Esas No: 2017/75
Karar No: 2018/27
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/75 Esas 2018/27 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza
Sayısı : 109-135
Görevi kötüye kullanma suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin Bitlis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 29.02.2012 tarihli ve 549-42 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 16.01.2014 tarih ve 14785-479 sayı ile;
“2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53. maddesinin (c) fıkrasının 1. bendi uyarınca yapılan ilk soruşturmayı müteakip, aynı maddenin (c) fıkrasının 2. bendinin (c) alt bendi gereğince yetkili kurulca sanık yönünden verilen 18.01.2011 tarihli "lüzum-u muhakeme" kararı ile bu karara yönelik itiraz üzerine lüzum-u muhakeme kararının onanmasına, sanığın eylemine uyan TCK’nun 257. maddesi uyarınca yargılanmasına dair Danıştay 1. Dairesinin 15.06.2011 tarih ve 634-918 sayılı kararının, 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (c) fıkrasının 2. bendi gereğince son soruşturmanın açılması kararı olmaları bakımından iddianame yerine geçeceği gözetilmeyerek mahkemeye hitaben ayrıca iddianame düzenlenmesi sonuca etkili görülmemiştir.
Dosya kapsamına göre suç tarihinde Bitlis Eren Üniversitesi genel sekreteri ve idari işler daire başkanı sıfatıyla harcama yapmaya ve üniversitenin tüm birimlerine demirbaş alımına yetkili bulunan sanığın sözlü talimatıyla 2008 yılı içinde üniversite merkez birimlerine ihale yapılmaksızın dijital santral kurulduğu, bir süre sonra da üniversiteye bağlı Ahlat, Tatvan ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına da aynı santrallerden kurulduğu, tüm bu işlerin ..."un yetkilisi olduğu firma tarafından tamamlanarak teslim edildiği, bununla birlikte firmaya yapılan iş karşılığında ödenmesi gereken 58.000 Liradan sadece merkez birimlere ilişkin 17.000 Liralık bedelin ödendiği, meslek yüksekokullarında yapılan işlere ait kısmın ise ödenmediği, tanık ..."un talimatla alınan beyanında sanığın tüm bu işleri pazarlık usulüyle herhangi bir anlaşma olmaksızın kendilerine yaptırdığını belirttiği, Üniversite Hukuk Müşavirliğinin 09.12.2011 tarihli yazılarına göre, çevre ilçelerdeki meslek yüksekokullarında görevli yüksekokul sekreterlerinin sadece gerçekleştirme görevlerinin bulunduğu, ihale yapma ve harcama yetkilerinin olmadığının ifade edildiği, sanığın ise çevre ilçelerdeki müdür ve sekreterlerin malzemeleri kendilerinin alarak kullandıklarını, ancak parasını ödemediklerini, sorumluluğun kendisinde bulunmadığını savunması karşısında, o tarihte görevli yüksekokul sekreterleri ...., .... ve ...., fakülte sekreterleri .... ve .... ile ilgili yüksekokul müdürleri tanık olarak dinlenmek suretiyle, ihalesiz olarak yapıldığı öne sürülen işlerin hangi şekilde gerçekleştirildiği tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı biçimde sanığın beraetine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 12.05.2014 gün ve 109-135 sayı ile;
“Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce verilen 29.02.2012 tarih ve 549-42 sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 16.01.2014 tarih ve 14785-479 sayılı ilamı ile bozularak mahkememize gönderildiği, Yargıtayın bozma gerekçesinin "Dosya kapsamına göre suç tarihinde Bitlis Eren Üniversitesi genel sekreteri ve idari işler daire başkanı sıfatıyla harcama yapmaya ve üniversitenin tüm birimlerine demirbaş alımına yetkili bulunan sanığın sözlü talimatıyla 2008 yılı içinde üniversite merkez birimlerine ihale yapılmaksızın dijital santral kurulduğu, bir süre sonra da üniversiteye bağlı Ahlat, Tatvan ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına da aynı santrallerden kurulduğu, tüm bu işlerin ..."un yetkilisi olduğu firma tarafından tamamlanarak teslim edildiği, bununla birlikte firmaya yapılan iş karşılığında ödenmesi gereken 58.000 Liradan sadece merkez birimlere ilişkin 17.000 Liralık bedelin ödendiği, meslek yüksekokullarında yapılan işlere ait kısmın ise ödenmediği, tanık ..."un talimatla alınan beyanında sanığın tüm bu işleri pazarlık usulüyle herhangi bir anlaşma olmaksızın kendilerine yaptırdığını belirttiği, Üniversite Hukuk Müşavirliğinin 09.12.2011 tarihli yazılarına göre, çevre ilçelerdeki meslek yüksekokullarında görevli yüksekokul sekreterlerinin sadece gerçekleştirme görevlerinin bulunduğu, ihale yapma ve harcama yetkilerinin olmadığının ifade edildiği, sanığın ise çevre ilçelerdeki müdür ve sekreterlerin malzemeleri kendilerinin alarak kullandıklarını ancak parasını ödemediklerini, sorumluluğun kendisinde bulunmadığını savunması karşısında, o tarihte görevli yüksekokul sekreterleri ...., .... ve ...., fakülte sekreterleri .... ve .... ile ilgili yüksekokul müdürleri tanık olarak dinlenmek suretiyle, ihalesiz olarak yapıldığı öne sürülen işlerin hangi şekilde gerçekleştirildiği tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı biçimde sanığın beraetine karar verilmesi" olduğu, mahkememizce söz konusu bozma ilamına direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikli olarak bozma ilamında belirtilen gerekçelere katılmak mümkün değildir. Şöyle ki, bozma ilamında sanığın "suç tarihinde, Bitlis Eren Üniversitesi genel sekreteri ve idari işler daire başkanı sıfatıyla harcama yapmaya ve üniversitenin tüm birimlerine demirbaş alımına yetkili bulunan sanığın sözlü talimatıyla 2008 yılı içinde üniversite merkez birimlerine ihale yapılmaksızın dijital santral kurulduğu, bir süre sonra da üniversiteye bağlı Ahlat, Tatvan ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına da aynı santrallerden kurulduğu" belirtilmektedir. Ancak, gerek dosya içerisinde bulunan belgeler gerekse katılan kurum üniversite ile yapılan yazışmalar dikkatli olarak incelendiğinde, sanığın Bitlis Eren Üniversitesi genel sekreteri ve idari işler daire başkanı olarak üniversitenin tüm birimlerine demirbaş alımına yetkili bulunduğuna, sözlü talimatı ile üniversite merkez birimlerine ihale yapılmaksızın dijital santral kurulduğuna, sonrasında ise üniversiteye bağlı adı geçen meslek yüksekokullarına aynı santrallerin kurulumunu gerçekleştirdiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bozma ilamının gerekçesinde, "tanık ..."un talimatla alınan beyanında sanığın tüm bu işleri pazarlık usulüyle herhangi bir anlaşma olmaksızın kendilerine yaptırdığını belirttiği" ifade edilmektedir. Ancak, tanık olarak ifadesine başvurulan ..."un talimat ile alınan ifadesi dikkatli bir şekilde incelendiğinde, sanık ..."ın sözlü talimatı doğrultusunda pazarlık usulü ile bir iş yapılmadığı açık olarak görülecektir. Zaten tanığın beyanında, Bitlis Eren Üniversitesinde kendisi tarafından kurulan dijital santrallere ilişkin herhangi bir alacağının olmadığı, sadece ilçelere kurdurulan dijital santrallere ilişkin alacağının bulunduğu ve bu ilçedeki alacaklara ilişkin de sanık ..."ın herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilmektedir.
Bozma gerekçesinde, adı geçen yüksekokul sekreterlerinin sadece gerçekleştirme görevlerinin bulunduğu, ihale yapma ve harcama yetkilerinin olmadığı belirtilmektedir. Sanığın bozma ilamı sonrasında mahkememize sunduğu 24.04.2014 hâkim havale tarihli savunması ve ekleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dijital santrallerin kurulduğu tarih aralığında sanığın harcama yetkilisi olmadığı, Maliye Bakanlığının harcama yetkilileri hakkındaki tebliğinde (Seri No :1 31.12.2005/28/040-4 sayılı Mükerrer Resmi Gazete) yüksekokul müdürlerinin harcama yetkilisi, yüksekokul sekreterlerinin ise gerçekleştirme görevlisi olarak açıkça yetkilendirildiği, bu durumda sanığın adı geçen yüksekokullar ile ilgili ihale yapma ve harcama yetkilisi sıfatının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple bozma gerekçesinde adı geçen yüksekokul müdürlerinin dinlenmesi esasa etkisi olmayacaktır. Kaldı ki, anılan müdürlerin sanık aleyhine ifade vermeleri de kuvvetle muhtemeldir. Çünkü harcama yetkilisi olan bu tanıkların yüksekokullara dijital santral kurulmasından kaynaklanan üniversitenin zararından sorumlulukları vardır.
Yine bozma gerekçesinde mahkememizin 29.02.2012 tarih ve 549-42 sayılı kararında "5271 sayılı CMK"nun 225/1. maddesi uyarınca hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verileceği, Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/863 esas sayılı iddianamesinde sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 257. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine yönelik bir iddia bulunmadığı" şeklindeki mahkememiz gerekçesine ilişkin Yargıtayca herhangi bir değerlendirme de yapılmamıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında sanığın müsnet suçu işlediğinin sabit olmaması sebebi ile mahkememizce sanığın beraatine dair verilen 29.02.2012 tarih ve 549-42 sayılı kararının isabetli olduğu..." gerekçesiyle önceki hükümde direnerek sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.11.2012 tarihli ve 321827 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 652-1532 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 26.01.2017 tarih ve 132-309 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
18.01.2011 tarih ve 3 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Son Soruşturma Yetkili Kurulu Kararına göre; 2008 yılında Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlük Birimi ile Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına dijital santral kurulması işinin doğrudan temin ve sözlü talimat yoluyla Netaş Van Teknik Firmasına yaptırıldığı, ancak doğrudan temin için 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun öngördüğü usul ve esaslara riayet edilmediği, bu anlamda piyasa araştırması yapıldığını gösteren evrak, sözleşme ve ihaleye ilişkin diğer belgelerin bulunmadığı, limitin üzerinde alış yapıldığı, 2008 yılı için doğrudan temin ile iki ayrı fatura düzenlenerek Netaş Van Teknik Firmasına KDV hariç 17.000 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla yapılan iş ve işlemlerin görevin gereklerine aykırılık teşkil ettiği ve bu eylemler ile de kamunun zararına sebebiyet verildiği kanaatine varılarak, sanığın TCK’nun 257. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçundan lüzum-u muhakemesine karar verildiği,
01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren Harcama Yetkilileri Hakkındaki Genel Tebliğ Seri No. 1"e göre; üniversitelerde harcama yetkilisinin genel sekreter, meslek yüksekokullarında ise müdür olduğu,
Bitlis Eren Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığının 12.04.2010 tarihli yazısına göre; üniversite ve yüksekokullara dijital telefon santralleri alınması ile ilgili olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca herhangi bir ihale yapılmadığı, yine 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında herhangi bir sözleşme imzalanmadığı, dijital telefon santrallerinin sözlü talimat verilerek kurulması sebebiyle birimde buna ilişkin evrakın bulunmadığı,
Bitlis Eren Üniversitesi Strateji Geliştirme Daire Başkanlığının 15.06.2010 tarihli yazısına göre; sanığın 24.06.2009 tarihine kadar rektörlük idari birimlerinin tamamı bakımından harcama yetkilisi olarak görev yaptığı; yüksekokul ve meslek yüksekokullarının harcama yetkililerinin okul müdürleri, gerçekleştirme görevlilerinin ise yüksekokul sekreterleri olduğu,
Bitlis ... Hukuk Müşavirliğinin 09.12.2011 tarihli yazısına göre; sanığın rektörlükte kullanılmak üzere doğrudan temin yöntemiyle iki kez santral alımında bulunduğu, bu alımlara ait ödeme belgelerinin ekte sunulduğu, toplam 58.000 TL değerindeki işin, yalnızca rektörlüğe kurulan santralin karşılığı olan 20.060 TL"sinin ödendiği, üniversiteye bağlı Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarında çalışır durumda santraller bulunmasına rağmen mevcut santrallerin sökülüp yerlerine yeni santrallerin kurulduğu, bu işlemlerde kanunun öngördüğü ihale usullerine uyulmadığı, santrallerin kurulduğu dönemde sanığın genel sekreterlik görevinin yanı sıra İdari Mali İşler Daire Başkanlığı görevini de vekâleten yürütmesi nedeniyle harcama yetkisini uhdesinde tuttuğu ve buna bağlı olarak üniversitenin tüm birimlerine demirbaş almaya tek yetkili kişi olduğu, ilçelerdeki meslek yüksekokullarında görev yapan sekreterlerin yalnızca gerçekleştirme görevini yürütüp harcama yetkisine sahip olmadıkları,
Anlaşılmıştır.
Tanıklar ...., ...., ..., ....y, .... ve .... soruşturma komisyonunda; demirbaş alımı konusunda yetkilerinin olmadığını, rektörlük merkezi birimleri ile ilçelerdeki meslek yüksekokullarının dâhilî hatlar üzerinden görüşme yapmalarının sağlanması amacıyla görev yaptıkları yüksekokul santrallerinin, üniversite genel sekreterliğince görevlendirilen Netaş Van Teknik Firması yetkilileri tarafından talepleri ve bilgileri olmaksızın değiştirildiğini, bu değişikliğe ilişkin kendilerine belge gönderilmediği için santralin hangi şartlarda nasıl alındığını, taşınır kaydının yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, firmanın santrali taktığına ilişkin matbu bir belge imzaladıklarını, ancak taşınır kayıtlarının gönderileceği düşüncesiyle belirtilen belgenin fotokopisini almadıklarını, ihale ve teklif olmaksızın bir alım yapmadıklarını,
Tanık.... soruşturma komisyonunda; olay tarihinde Strateji Geliştirme Daire Başkanı olarak görev yaptığını, rektörlük ve ilçe meslek yüksekokullarına dijital santrallerin sanık tarafından kurdurulduğunu sonradan öğrendiğini, sanığın, santralleri ucuza mal ettiğini, ancak ilgili firmaya karşılığının ödenmesi gerektiğini söylemesi üzerine resmi ihale yapılmadığı için ödeme yapılmasının mümkün olmadığını ifade ettiğini, firmayla bir görüşme yapmadığını,
Tanık ....soruşturma komisyonunda; olay tarihinde idari ve mali işler daire başkanı olarak görev yaptığını, rektörlük ve ilçe meslek yüksekokullarına dijital santral kurulmasıyla ilgili bilgisinin olmadığını, sanığın, belirtilen yerlere dijital santral kurulduğunu ve kurulumu yapan firmaya ödeme yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine kurulan dijital telefon santrali için ihale yapılmadığını öğrenince sanığa ihale ve sözleşme olmadan ödeme yapılmasının mümkün olmadığını söylediğini, firma yetkilisiyle bu konuda görüşme yapmadığını,
Tanık ... soruşturma komisyonuna sunduğu 14.04.2010 tarihli dilekçesinde; sanıkla görüşüp yaptıkları pazarlık sonucunda 58.000 TL karşılığında rektörlük ve ilçe meslek yüksekokullarına dijital telefon santrali kurulması konusunda anlaştıklarını, sanığın sözlü talimatı doğrultusunda rektörlüğe dijital telefon santrali kurduğunu, daha sonra yine sanığın talimatıyla Ahlat, Adilcevaz ve Tatvan Meslek Yüksekokullarına giderek gerekli keşifleri yapıp ilgili yüksekokul sekreterleriyle görüştükten sonra dijital telefon santrallerini kurduğunu ve imza karşılığında ilgililerine teslim ettiğini, yapılan işlerin bir kısmı için iki fatura kesip karşılığında 17.000 TL aldığını, kalan 41.000 TL"yi almaya gittiğinde ise sanığın kendisini oyalayarak fatura kesmesine engel olduğunu, alacağını tahsil etmek amacıyla üniversiteye dilekçeyle müracaat ettiğini,
Kovuşturması evresinde farklı olarak; sanığın üniversitede bulunduğu dönemde 17.000 TL değerindeki işi pazarlık usulü ile aldıklarını, iş bitiminde söz konusu miktarın kendilerine ödendiğini, yaklaşık bir buçuk yıl sonra yeni bir iş aldıklarını, üniversitenin; rektörlük binası, Adilcevaz, Tatvan ve Ahlat Meslek Yüksekokullarının işlerini de kendi firmasına yaptırdığını, ancak bu dönemde sanık ile pazarlık usulü bir anlaşma yapmadıklarını, geriye kalan 41.000 TL"nin rektörlük tarafından kendilerine ödenmediğini, 2010 yılında rektör, rektör yardımcıları ve kurum müdürlerinin kendisini çağırarak dilekçe vermesi halinde ödeme yapabileceklerini söylediklerini, kendisinin de parasını alacağı düşüncesiyle bunu kabul edip hazırlanan yazıyı okumadan imzaladığını,
Tanıklar .... ve .... soruşturma komisyonunda; 09.09.2008 tarihli ve 0055 sayılı muayene raporunun, KDV dâhil 11.800 TL tutarındaki sayısal dijital telefon santrali alınmasına ilişkin olduğunu, santral alımına ilişkin en az üç firmadan piyasa fiyatlarının araştırılması, en uygun teklifi veren firma ile pazarlık yapılması ve teknik şartname ile ilgili tüm işlemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğini, söz konusu dönemde strateji geliştirme başkanlığında çalışıp diğer bütün daire başkanlıkları adına evrak düzenlemelerini birlikte yaptıklarını, santrale ilişkin olarak sanık tarafından gerçekleştirilen evrakı tamamlayıp, ödeme safhasına getirdiklerini, sayısal dijital telefon santrali alımına ilişkin işlemlerin doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirildiğini, Yüzüncü Yıl Üniversitesinden devredilen ilgili program ile taşınırların bilgisayardaki kayıtlarının yapıldığını, yapılan kayıtlara ilişkin program çıktısında “Muayene edilmiş olup şartname ve sipariş esaslarına uygundur...” ifadesinin yer aldığını, bahsi geçen muayene raporuna ait ödeme evrakında satın alınacak mal ve hizmetin piyasa araştırması formunun alt açıklama kısmında “Sayısal digital telefon santrali 16/110...” yerine sehven “Rektörlük yemekhanesinin bulaşık yıkama makinası ihtiyacı…” yazıldığını, yapılan işlemlere istinaden ilgili firmaya ödeme yapıldığını, 17.12.2008 tarihli ve 0121 nolu muayene raporuna konu KDV dâhil 8260 TL tutarındaki malzemelerin dijital santral kurulduktan yaklaşık üç ay sonra dâhilî sisteme bağlandığını, söz konusu malzemelerin satın alma işlemlerinin, yukarıda belirtildiği üzere harcama ve gerçekleştirme görevlisi olan sanık tarafından tamamlandığını, ilgili firma tarafından fatura kesilmesi üzerine taşınır kayıtlarının gerçekleştirildiğini, ödemeye ilişkin de ödeme emri belgesi düzenlendiğini, Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına yapılan santraller ile ilgili talimatın sanık tarafından verildiğini, ancak bu santrallere ilişkin ödeme evrakının düzenlenmediğini, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğine uygun olarak anılan muayene raporlarına ilişkin ödeme emri belgesi, ihale onay belgesi, değerlendirme tutanağı, fatura, taşınır işlem fişi ve muayene raporunun iki takım hâlinde ekte sunulduğunu,
Sanık ...; 14.06.2007 tarihinde vekâleten, 11.01.2008 tarihinde ise asaleten atandığı Bitlis Eren Üniversitesi genel sekreterlik görevini 10.07.2009 tarihinde kadar yürüttüğünü, bu görevinin yanı sıra üniversitede İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Vekili olarak da çalıştığını, üniversitenin yeni kurulması ve bütçesinin olmaması sebebiyle Yüzüncü Yıl Üniversitesine bağlı santralin kullanıldığını, üniversiteye ait bütçenin oluşması üzerine de genel sekreter ve İdari ve Mali İşler Daire Başkan Vekili olarak 25.08.2008 tarih ve 100-148 sayı ile 15.12.2008 tarihli ve 100/315 sayılı kararlar doğrultusunda resmi ihale onayı alarak, merkezi Bitlis’te bulunan rektörlük binasına dijital telefon santral alımını kanun hükümlerine ve ilgili yönetmeliklere uygun olarak gerçekleştirildiğini, ihale evrakında ihalenin çevre ilçelerde bulunan meslek yüksekokullarını da kapsayacağına ilişkin bir ibarenin bulunmadığını, ekte sunduğu evraktan da anlaşılacağı üzere, usulüne uygun gerçekleştirilen ihale sonucunda tahakkuk edilen ödemelerin 2008 yılında ilgili firma hesabına aktarıldığını, bu nedenle rektörlük binasına kurulan santrale ilişkin yüklenici firmanın bir alacağı olmadığı gibi, bu konuda talep ve şikâyetinin de bulunmadığını, rektörlük binasına dijital santral alımı ihalesine ilişkin tüm belgelerin görevli ve sorumlu personel tarafından dosyalanmış halde rektörlük arşivinde mevcut olduğunu, 2008 yılındaki santral alımı haricinde 2009 yılında harcama yetkilisi veya ihale komisyonu görevlisi olarak görev almadığını, 2009 yılının Ocak ayında İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı harcama ve gerçekleştirme yetkilisi görevine Hasan Demir’in getirildiğini, çevre meslek yüksekokullarına kurulumu yapılmış olan telefon santrallerine ilişkin malzeme alımının 2009 yılının Nisan ayında yapıldığını ve bu tarihte harcama yetkilisi olarak hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu yetkinin ilgili yüksekokul harcama ve gerçekleştirme görevlilerine ait olduğunu, meslek yüksekokullarına kurulan santrallere ilişkin firma yetkilisine ödeme yapılmadığına ilişkin şikâyet üzerine gerekli incelemelerin yapılması amacıyla teknik elemanlardan oluşan bir komisyon görevlendirdiğini, komisyonca yapılan inceleme sonucunda; sökülen santrallerin hâlen meslek yüksekokulu sekreterlerinin zimmetinde kayıtlı olduğunu, yeni santrallerin alımına ilişkin ihale yapılmadığını ve buna ilişkin hiçbir resmi kayda rastlanmadığını, yalnızca gerçekleştirme görevlisi olan yüksekokul sekreterleri tarafından imzalanan teslim tutanağının bulunduğunu, buna rağmen yeni santrallerin kullanıldığını ve rektörlüğe bilgi verilmediğini savunmuştur.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden kurmak olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın uzantısı olan, Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ve gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkan vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa ihtimale dayanarak sanığın mahkûmiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde Bitlis Eren Üniversitesi Rektörlüğünde genel sekreter olarak görev yapan sanığın; Rektörlük birimi ile Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz Meslek Yüksekokullarına dijital telefon santrali alım işini sözlü talimatla Netaş Van Teknik Firmasına yaptırdığı, bu şekilde 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun öngördüğü şartlara riayet etmeyip, anılan firmaya KDV hariç 17.000 TL tutarında ödeme yapmak suretiyle de kamunun zararına sebebiyet verdiği iddia edilen olayda; her ne kadar Bitlis Eren Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığının 12.04.2010 tarihli yazısında üniversite ve yüksekokullara dijital telefon santralleri alınması işinin sözlü talimat yoluyla gerçekleştirilmesi nedeniyle ihale ve sözleşme yapıldığına ilişkin evrak bulunmadığı ifade edilmiş ise de, gerek Hukuk Müşavirliğinin 09.12.2011 tarihli yazısında gerekse sanığın savunma dilekçelerinde rektörlükte kullanılmak üzere doğrudan temin yoluyla dijital telefon santrali alımı yapıldığının belirtilmesi ve bu alıma ilişkin belgelerin ibrazı karşısında, arşiv araştırması da yapılarak söz konusu alıma ilişkin piyasa araştırması yapıldığını gösterir evrak, ödeme emri belgesi, ihale onay belgesi, değerlendirme tutanağı, fatura, taşınır işlem fişi ve muayene raporu gibi belgelerin asılları veya onaylı suretlerinin ilgili kurumdan getirtilip dosya içerisine konulması, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 2. maddesi gereğince ihalesiz yaptırılması mümkün olmayan alımların hangi şekilde ve kim tarafından gerçekleştirildiğinin tespiti bakımından ise olay tarihinde Tatvan, Adilcevaz ve Ahlat Meslek Yüksekokullarında müdür olarak görev yapan ..., .... ve ....y ile sekreterler ...., .... ve ...., Muhasebe Yetkilisi ...., Strateji Daire Başkanlığı Şube Müdür Vekili ...., İdari ve Mali İşler Daire Başkanı ....ve Strateji Geliştirme Daire Başkanı....’ın mahkemece tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulması, yine sanık tarafından gerçekleştirilen eylemler sebebiyle kamu zararına sebebiyet verilip verilmediği hususunun karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde beraat hükmü kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bitlis (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin direnme kararına konu 12.05.2014 tarihli ve 109-135 sayılı hükmün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.01.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.