluğu tarafından temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmesini isabetli bulmuyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.