16. Hukuk Dairesi 2014/6804 E. , 2015/1857 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .........Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 2, 23, 24, 30, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 102 ada 1, 4, 8, 9, 10, 13, 14, 104 ada 3, 4, 5, 6, 111 ada 1, 2, 3, 112 ada 1, 2, 3, 4 ve 113 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı, pay satışı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3/12"şer hissesi ..... oğullar ... ve ............, 3/12 hissesi ......... oğlu ............., 1/12"şer hissesi ................ çocukları ................., ................. ve ............. adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği iddiasına dayanarak ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine çekişmeli taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlar ile dava dışı bir kısım taşınmazların tespite esas tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; tek bir yerel bilirkişinin soyut beyanlarına dayalı tapu kayıt uygulaması yetersizdir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, dava konusu taşınmazların tespitlerine esas 29.07.1958 tarih ve 17 sıra numaralı tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parselleri dıştan çevreleyen taşınmazların başka bir köyün çalışma alanında kalanlar da dahil olmak üzere ada ve parsel numaraları doğru olarak tespit edilerek, bu taşınmazların tutanak suretleri ve tüm dayanakları, yine tapu kaydının dava dışı taşınmazlara da revizyon gördüğü anlaşılmakla revizyon gördüğü tüm taşınmazların tutanak suretleri ile kesinleşenlerin tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler varsa ilgili dava dosyaları getirtilmeli, davalıların delilleri sorulup saptanmalı, bu şekilde dosya tamamlandıktan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında tespite esas 29.07.1958 tarih ve .... sıra numaralı tapu kayıtları, komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle, 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişiler aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları ve revizyon gördüğü diğer taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, keşif sırasında yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, kadastro tespit gününe kadar taşınmazda kimin, hangi tarihten itibaren ne şekilde ve hangi sıfatla taşınmaza zilyet olduğu maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli dayanılan tapu kayıtlarının kapsamlarının işaretlendiği harita düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.