10. Hukuk Dairesi 2015/14116 E. , 2016/363 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İş Mahkemesi
Tarihi : 16.04.2015
Dava, 01.01.1995-30.01.1999 tarihleri arasında, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesinde, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu, hükmün, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilerek tefhim olunacağı, hükmün tefhiminin her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı belirtildikten sonra 297. maddesinde hükmün kapsadığı hususlar sıralanarak, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, istemlerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmış olup, anılan düzenlemeler, yargıda netlik ve açıklık ilkesine uygun olarak kamu düzeni ve barışının sağlanmasını amaçlamaktadır.
Ayrıca vurgulanmalıdır ki, ilk derece mahkemesince verilen karar, aleyhine temyiz yoluna başvurulması üzerine yasal denetim görevini yerine getiren Yargıtay tarafından bozulması ile ortadan kalktığından, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın tüm tarafları hakkında yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde yerine getirilmeye elverişli yeni hüküm oluşturulması gereklidir.
Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, davalı T...T...İ... B... hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm tesisi edilmemesi isabetsizdir.
2-Davanın konusuz kaldığından bahsedilebilmesi için, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Bu nedenle; davacının yargılama sırasında tesis edilen Kurum işlemiyle talebine konu sürelerin ne kadarında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.12.2013 gün 10 - 1350 / 1740 sayılı kararı.)
Mahkemece, Dairemizin ..../..... – ..../.....sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 01.5.1996-01.02.1999 dönemi hakkında tespit hükmü kurmuş ise de;
Davalılardan S... tarafından bozma sonrası verilen karar üzerine sunulan temyiz dilekçesinde, davacı hakkında Kurumun 01.5.1995-30.3.2006 tarihleri arasına dair tescil işlemi yaptığı ve ihya kapsamına aldığı yönündeki beyanı karşısında, davalı Kurumca dava konusu yıllara ilişkin olarak, sigortalılığın kabul edilip edilmediği araştırılarak, edilmişse, kabul edilen dönem yönünden davanın konusuz kalacağının gözetilmemesi isabetsizdir.
Bu yönde yapılacak değerlendirmede, davacının Kurumca kabul edilen ancak durdurulan, ihyaya tabi sigortalılık süreleri tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.