23. Hukuk Dairesi 2011/1240 E. , 2011/401 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkil kooperatifin üyeleri bir arada tutma ve birliği sağlama amacıyla üyelerden taahhüt aldığını, kooperatif bünyesinde taşıma işinin sırayla yapıldığını, taahhütnamenin 2. maddesi gereğince, davalının işverenden izinsiz olarak gerek, kendi nam ve hesabına gerekse, başka kooperatifler ve taşıma şirketleri nezdinde karayolu ile yük, eşya taşımacılığı yapmayacağını kabul ettiğini, davalının 24.04.2008 günü kooperatiften izin almadan nakliye işi yaptığını, 02.05.2008 tarihinde ise kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, davalının taahhüthame hükümlerine, kooperatifin faaliyet konusuna ve ortaklık şartlarına aykırı hareket etmesi nedeniyle cezai şartın muaccel hale geldiğini ileri sürerek, devrin önlenmesi amacıyla davalıya ait araca ihtiyati tedbir konulmasına, 5.000,00 TL alacağın, taahhütnamenin ihlal tarihi olan 24.04.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşıma işi yaptığı sırada kooperatif üyesi olmadığını, taahhütnameye aykırı davranışının bulunmadığını, taahhütnamenin hukuka aykırı olduğunu, alacak iddiasına ilişkin senedin iptal edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, kişilerin ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak amacıyla kooperatife üye olabilecekleri, kooperatifin, üyelerin ekonomik ve sosyal haklarının korunması, çoğaltılması amacına özgülenmesi gerektiği, kooperatifin kendi koşullarını dayatarak piyasanın serbest işleyişine müdahale etmesi, tüketicilerin haklarını çiğnemesi ve üyeleri kontrol altına almaya çalışarak kişisel hak ve özgürlükleri tehdit eden işlemlerden uzak durması gerektiği, ekonomik ve sosyal hakları koruma gayesiyle kurulan kooperatiflerin amaçlarını aşacak ölçüde üyelerini denetleme daha ötesinde cezalandırma yetkisinin olamayacağı, aksi kabulün örgütlenme hakkını aşan, kişilerin hak ve hürriyetlerini ihlal eden aşırı güç kullanma tehlikesi yaratacağı, ekonomik sosyal açıdan güçlü durumda olan kooperatiflerin zayıf durumdaki üyelerin iradelerini hiçe sayma tehdidi oluşturduğu, üyelerin çalışma ve ticaret özgürlüğünü kısıtlar nitelikte, cezai şart içeren anlaşmanın hukuken meşru olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif üyesinin taahhüde aykırı davrandığı iddiasıyla talep edilen cezai şarttan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifin dayandığı taahhüt nedeniyle üyelerinin sorumluluğu cihetine gidebilmesi için bu sorumluluğun Kanun ve anasözleşmeye dayanması ya da genel kurul tarafından bu hususta karar alınması gerekmektedir. Somut olayda, kooperatifin anasözleşmesi dosyaya celbedilmediği gibi davalının iddia edilen şekilde sorumluluğunu gerektiren bir genel kurul kararı bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamıştır. Dava konusu talebin hukuki dayanağının var olduğunun saptanması halinde, davalının kooperatif üyeliğinin sona ermesinden sonra dava konusu taşıma işini yaptığına ilişkin savunması üzerinde durulup, ihlalin gerçekleştiği tarihin saptanması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan ve tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.