4. Hukuk Dairesi 2010/13661 E. , 2012/1171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... aleyhine 19/03/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/06/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalı ... vekili vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 31/01/2012 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile karşı taraf davalılardan ... vekili Avukat ... geldiler, diğer davalı adına gelen olmadı. Tefrik edilen dosyada cevap dilekçesi olmadığı anlaşıldı. Taraflara bu dilekçeler ibraz edildi, alındı dosyasına kondu. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince:
a)Dava, trafik kazası nedeni ile ölüm ve yaralanmadan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacılar ve davalı ... tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, davalı sürücü ...’in kusuru ile neden olduğu trafik kazasında destekleri ...’in öldüğünü, davacılardan ...’ın ise tek gözünün görme yeteneğini kaybettiğini ileri sürerek uğradıkları manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Yerel mahkemece, davalı sürücünün kusurlu eylemi ile davacıların desteğinin yaşamını kaybettiği, davacı ...’ın ise bir gözünün kör olduğu anlaşılmakla tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ölene yakınlıkları, hususi haller ve hakkaniyet ilkeleri gereği istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir.
Borçlar Yasası"nın 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince, davacı ... kaza sırasında araç içinde olup, kazadan dolayı bir gözü görme yeteneğini kaybetmiş, eşi ... ise yaşamını yitirmiştir. Diğer davacılar ise kaza nedeni ile hem babalarını kaybetmişler, hem de annelerinin bir gözünün görme yeteneğini yitirmesi nedeni ile acı ve üzüntü yaşamışlardır. Kazanın meydana geliş biçimi, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan manevi tazminatlar azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
b)Davacılar, dava dilekçesi ile talepte bulundukları manevi tazminat tutarlarına olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istemişlerdir. Yerel mahkemece 22.06.2010 günlü celsede davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat tutarlarına olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş iken, gerekçeli kararda tazminat tutarlarının faize değinilmeksizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş bulunması doğru olmamış ve kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, davalının tüm, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılar yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.