4. Hukuk Dairesi 2010/13282 E. , 2012/1182 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 15/03/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/07/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 24/01/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalı gazetenin 21.07.2009 günü Ankara baskısında, 22.07.2009 günü ise ... ekinde yayınlanan “HSYK” başlıklı haberin kişilik haklarına saldırı içerdiğini, HSYK kısaltmasının kamu oyunca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kısaltması olarak kullanıldığının bilinmekte olduğunu, davalı yazarın, HSYK ya yönelik hakaretlerde bulunduktan sonra HSYK nın kendi ismini temsil ettiğine yönelik açıklamasının hukuki ve cezai sorumluluktan kurtulmaya yönelik olduğunu ileri sürerek uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, yazının hukuka aykırı hiçbir unsur ihtiva etmediğini, bir Yargıtay kararının eleştiri konusu yapıldığını, davacı yönünden matufiyet unsurunun oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, dava konusu her iki yazının da HSYK başlığını taşıdığı, HSYK kısaltmasının kamu oyunca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak bilindiği, davacının da bu kurulun bir üyesi olduğu, dava konusu yazıda sarf edilen sözlerin HSYK üyelerine yönelik olduğunun kabulü ile yazıda geçen sözlerin hukuka aykırılığının tartışılamayacak kadar açık bulunması karşısında her bir yayın için 15.000TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, dava konusu yayınlar nedeni ile davalı yazar hakkında basın yoluyla hakaret suçundan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1143
sayılı dosyası ile yargılama yapıldığı, davalı yazarın mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyiz olunmakla henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Borçlar Yasası"nın 53. maddesi gereğince ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değil ise de mahkumiyet kararı bir başka anlatımla ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcıdır.
Şu durumda, davalı hakkında basın yoluyla hakaret suçundan verilen kararın kesinleşmesi beklenerek ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle davalılar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının tüm, davalıların öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılar yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.