Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12181 Esas 2013/2442 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12181
Karar No: 2013/2442
Karar Tarihi: 21.2.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/12181 Esas 2013/2442 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı kat maliki, kendisine ait bağımsız bölümün projeye aykırı olarak davalıya ait diğer bir bağımsız bölüme katıldığını iddia ederek, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteğiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı, projenin tadili için açtığı bir diğer dava sonucunun eldeki davayı da etkileyeceği ve telafisi imkansız zararların doğabileceği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, söz konusu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ve kararın bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi.

1. Hukuk Dairesi 2012/12181 E. , 2013/2442 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2012
NUMARASI : 2009/284-2012/35

Yanlar arasında görülen bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu binada davacının 1, davalının 2 numaralı dükkan vasıflı bağımsız bölümlerin maliki oldukları, davacının kendisine ait bağımsız bölüm kapsamındaki çekişmeli yerin projeye aykırı olarak davalıya ait 2 numaralı bağımsız bölüme katıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı ve gerçekten mahkemece yapılan keşif sonrasında düzenlenen rapor ve krokiye göre nizalı kısmın onaylı projeye göre davacıya ait olması gerektiğinin bildirildiği görülmektedir.
Ne var ki; davalı fiili durumu hukukileştirilmesi yönünden çabalar gösterdiğini ve hatta projenin tadili ve projenin düzeltilmesi için İstanbul 23. Sulh Hukuk Mahkemesi, 2011/871 E., sayılı dava açtığını savunmuştur. Sözü edilen davada verilecek karar eldeki davayı doğrudan etkileceği kuşkusuzdur. Eldeki davada yıkım da istenildiğine göre; o davanın sonucunun beklenmemesi, telafisi imkansız zararların doğmasına yol açabileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; İstanbul 23. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/871 E., sayılı dava sonucunun beklenmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.