22. Hukuk Dairesi 2014/31353 E. , 2016/3584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı ... bünyesindeki ... 1999-2007 tarihleri arasında temizlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ücretlerinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı ..., kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, ... ile davacı arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, idare olarak sadece süreli hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, diğer şirketlerle aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, davanın husumet ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 15.02.1999 tarihinden 07.11.2003 tarihine kadar ... yardımcı işlerden olan temizlik işinde asıl işveren ve taşeron alt işverenler nezdinde çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin 07.11.2003 tarihinde iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği davalı işverenler tarafından ispat edilemediği anlaşılmış davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dosyasında ... kayıtlarında işveren olarak görünen işyerleri ile ... arasında asıl işveren–alt işveren ilişkisinin varlığı hususunda yeterli delil bulunmamaktadır. ... kayıtlarında görünen işyerleri ile ilgili işyeri sicil dosyaların mahkemeye getirtilmeden asıl işveren-alt işveren ilişkisinin var olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Kıdem tazminatına ve diğer alacaklara esas alınması gereken hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih, bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Tarafların iş ilişkisi kurulması yönünde varmış oldukları ön anlaşma bu süreyi başlatmaz. Yine iş sözleşmesinin imza tarihi yerine, fiilen iş ilişkisinin kurulduğu tarihin, kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yönünden dikkate alınması gerekir.
İşçinin en az bir yıllık çalışması aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerinde geçmiş olmalıdır. Kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün değildir.
1475 sayılı Kanun"un 14/2. maddesi, işçinin işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı iürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır.
Somut olayda davacının davalıya ait işyerinde 1999-2007 yılları arasında çalıştığını iddia ettiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının 1999-2009 yılları arasında çalıştığı kabul edilerek talep aşımına neden olunduğu gibi gerekçede davacının 1999-2003 yılları arasında çalıştığının belirtildiği ancak yine aynı gerekçede davacının 1999-2009 yılları arasında çalısmasına göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunu hükme esas alındığı belirtilerek çelişki oluşturulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre ise çalışma süresinin 1999-2003 yılları arasında olduğu anlaşılmış olup davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında görülen çalışma süresi dışında davalıya ait işyerinde çalıştığı ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca davacının 1999-2003 yılları arasında ... kayıtlarında görülen sürelerde davalıya ait işyerinde çalıştığı kabul edilerek tazminat hesabı yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
4-492 sayılı Harçlar Kanunu 13/j. bendinde genel bütçeye dahil idarelerin yargı harçlarından muaf olacağı düzenlenmiştir.
Mahkemece davalı ... Bakanlığının harçtan muaf olduğu gözetilmeden, davacı tarafından harç dahil yapılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 11.02.2016 tarihinde oybirliği le karar verildi.