Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, davacılar K.N.ve K. yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacı N. yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı C.Ç. vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil, mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar K. N. ve K.yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacı Nazmiye yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, miras bırakanları A.."ın çekişme konusu 33 parça taşınmazını kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla kadastro tespiti sırasında muvazaalı olarak davalı oğulları adına kaydettirdiğini, öte yandan 3 parsel sayılı taşınmazı da bedelini ödeyerek satın alıp davalılar adına tescil ettirdiğini, ancak ölünceye kadar taşınmazlardan miras bırakanın yararlandığını ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, yargılama sırasında davacılar K. N.ve K.yönünden davanın müracaata bırakıldığı, öte yandan davacı N."nin açtığı davada, çekişme konusu 731, 853, 855, 514, ve 3 nolu parseller dışında kalan taşınmazlar yönünden davalıların davayı kabul ettikleri anlaşılmaktadır.
Davacılar K.N. ve K.yönünden davanın takip edilmeyerek müracaata bırakıldığı, 731, 853, 855, 514, ve 3 nolu parseller haricindeki çekişmeli taşınmazlar yönünden davalıların, dava açılıp deliller toplandıktan sonra ayrı ayrı davayı kabul ettikleri belirlenmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı C. Ç. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı C. Ç."ın öteki temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmazlardan 732 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında kısmen kamulaştırılması sonucu ifraz edildiği ve kamulaştırmadan sonra kalan kısmın 1964 sayılı parsel olarak davalı Saat adına tescil edildiği görülmektedir.
O halde, doğru sicil oluşturma ilkesi gözetilerek, üzerinde işlem yapma kabiliyeti bulunmayan 732 sayılı parsel hakkında infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan; davacı N. yönünden keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmali yapıldığı gözetilerek, kabul kapsamına alınan taşınmazlardan davacı N."nin miras payına isabet eden değerlerin toplamı üzerinden harca ve davacı taraf yararına vekalet ücretine, davalı Cemal yönünden ise onunla ilgili olup dava konusu yapılan ve reddedilen kısım üzerinden C. yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken denetime olanak vermeyen ve ne şekilde hesaplandığı belli olmayan miktarlarda harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olması da isabetsizdir.
Davalı C.Ç. vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.