Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2225
Karar No: 2021/1056
Karar Tarihi: 21.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2225 Esas 2021/1056 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2225 E.  ,  2021/1056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “marka hükümsüzlüğü” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili; dava dışı ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı “Kafoğlu” esas unsurlu markaların Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2008 tarihli ve 2007/609 E., 2008/536 K. sayılı kararı ile kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğini, anılan karar sonrasında müvekkili adına marka ve tasarım tescil başvurularında bulunulduğunu, ancak davalıların 2010/51750 sayılı “....+Şekil” ibareli markayı kendi adlarına kötü niyetli olarak tescil ettirdiklerini, bu sebeple müvekkilinin marka başvurusunun “sabun” emtiası bakımından reddedildiğini, müvekkilince davalıların anılan marka başvurusuna yapılan itirazın Kurum tarafından reddedildiğini, dava konusu markada kullanılan logonun müvekkili şirket tarafından kullanılan logo ile aynı olduğunu, müvekkilinin aynı ibareyi uzun süredir marka olarak kullanarak üretim yaptığını, davalıların dava konusu markayı kullanmadıklarını, anılan markanın müvekkilinin çabalarıyla bilinir olduğunu, davalıların marka tescilinin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davalılara ait 2010/51750 sayılı “... + Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabı:
    5. Davalılar vekili; hükümsüzlük davasının kesinleşmesi sonrasında müvekkillerince markanın tescil edildiğini, dava dışı ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş.’nin müvekkillerinin murisleri Kamil ...tarafından kurulduğunu, uzun süre boyunca sabun üretiminde ülkemizin önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, faaliyet süresi boyunca “Kafoğlu” ve “Olivia” ibareli markalarla sabun ve yağ üretimi yaptığını, 90568 sayılı “Kafoğlu” markasının 24.04.1976 tarihinde tescil edilerek 27.04.2006 tarihinde yenilendiğini, yine 136153 sayılı aynı ibareyi içeren markanın da 25.09.1957 tarihinde tescil edilerek 25.09.2002 tarihinde yenilendiğini, davacının müvekkillerinin ticari geçmişlerini ve markalarını sahiplenmeye çalıştığını, markanın tanınmışlığından yararlanma amacında olduğunu, dava konusu markada kullanılan logonun dava dışı ...Yağ Sabun. San. ve Tic. A.Ş.’ye ait olduğunu, hükümsüzlük şartlarının bulunmadığını, marka üzerindeki öncelik hakkının müvekkillerine ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur
    Mahkeme Kararı:
    6. İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 15.07.2014 tarihli ve 2013/41 E., 2014/139 K. sayılı kararı ile; davalıların murislerinin kurucu ortağı olduğu dava dışı ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş. adına aynı ibare ve şekilden oluşan ilki 1947 tarihli sabun emtiası için tescilli seri markalarının bir kısmının yenilenmeme nedeniyle, bir kısmının da mahkeme kararıyla hükümsüzlüğüne karar verildiği, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.11.2008 tarihli ve 2007/609 E., 2008/536 K. sayılı kararının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğe ilişkin olduğu, anılan kararın hükümsüzlüğün davacının marka üzerinde öncelik hakkına sahip olduğu gerekçesiyle verilmediğinden davacı lehine bir etkisinin bulunmadığı, davalıların murislerinin kurucu ortağı olduğu dava dışı şirketin “Kafoğlu+Şekil” ibareli markasını ilk olarak sabun emtiası için 136153 numarasıyla 1957 yılında tescil ettirdiği, yine Bursa Ticaret Odası kayıtlarından davalılar murisi Kamil Kafoğlu’nun 1946 yılından bu yana odaya kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, sunulan eski tarihli gazete nüshasında yer alan haberler de ...Yağ Sabun Fabrikasının 1925 yılında Kamil ...tarafından kurulduğu, muris Kamil Kafoğlu"nun hayırseverliliğiyle tanındığı, 2008 yılında kurulan davacı şirketin faaliyetinin gıda ve inşaat alanında faal olup sabunculuk faaliyetleri bulunmadığı gibi markası kapsamında da sabun emtiasının bulunmadığı, davalıların murislerinin kurucusu olduğu dava dışı şirketin ticari unvanın tescilli olduğu dönemde davacının tescil edildiği, davacının internet ortamındaki tanıtımlarda "şirketlerinin 1925 yılında Kamil ...tarafından kurulduğunu, 1925"den günümüze" ibarelerini kullanarak davalıların murislerinin tanınmışlığını ticari faaliyetlerinde kullandığı, bu sebeple davacının marka tescilinin kötü niyetli olduğu, tescil tarihi itibariyle dava konusu marka ibaresi üzerindeki öncelik hakkının davalıların murislerinin kurucu ortağı olduğu şirkete ait olduğu, davacının tanınmışlıktan haksız yararlanma amacında olduğu, dava dışı şirket anonim şirket olarak faaliyette bulunsa da davalıların murislerinin isminin de markayla özdeşleştiği ve aynı düzeyde tanınmış hâle geldiği gazete haberleri ve davacının internet tanıtımlarıyla anlaşıldığından davalıların murislerinin ticari yaşamda kullandıkları ve mameleki bir değer kazanan ismini marka ve ticari unvanından bağımsız olarak kullanma ve tescil ettirme hakkı bulunduğu, ayrıca davacı markasında sabun emtiası bulunmadığından anılan emtia yönünden marka kullanımının davalıların murisi ve onun şirketi adına kullanılan markasıyla özdeşleştirilecek olup bu nedenle karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığı, her mirasçının murislerinin isminden yaralanma hakkının bulunduğu, mirasçılarının sadece bir kısmının marka tescilinin mirasçılar arasındaki ilişkiyi ilgilendirdiği, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (556 sayılı KHK) 8/5. maddesi uyarınca ismin ticari yaşamda kullanılması nedeniyle ayırt edicilik kazanması ve ekonomik bir değer kazanması nedeniyle isim üzerindeki haklar davalılara ait olup isim üzerindeki öncelik hakkı da davalılara ait olduğundan davacının kötü niyetle tescil ettiği marka üzerindeki haklarına dayanarak gerçek hak sahibi davalıların markasının hükümsüzlüğünü istemesinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
    8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.02.2015 tarihli ve 2014/16806 E., 2015/1940 K. sayılı kararı ile “…Dava konusu “KAFOĞLU” ibaresinin sabun emtiası için ilk kez davalıların dip miras bırakanı Kamil ...tarafından 1936 yılından itibaren Bursa Tecim Ve Endüstri Odasına tescil suretiyle kullanıldığı, daha sonra komandit şirket ve anonim şirket olarak bu kullanımın devam ettirildiği sırada dava dışı Tasfiye Halinde ...Yağ Sabun Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına 1986/90568, 1986/90523, 1982/74797, 136484, 139486 ve 1986/90203 sayı ile tescil ettirildiği dosya kapsamından belirlenmiştir. Ancak, davacı şirket tarafından dava dışı Tasfiye Halinde ...Yağ Sabun Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan dava sonucunda Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27/11/2008 tarihli 2007/609 E, 2008/536 K. sayılı kesinleşen kararıyla söz konusu dip muristen itibaren sabun emtiası için kullanılan “KAFOĞLU” unsurlu bir kısım markaların 556 Sayılı KHK"nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verildiği, diğer “KAFOĞLU” unsurlu markaların ise koruma süresi sonunda sahibi tarafından yenilenmeyerek hükümden düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, dip muris Kamil Kafoğlu"nun ilk kez ihdas ve kullandığı, daha sonra murisin kurucusu olduğu şirketlerce de onun izniyle kullanılan marka üzerindeki öncelik ve üstün hakkın açıklanan sebeplere dayalı olarak ortadan kalktığının kabulü gerekir. Dip muris Kamil ...mirasçıları olan davalılarca yukarıda açıklanan murislerinden kaynaklanan kullanım dışında, ayrıca dava konusu 2010/51750 sayılı markanın tescilinden önce "KAFOĞLU" ibaresiyle kendileri adına da bağımsız kullanıma dayanan bir öncelik ve üstün hak iddiası ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, mahkemenin davalıların söz konusu “KAFOĞLU” ibaresi üzerinde dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunduğu gerekçesine itibar edilemez. Bu bakımdan, dava konusu “KAFOĞLU” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı şirketin ticaret ünvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine ilişkin 2007/1640 sayılı tasarım tescilinin de bulunduğu göz önüne alınarak, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK"nın 8/5. maddesinin uygulama yerinin olup olmadığı tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 31.03.2016 tarihli ve 2016/14 E., 2016/49 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalıların, dava konusu markadaki “Kafoğlu” ibaresi yönünden dip murislerinden gelen öncelikli ve üstün bir sınaî haklarının bulunup bulunmadığı ve buradan varılacak sonuca göre davalılara ait 2010/51750 sayılı “KAFOĞLU+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile hukukî kavram ve kurumların ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır.
    13. Marka üzerindeki hak, mutlak bir hak olup, sahibine markanın başkası tarafından kullanılmasını yasaklamak da dâhil inhisarî hak ve yetkiler ile malvarlıksal menfaatler ve sınırlı manevi haklar sağlar (Tekinalp, Ünal: Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2012, s. 381).
    14. Marka koruması hem dava tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK hem de 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu (SMK) gereğince tescil yoluyla elde edilir. Bu husus 556 sayılı KHK’nın 6. maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararname ile sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.” şeklinde belirtilmiştir. Buna “tescil ilkesi” denmektedir. Bu itibarla markanın sahibine sağladığı haklar kural olarak tescil ile oluşur ve üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayını tarihinden itibaren hüküm ifade eder (556 sayılı KHK m. 9/3). Bu bağlamda tescil edilen bir marka sahibinin inhisarına bırakılarak ona herkese karşı ileri sürülebilen nitelikte mutlak bir hak sağlamaktadır. Bu hak, marka tescilinin mevzuatta öngörülen koşulların gerçekleşmesiyle markanın hükümden düşmesine veya marka hakkının sona erme sebeplerinin vuku bulduğu ana kadar geçen sürede koruma altındadır.
    15. Tescil ilkesinin 556 sayılı KHK’de öngörülmüş birtakım istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesine göre tanınmış markalar, tescilden önce kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanan markalar (556 sayılı KHK m. 7/2, 8/3, 9/1, 42/3), rüçhan hakları (556 sayılı KHK m. 25), önce tescil edilip yasaklama yetkisi veren haklar (556 sayılı KHK m. 8/3), bir kişinin kendisine ait ismi, fotoğrafı, telif hakkını veya sınaî mülkiyet hakkını içeren markalar (556 sayılı KHK m. 8/5) ve yenilenmemiş markalar haklarında geçerli bir tescil bulunmadığı hâlde tescilli hak sahibine karşı 556 sayılı KHK’daki sınırlamalar dâhilinde korunurlar (Karan, Hakan/ Kılıç, Mehmet: Markaların Korunması 556 Sayılı KHK Şerhi, Ankara, 2004, s. 64).
    16. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile marka üzerindeki öncelik hakkı markayı tescil ettirmek için önce başvuran ve tescil ettiren kişiye tanınmıştır. Bu husus 556 sayılı KHK’nın 7/1-b ve 8/1-b maddelerinde yer alan “tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış” ifadesinden açıkça anlaşılmaktadır. Buna göre markaya sağlanan koruma, tescil edilmek kaydıyla başvuru tarihinden itibaren başlamaktadır. Bu hususa ise “tescilde öncelik ilkesi” denilmektedir. O hâlde bir işaretin marka olarak tescili için önce başvuran ve marka olarak tescil ettiren kişi, markanın sahibi olur ve o işaret üzerinde marka ile ilgili mal ve hizmetler için inhisarî hakkını kazanarak o işareti başkasının marka olarak tescil ettirmesini önleyebilir. Başka bir deyişle daha önce tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir işaret ya da ondan ayırt edilemeyecek kadar ayniyet içeren bir işaret, aynı mal ve hizmetler ya da aynı türdeki mal ve hizmetler için bir kere daha başkası tarafından marka olarak tescil edilemez, önce yapılan tescil sonraki tescilleri önler (Tekinalp, s. 383).
    17. Tescilde öncelik ilkesinin istisnalarından birisi de 556 sayılı KHK’nın 8/3. maddesi uyarınca önceki tarihli işaret kullanımıdır. Markanın tescil için başvurulduğu tarihten veya rüçhan tarihinden önce bu işaret için bir hak elde edilmişse veya işaret sahibine daha sonraki bir marka kullanımını yasaklama yetkisi veriyorsa hükümsüzlük davası açılabileceği gibi aynı ibareyi kullanarak yapılan marka başvurularının tescilini engelleyebilecektir. Bu kapsamda hükümsüzlük yahut tescile engel için ilk aşamada öncelik hakkı sahibinin tescil edilen yahut tescili istenen marka ile kendi kullandığı marka arasında bir benzerliği mevcudiyeti gerekmektedir. Sonrasında çekişme konusu ibare üzerinde önceden elde edilmiş bir hakkın varlığı zorunlu olup bu hâlin en açık örneği; 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin son fıkrasında da belirtildiği şekilde tescili talep edilen markanın benzerinin daha önceden ticari yaşamda kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmasıdır (Karan/Kılıç: s. 206).
    18. Öncelik hakkına konu oluşturabilecek şeyler sadece markalardan ibaret olmayıp ticaret sırasında kullanılan diğer işaret sahiplerinin de anılan işaretlerinin benzerlerinin marka olarak tesciline engel olabilecekleri gibi her nasılsa tescil edilmiş olan bu tür markaların, öncelik hakkına dayalı olarak hükümsüzlüğünü isteyebilirler. Ticari faaliyet sırasında kullanılan bu işaretler üzerinde hak sahiplerinin şahsî, fikrî veya sınaî mülkiyet hakları bulunmakta olup bu tür durumlarda ise 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi uygulama alanı bulacaktı. Bu bağlamda sınaî mülkiyet hakkı sağlamayan işaret sahipleri, aynı KHK’nın 8/3. maddesinde tesis edilen korumadan yararlanırlar. Bir işaretin ticarette kullanımından kasıt o işaretin kullanımıyla ayırt edici hâle gelmesi ve bu suretle işaret üzerinde öncelikli hak elde edilmiş olmasıdır (Karan/Kılıç: s. 207).
    19. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 8/5. maddesi “Tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde, hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusu reddedilir.” hükmünü haiz olup anılan düzenleme ile başkasına ait şahsî, fikrî ve sınaî haklar koruma altına alınmıştır. Bu bağlamda başkasına ait sınaî mülkiyet hakkını kapsayacak düzeyde benzer bir markanın tescili, sınaî mülkiyet hakkı sahibi tarafından engellenebilecek, şayet marka tescil edilmiş ise yine sınaî mülkiyet hakkı sahibi tarafından hükümsüzlüğü talep edilebilecektir. Bu düzenlemeyle korunan sınaî hakların ortak özelliği, aynı maddenin 3. fıkrasındaki işaretlerden farklı olarak tescil edilmiş olmaları olup bu işaretlerin ayrıca kullanım sonucu ayırt edici hale gelmeleri gerekli değildir. 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi kapsamında korunan sınaî haklara; ticaret unvanları, işletme hakları, patent, faydalı model yahut endüstriyel tasarımlar örnek olarak gösterilebilirler (Karan/Kılıç, s. 207, 208).
    20. Ticaret unvanlarına ilişkin olarak ayrıca belirtilmelidir ki; ticari unvanın ticaret siciline tesciliyle tescil kapsamındaki tüm faaliyet alanlarında unvansal nitelikte bir hak kazanılmış olup tescilli unvan hakkı, kapsadığı tüm sektörlerde doğmuş olacaktır. Burada unvanın ticaret siciline tescil ve ilanıyla unvan sahibi, tescil kapsamındaki sektörlerde/alanlarda faaliyet iradesini ortaya koyarak fiili kullanım olmasa bile unvansal kullanım hakkı elde eder. Bu nedenle tesciline itiraz edilen yahut hükümsüzlüğü istenen unvana benzer markanın kapsamındaki mal ve hizmetler ile önceden tescil edilen ticari unvanın kapsadığı tüm alanların yapılacak olan incelemede nazara alınması gerekmektedir (Bilge, Mehmet Emin: Marka ve Ticaret Unvanı Arasındaki İltibas, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, 2015, S. 2015/2, s. 7-22, s. 19).
    21. Marka olarak tescil edilen bir işaretin hükümsüz kılınmasını gerektiren hâller; 556 sayılı KHK’nın 42. maddesinde düzenlenmiş olup, eldeki uyuşmazlıkla ilgili olan 1. fıkrasının (b) bendinde aynı KHK’nın 8. maddesinde sayılan hâllerin hükümsüzlük nedeni olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda, 556 sayılı KHK’nın 42. maddesi uyarınca, aynı KHK’nın 8. maddesindeki düzenlemeye aykırı marka tescillerinin hükümsüz kılınması talep edilebilecektir. Başka bir anlatımla, tescilsiz dahi olsa bir işaret veya markanın ticari hayatta kullanılıyor olması şartı ile daha sonra aynı markanın tescil edilmesine itiraz ve dolayısıyla aynı KHK’nın 42/b maddesine göre, hükümsüzlük iddiasında bulunabilme imkânı tanınmıştır. Aynı şekilde 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi kapsamında tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınaî mülkiyet hakkını kapsaması hâlinde de hak sahibi, aynı KHK’nın 42. maddesi çerçevesinde sonradan tescil edilen markanın hükümsüzlüğünü isteyebilir.
    22. Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu “Kafoğlu” ibaresinin ilk olarak sabun emtiasında davalıların dip murisleri dava dışı Kamil ...tarafından 1936 yılından itibaren oda kaydıyla kullanılmaya başlandığı, bu kullanımın marka tescilleri ile kurulan şirketler bünyesinde devam ettirildiği, “Kafoğlu” ibaresinin dava dışı ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş. adına sabun ve benzer emtialarda 1986/90568, 1986/90523, 1982/74797, 136484, 139486 ve 1986/90203 sayılı markalarıyla tescil edildiği, ancak anılan markalardan 1986/90568, 1986/90523 ve 1982/74797 sayılı markaların davacı tarafından dava dışı marka sahibi ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş. aleyhine Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan davada yapılan yargılama sonrasında verilen 27.11.2008 tarihli 2007/609 E, 2008/536 K. sayılı karar ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca iptaline karar verildiği, diğer markaların ise 556 sayılı KHK’nın 40 ve devamındaki maddelerde öngörülen koruma süresi sonunda yenilenmeme nedeniyle aynı KHK’nın 45. maddesi uyarınca hükümden düştüğü anlaşılmaktadır.
    23. Davalıların murisi dava dışı Kamil ...tarafından “Kafoğlu” ibaresinin marka olarak ihdas edilerek ticaret odasına tescil tarihinden itibaren kullanılıp kurucu olarak yer aldığı şirketler bünyesinde de yine murisin izniyle anılan ibareyi içeren markaların şirket adına tescili gerçekleştirilmiştir. Ancak, uyuşmazlık konusu “Kafoğlu” ibareli marka üzerindeki davalılar murisine ait sabun ve benzer emtialar yönünden var olan öncelikli ve üstün hakkın, davalıların murisinin kurucusu olduğu dava dışı ...Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş. adına tescilli, “Kafoğlu” ibaresini içeren ve sabun emtiasında tescilli markaların, mahkeme kararı ve yenilenmeme nedenlerine dayalı olarak hükümden düşüp 556 sayılı KHK tarafından sağlanan markasal koruma kapsamı dışında kalarak sona erdiği kabul edilmelidir. Ayrıca muris Kamil ...mirasçıları olan davalılarca, dava konusu 2010/51750 sayılı “KAFOĞLU+Şekil” ibareli marka öncesinde murislerinin kullanımlarından bağımsız olarak, “Kafoğlu” ibaresiyle sabun emtiası bakımından gerçekleştirilen markasal bir kullanım da iddia edilip kanıtlanmamıştır. Dolayısıyla davalıların uyuşmazlık konusu “Kafoğlu” ibaresi üzerinde murisleri Kamil Kafoğlu’ndan gelen üstün sınaî mülkiyet haklarının bulunduğu kabul edilerek anılan ibare üzerinde öncelik hakkının davalılara ait olduğu söylenemez.
    24. Dava konusu markada yer alan “Kafoğlu” ibaresi aynı zamanda davacının ticaret unvanının esas unsuru olup anılan unvan, dava konusu markanın tescil başvurusundan önce, 02.05.2007 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı şirketin kuruluşunda tescil ve ilan edilen esas sözleşmenin, şirketin amaç ve konusunu düzenleyen 3. maddesinin “i” bendinde şirketin faaliyet alanları içerisinde sabun emtiasının üretimi, alım-satımı, ithalatı, ihracatı, pazarlama ve dağıtımı yer almaktadır. Ayrıca davacı adına, sabun ambalaj desenine ilişkin 2007/1640 sayılı ve 10.04.2007 başvuru ile tescil tarihli endüstriyel tasarım tescili bulunmakta olup anılan tasarımda “Kafoğlu” ibaresi esas unsur olarak kullanılmıştır. Davalılara ait dava konusu “KAFOĞLU+Şekil” ibareli markanın davacının ticaret unvanıyla ve davacıya ait tescilli tasarımla olan benzerliği ile davalılara ait markanın kapsamındaki emtia ile davacı şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasındaki benzerlik nazara alınarak, uyuşmazlık konusu markanın, davacıya ait tescilli tasarım ve tescilli ticaret unvanı şeklinde vücut bulan sınaî mülkiyet hakkını kapsayacak düzeyde olup olmadığı tartışılarak davacının marka hükümsüzlük istemi hakkında 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    25. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    26. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesi,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi