Esas No: 2020/8256
Karar No: 2022/1364
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8256 Esas 2022/1364 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen acentelik sözleşmesinden kaynaklı bir davada, davalı tarafın itirazı sonrası bozma kararı verildiği ve takip öncesi işlemiş faiz alacağına dair yapılan başvurunun reddedildiği belirtildi. Ancak, icra inkar tazminatının hesaplanması sırasında bu işlemiş faiz alacağı da dikkate alınarak hüküm verildiği ve bozma ilamında belirtilen temerrüt durumunun tespiti yapılmadan bu hesaplamanın yapılamayacağı ifade edildi. Bu nedenle kararın düzeltilerek onanmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak 6100 sayılı HMK'nın 3/2 maddesi referans gösterildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15.03.2018 tarih ve 2014/1267 E. - 2018/343 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile 15/03/1996 tarihinde imzalanan acentelik sözleşmesinin 16.02.2006 tarihinde feshedildiğini, 24/05/1996 tarihli acentelik sözleşmesinin de 02.06.2005 tarihinde feshedildiğini, ... 34. Noterliği’nin 15.04.2002 tarihli ve 13405 sayılı ihtarnamesi ile davalının müvekkiline olan borçlarının ödemesinin istendiğini, davalının acentelik sözleşmesinden doğan borçlarını ödememesi üzerine başlatılan icra takibine davalının yetki ve işlemiş faiz yönünden itiraz ettiğini, tarafların tacir olduğu da gözetildiğinde acentelik sözleşmesinin fesih tarihi olan 02.06.2005 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş avans faizi talep edebileceğini ileri sürerek, davalının yetki ve faiz yönünden yaptığı itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin merkezi Tarsus'ta olduğundan Tarsus icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında vade farkı ve faiz ödeneceğine dair sözleşme ya da teamül bulunmadığını, hesaplanan birikmiş faizin fahiş olduğunu, inkar tazminatı talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, davalının İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2006/11901 sayılı icra takip dosyasına vaki yetki itirazının bozma öncesi kararla iptaline karar verildiği, bozma ilamında, “borçlu davalı tarafından icra takibinin yetkisine itiraz edildiği ve iş bu dava yönünden yetkiye yönelik itirazın da iptalinin talep edildiği "takip konusu toplam alacak üzerinden" icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığının” belirtildiği, davalının borca yönelik itirazının yetki ve takip öncesi işlemiş faiz alacağına ilişkin olduğu, davalının temerrüde düşürülmesiyle alakalı olduğu belirtilen ihtarnamenin takibe konu edilen borca ilişkin olduğuna dair kesin kanaat oluşturacak herhangi bir delil ortaya konulmadığı gerekçesiyle takip öncesi işlemiş faize dair yapılan itirazın iptali isteminin reddine, takip konusu toplam alacak üzerinden %40 oranında hesaplanan 16.097,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece, takip öncesi işlemiş faize yönelik itirazın reddine karar verildiği halde takip konusu toplam alacak üzerinden %40 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve bu miktara göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmişse de, mahkemece uyulan bozma ilamında, takipten önce temerrüdün oluşup oluşmadığının tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, yapılan yargılama sonunda temerrüt oluşmadığı tespit edildiğine göre sadece asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatı hesap edilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl alacağa eklenen işlemiş faizin toplamı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve buna göre vekalet ücreti ile alınması gerekli harcın hesabı isabetli görülmeyip bozmayı gerektirmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 3/2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (1) nolu hüküm fıkrasında yer alan “ .. takip konusu toplam alacak üzerinden %40 oranında hesap edilen 16.097,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresi çıkarılarak yerine “..takip konusu asıl alacak üzerinden %40 oranında hesap edilen 12.221,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresi eklenmesi; (3) nolu hüküm fıkrasında yer alan “.... 2.749,06 TL “ ibaresi çıkarılarak yerine “.. 2.087,17 TL ..” ibaresi eklenmesi, (4) nolu hüküm fıkrasında yer alan “4.776,84 TL” ibaresi çıkarılarak yerine “3.666,53 TL..” ibaresi eklenmesi suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.