Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9497
Karar No: 2015/3109

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9497 Esas 2015/3109 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/9497 E.  ,  2015/3109 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalılardan... ve müdahil .. vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dosyada davacı .... birleştirilen 1999/166 sayılı dosyada davacı ..., sınırlarını bildirdiği Kuzupınarı köyü, Tun mevkiinde bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, davacılar tarafından 25 yıldan fazla bir süredir kesintisiz kullanıldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemiştir.
    Davalı..., çekişmeli taşınmazlar üzerinde zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı, Kadastro Mahkemesinin 1988/207 Esas 1993/1 sayılı dosyasında mevcut 19/06/1989 tarihli fen bilirkişi raporu ve keşif tutanaklarından dava konusu taşınmazların taşlık ve çalılık olarak gösterildiğini bu nedenle, taşınmazların 1989 yılından sonra açıldığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yargılama sırasında .., çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla harçlı olarak davaya katılmıştır.
    Mahkemenin bu dosya ile birleşen 2000/148 ve 149 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili çekişmeli Kuzupınarı köyü 125, 126, 127, 128, 129 ve 130 parsel sayılı taşınmazların Mera Komisyonca mera olarak tahsisine karar verilmiş ise de dava konusu yerlere hakkında devam eden tescil davası bulunduğu ve davacılara ait olduğu iddiasıyla tahsis işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu ... 125, 126, 127, 128, 129, 130, 286, 287, 549, 554, 555, 556, 597 ve 598 sayılı parseller bir bütün halinde mera niteliğiyle tahsis edilmiş olması nedeniyle bu parseller yönünden açılan tescil davasının reddine, fen bilirkişisi Ergün Kara tarafından tanzim edilen 28/10/2011 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 14285.00 m², (B) harfi ile gösterilen 10707.00 m² ve (E1) ile gösterilen 23450.00 m² yüzölçümündeki taşınmazların ...mirasçıları adına iştirak halinde mülkiyet olarak tapuya kayıt ve tesciline, müdahil ..nin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından reddedilen bölüme, davalı... tarafından kabul edilen bölüme, .. tarafından ise tüm taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ve mera komisyon kararına itiraza ilişkindir.-
    Çekişmeli taşınmazlar 1953 yılında yapılan tapulama sırasında fundalık, taşlık ve çalılık niteliğiyle tescil harici bırakılmış, bu bölüme komşu ve davacıların miras bırakını.. adına tespit edilen 125, 126, 127, 128, 129 ve 130 parsel sayılı taşınmazlar... açmış olduğu itiraz davasında Yumurtalık Kadastro Mahkemesinin 27/01/1993 gün ve 1988/207-1 karar sayılı ilâmıyla tespit maliki yararına edinme koşulları oluşmadığı gerekçeyle tespitlerin iptaliyle orman niteliğiyle... adına tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/11/1993 gün ve 1993/8311-12971 sayılı ilâmıyla onanmış, karar düzeltme talepleri ise, 18/02/1994 gün ve 1994/687-1594 sayılı ilâmıyla reddedilerek kesinleşmiştir.
    Yörede 2000 yılında 4342 sayılı Kanuna göre yapılan mera tespit ve tahsis çalışması bulunmaktadır.
    Mahkemece çekişmeli taşınmazların bir kısmının mera olarak tahsis edilmiş olması nedeniyle bu bölümlere yönelik davacıların ve katılan ... Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Davanın devamı sırasında mera tespit ve tahsis çalışması yapıldığına göre yapılan işlem kesinleşmeyeceğinden taşınmazın niteliğinin mahkemece belirlenmesi gerekmektedir. Kişiler adına tesciline karar verilene bölümler yönünden ise, taşınmazların niteliğinin belirlenmesi amacıyla keşifler yapılmış ve orman bilirkişilerinden rapor alınmış ise de, orman bilirkişi raporlarında memleket haritası ve kadastro paftası aplike edilmek suretiyle gösterilmemiş olması nedeniyle yeterli olmadığı gibi raporların düzenlenmesinden sonra yörede orman tahdidi yapıldığı ..nce bildirilmiş olup orman tahdidinin uygulanmamış olması nedeniyle hükme yeterli değildir. Ayrıca dava tahinden 10, 15, 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile memleket haritası getirtilerek o tarihte çekişmeli taşınmazların ne şekilde tasarruf edildiği araştırılmadığından yapılan zilyetlik araştırması da yeterli görülmemiştir.
    Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658, 6831 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı kanunda gösterilmiştir.
    O halde; mahkemece, öncelikle çekişmeli parsellerin bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorulmalı, orman kadastrosu yapılmışsa tüm işe başlama, çalışma, sonuçlarının askı ilan tutanakları ve çekişmeli yeri orman sınır noktalarıyla birlikte gösteren renklendirilmiş orman kadastro haritaları, çekişmeli yer ile ilgili mera tespit ve tahis kararı ile ilgili tüm karar ve kayıtları, dosyada bulunmayan komşu parsellerin kadastro tesbit tutanakları ve dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ilgili yönetimlerden getirtilmeli, komşu köylerden çekişmeli parseli bilen ancak tanıklığa engel hali bulunmayan yerel bilirkişiler belirlenmeli, serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte dava tarihinden önce kesinleşmiş tahdit varsa, tahdit haritası ve tapulama paftası sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, taşınmazların kesinleşen tahdit içinde kaldığı belirlendiği taktirde kişilerin davasının reddine, katılan ... yönetiminin davasının kabulüne karar verilmeli; dava tarihinden önce kesinleşmiş bir orman tahdidinin olmadığı yada taşınmazların kesinleşen tahdit dışında kaldığı belirlendiği takdirde, eski tarihli memleket haritası ile dava tarihinden 10, 15 ve 20 yıl öncesine ait memleket haritası ile elde edildikleri hava fotoğrafları varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658
    .
    sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli parsellerin dört yönünden çektirilecek fotoğrafları onaylanarak dosyasına eklenmeli,
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez mera sayılan yerlerden olup olmadığı ve zilyetlikle kazanma koşulları yöntemince araştırılmalıdır. Bu cümleden, mera tespit ve tahsis kararları uygulanmalı, komşu köylerden belirlenen yerel bilirkişilerin, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle mera sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda somut olaylara dayalı bilgi ve görgülerinin sorulmalı, tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, mera yaylak gibi devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları ile Kadastro Mahkemesinin 27/01/1993 gün ve 1988/207-1 sayılı kararı uygulanıp; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, muris yönünden de aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/04/2015 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi