16. Hukuk Dairesi 2014/10342 E. , 2015/1827 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Yayla Eldirek Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 255 ada 16 parsel sayılı 1.043,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 255 ada 17 parsel sayılı 898,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ..., 255 ada 18 parsel sayılı 1.281,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Şevket Küçükkaragöz, 255 ada 19 parsel sayılı 1.082,44 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, temyiz konusu taşınmazların evveliyatının umuma ait harman yeri olduğu, davacıların taşınmaz üzerinde lehlerine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğini ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine, Hazine tarafından açılmış bir dava da olmadığından, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline dair hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Temyiz konusu taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfıyla davalılar adına tespit edilmiş, davacılar aynı nedene dayalı olarak dava açmıştır. Davacı taraf, 29.12.2008 ve 07.01.2009 tarihli dilekçelerinde isimlerini de belirtmek suretiyle tanık deliline dayandığı halde; mahkemece, bildirilen tanıkların keşifte hazır olmaları için herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Davacı tarafça, tanık delilinden vazgeçildiğine dair bir dilekçe veya zapta geçmiş bir beyana da rastlanılmamıştır. Ayrıca tespite aykırı sonuca ulaşıldığı halde tespit bilirkişileri hiç dinlenilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve zirai bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa kim tarafından kullanıldığı, hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar komşu parsel tutanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat bilirkişisinden de çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, komşu parsellerle arasında doğal ya da yapay sınır veya ayırıcı unsurların bulunup bulunmadığı, öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü bildirir ve değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflar ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.