16. Hukuk Dairesi 2015/1073 E. , 2015/1908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ....... Köyü çalışma alanında bulunan 127 ada 3 parsel sayılı 130.867,72 m2 yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı Köy Tüzel Kişiliğinin zilyetliğinde ise de belgesiz zilyetlik yolu ile edinilebilecek miktarı aştığından söz edilerek tarla niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ............. ve ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 127 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacılar lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle davacılar vekili sunduğu dava dilekçesinde taşınmazın davacılara babalarından intikal ettiğini belirtmiş, duruşmada da aynı beyanı tekrarlamıştır.Yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler ise taşınmazın davacılar tarafından satın alındığını bildirmişlerdir. Mahkemece bu çelişki üzerinde durulmamış; taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği belirlenmemiş, taşınmaz davacıların murisinden intikal etmiş ise kullanımlarının paylaşma veya bağış gibi hukuksal bir nedene dayalı olup olmadığı ayrıca ve açıkça açıklattırılmamış ve davacıların tek başlarına terekeye karşı 3. kişi durumundaki Hazineye karşı aktif dava ehliyetleri bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca; dava dilekçesi ve davacılar vekilinin duruşmadaki beyanında taşınmazın davacıların babalarından kaldığını öne sürmesine, yerel bilirkişilerin ise davacıların taşınmazın satın alındığını bildirmesine rağmen mahkemece iddia ve beyan arasında ortaya çıkan bu çelişki ile taşınmazın edinme sebebinde zilyedin Köy Tüzel Kişiliği olduğuna dair açıklamayla yerel bilirkişilerin beyanları arasındaki çelişki dahi usulünce giderilmemiş, mahkemece üç ayrı döneme ait hava fotoğrafları getirtilerek incelenmemiş, yerel bilirkişi beyanları ile ziraat bilirkişinin raporu denetlenmemiş; çekişmeli taşınmaza güney yönden komşu olan ........ Köyü çalışma alanında kalan komşu parsellerden 122, 126, 127 ve 137 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve varsa dayanağı kayıtlar getirtilmemiş, komşu 134 parselin tespitine esas alınan tapu kaydı getirtilerek kaydın çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu dahi irdelenmemiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Öte yandan; aynı dava dilekçesi ile dava açan ve taşınmazda yarı yarıya malik olduklarını iddia eden davacılar arasında ne gibi bir bağ bulunduğu da dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca; Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle aynı dava dilekçesi ile dava açıp taşınmazda yarı yarıya malik olduklarını iddia eden davacılar arasında ne gibi bir bağ bulunduğu da taşınmazın murislerinden mi intikal ettiği yoksa üçüncü kişilerden satın mı aldıkları, murislerinden intikal etmiş ise adlarına tescil istemesinin dayanağı hukuki işlemin ne olduğu hususlarında dava dilekçesi açıklattırılmalı, sonucuna göre davacıların aktif dava ehliyeti olup olmadığı irdelenmeli, davacıların dava ehliyetinin bulunduğu sonucuna varıldığı takdirde çekişmeli taşınmaza komşu olan ........ Köyü 126, 127, 122 ve 137 parsellere ait kadastro tutanak örnekleri ile varsa dayanağı kayıt ve belgeler ile komşu 134 parselin tespitine esas tapu kaydı getirtilmeli, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsel dayanağı kayıt ve belgeler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanarak çekişmeli taşınmaz yönünü ne ve kimin yeri olarak okuduğu belirlenmeli, ayrıca taşınmaza ait kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanan olgu ile önceki keşif beyanları yerel bilirkişi ve tanıklara okunarak somut, detaylı ve çelişkiyi giderir şekilde beyan alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların sürülü olan ve olmayan bölümlerinin ayrı ayrı niteliğini ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, fen bilirkişiden taşınmazın sürülü olan ve olmayan bölümlerini ayrı ayrı gösterir keşfi izlemeye elverişli rapor alınmalı, HMK"nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmazlar ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, ortaya çıkacak sonuca göre davacılar ve gerektiğinde önceki bayileri açısından belgesizden zilyetlik yolu ile edilen taşınmaz miktarı araştırılmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.