Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/11902 Esas 2016/11753 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/11902
Karar No: 2016/11753
Karar Tarihi: 10.10.2016

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/11902 Esas 2016/11753 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2015/11902 E.  ,  2016/11753 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine

Davacı vekilinin 24.04.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle mahkumiyetine hükmedildiğini ancak şartla tahliye süresinden fazla tutuklu kaldığını belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davacı vekilinin temyiz talebinin manevi tazminat miktarı ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Temyize konu tazminat davasının 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu anlaşıldığından, davanın 5271 sayılı CMK"nın 142/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık sürede açılmadığından reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma öneren tebliğnamedeki düşünceye iştirak olunmamıştır.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya içeriğine göre; Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2001 tarih, 1999/38 Esas – 2001/501 sayılı kararı ile davacının (sanığın) 765 sayılı TCK’nın 168/2. ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.06.2002 tarih, 2002/646 Esas – 2002/1550 Karar sayılı ilamı ile davacının (sanığın) nüfus kaydında nüfus müdürünün isim, imza ve mührünün bulunmaması nedeniyle hükmün bozulduğu, anılan bozma ilamı üzerine 21.10.2004 tarih, 2002/191 Esas – 2004/222 sayılı karar ile davacının (sanığın) 765 sayılı TCK’nın 168/2. ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.02.2006 tarih, 9 - 2004/243761 sayılı yazısı ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK gereğince davacının (sanığın) hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği görüşü ile dava dosyasının mahkemeye iade edilmesi sonrası 14.09.2006 tarih, 2006/17 Esas – 2006/132 sayılı karar ile davacının (sanığın) lehine olan 5237 sayılı TCK’nın 314/2. ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; CMK"nın 144/1-b maddesindeki, kanuna uygun olarak yakalanan veya tutuklanan kişilerden, tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun hâle dönüşenlerin tazminat isteyemeyeceği yönündeki düzenleme dikkate alınarak davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.