Esas No: 2020/7032
Karar No: 2022/1378
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7032 Esas 2022/1378 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu'nun \"ceppark\" ibareli marka başvurusuna davacı adına tescilli ve tanınmış \"cep\" ibaresi taşıyan markalarla benzer olduğu gerekçesiyle itiraz edildi. İlk derece mahkemesi, bu itirazın kısmen kabul edilmesine ve belirli hizmetlerde dava konusu markanın iptaline karar verdi. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, tüm dosya ve kararları incelerken, davacının markalarının kapsamlarında davalının başvurusu kapsamında bulunan hizmetlerin de yer aldığına dikkat çekti. Ayrıca, \"cep\" kelimesinin başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği zayıf olduğu belirtildi. Sonuç olarak, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, ilişkilendirilme ihtimalini içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığına karar verildi. Hükümde yer alan kanun maddeleri ise şöyle: 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 8/4. ve 35/6. sınıf 'Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satınalması için- Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cih
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01.12.2016 tarih ve 2015/129 E. - 2016/303 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 10.07.2020 tarih ve 2019/227 E. - 2020/616 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının marka tescil başvurusunda bulunduğu “ceppark” ibaresi ile davacı adına tescilli ve tanınmış “cep” ibaresi taşıyan seri markalarla ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu ve bu benzerliğin iltibasa neden olduğu, markanın tescili halinde davalı lehine haksız avantaj sağlayacağını, “cep” seri markalarının devamı olduğu izlenimini yaratacağını, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK'nın 08.01.2015 tarih ve 2014-M-16928 sayılı kararının iptaline, 2012/107871 başvuru numaralı “ceppark" ibareli marka başvurusunun reddine, tescil edilmişse hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, başvuruya konu markada “cep” ibaresinin grafik tasarım içerdiği, doğrudan “cep” kelimesi olarak algılanmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., “ceppark” ibareli marka başvurusu ile davaya gerekçe gösterilen markaların aynı veya benzer olmadığını, toptan ve perakende dahil olarak "www.ceppark.com" internet sitesinde hizmet verdiğini, markayı aksesuar ürünleri üzerinde kullandığını, bu nedenle davacı taraf ile faaliyet alanlarının farklı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu 2012/107871 sayılı “ceppark” ibareli marka başvurusunun, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca davacının markaları ile 35/6 sınıf ‘Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satınalması için- Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil)- biraraya getirilmesi hizmetleri’ bakımından iltibasa neden olmayacağı, söz konusu emtialar bakımından YİDK kararının yerinde olduğu, bu hizmetler dışında kalan tescil kapsamındaki 35 ve 37. sınıflarındaki sair hizmetler bakımından, gerek anlamsal gerekse de fonetik olarak taraf markalarının yüksek düzeyde benzerliğinin mevcut olduğu, bu hizmetler bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerliğin ve karıştırma ihtimalinin mevcut olduğu, YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, tanınmışlık hususunun değerlendirilmesine yer olmadığı, davalı yanın kötüniyetli olduğu yönündeki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı YİDK'nın 08.01.2015 tarih 2014-M-16928 sayılı kararının 35/06 sınıfta, müşterilerin malları elverişli bir biçimde görmesi ve satın alması için ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar, (veri işlem haberleşme, çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil) bir araya getirilmesi hizmetleri hariç, 35 ve 37. sınıftaki diğerleri yönünden yönünden iptaline, hükümsüzlük talebinin kısmen kabulü ile davalı adına tescilli 2012/107871 sayılı markasının tescilli olduğu 35/06 sınıfta, müşterilerin malları elverişli bir biçimde görmesi ve satın alması için ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar, (veri işlem haberleşme, çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil) bir araya getirilmesi hizmetleri hariç 35 ve 37 sınıftaki diğerleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalının başvurusu kapsamında bulunan 35/6 ve 37. sınıftaki hizmetlerinin tamamının, davacının itirazına mesnet markalarının kapsamlarında da aynen yer aldığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurlarının "cep" ibaresi olduğu, "cep" kelimesinin başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği zayıf olduğu, ilgili mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde bıraktıkları genel izlenim dikkate alındığında, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, 556 sayılı KHK'nın 8/4. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmediği, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurularının kabulü gerektiği ancak ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılardan sadece Türk Patent ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf edildiğinden, ilk derece mahkemesince hükümsüzlük davasında verilen kararın esası yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı bu konuda ilk derece mahkemesi ile aynı doğrultuda hüküm kurulduğu gerekçesiyle davalı Türk Patent ve Marka Kurumunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu hakkındaki davanın reddine, hükümsüzlük talebinin kısmen kabulüne, davalı adına kayıtlı 2012/107871 sayılı markasının tescilli olduğu 35/06 sınıfta "müşterilerin malları elverişli bir biçimde görmesi ve satın alması için ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar, (veri işlem haberleşme, çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları dahil) bir araya getirilmesi hizmetleri" hariç, 35 ve 37. sınıftaki diğerleri yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
İlk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen ve istinaf incelemesi sonucunda aleyhine yeni hüküm kurulmadığı anlaşılan davalı ...'ün temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.