Esas No: 2020/5235
Karar No: 2022/1401
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5235 Esas 2022/1401 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın satın almayı taahhüt ettiği ve müvekkilin teslim ettiği demirbaş ve sabit kıymetlerin satış bedelini ödemediği ve alarm takozları ve iğnelerinin bedellerini de ödemediği iddia edilerek, davalıdan toplamda 21.000 TL'nin 21.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsili istenmiştir. Dava kabul edilmiş ancak karar bozulmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda davacının iddialarını ispat edemediği, sadece alarm, takoz ve iğne bedelleri yönünden kısmen hak kazandığı belirtilmiştir. Davacının sair taleplerinin reddedilmesine karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu'nun 30., Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. ve 328. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 16/01/2020 tarih ve 2018/661-2020/27 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 01.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 19.02.2009 tarihli satış sözleşmesi ile 26.02.2009 tarihli ek sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin sözleşme ekinde yer alan demirbaşları ve sabit kıymetleri tam ve eksiksiz olarak 19.03.2009 tarihinde Harvey Nichols mağazasında hazır bulundurduğunu ve davalı tarafa teslim edildiğini, demirbaş ve sabit kıymetlerin satış bedelini ödediğini, satış sözleşmesinin 6.2. maddesi çerçevesinde müvekkilinin, madde hükmünde belirtilen özellikleri taşır stokları hazır bulundurduğunu ancak davalı yanın işbu stokları satın almaktan imtina ettiğini, davalı yanın ayrıca satış sözleşmesi çerçevesinde satın aldığı malların üzerinde bulunan ve sarf malzemesi olan alarm takozları ve iğnelerinin bedellerini de müvekkiline ödemediğini, bu konuda yaptıkları tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalı yanın satış sözleşmesi çerçevesinde satın almakla yükümlü olduğu dilekçe ekinde listesi yer alan stoklar için şimdilik 19.000.- TL, davalının satın aldığı mallar üzerinde bulunan ve dilekçe ekinde listesi bulunan sarf malzemesi alarmlar için şimdilik 1.000.- TL, stoklara ilişkin muhafaza ve nakliye masrafları için şimdilik 1.000.- TL olmak üzere toplamda 21.000 TL’nin 21.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 22.02.2012 havale tarihli ıslah dilekçesiyle stoklarla ilgili alacak talebini 398.566,96 TL’ye, sarf malzemesi alanlarla ilgili olarak alacak talebini 35.442,96 TL’ye, muhafaza masraflarına ilişkin alacak talebini de 3.965,40 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının kabul edilemeyeceğini, sözleşme ve ek sözleşme uyarınca satın alınması mutabık kalınan ürünlerin 19.03.2009 tarihinde teslim alındığını, bunların faturalarının kesilerek ödemelerin yapıldığını, ödemesi yapılmayan fatura kalmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, öte yandan Boby Brown ürünlerinin tutanağın son cümlesindeki yetkiye istinaden muhataba iade edildiğini, John Lob ve Kozmetik ürünlerin satış sözleşmesi kapsamına girmediğinden hem 05.02.2009 tarihli sayıma girmediğini hem de 21.03.2009 tarihli tutanakta yer almadığını, müvekkilinin, muhatabın elindeki tüm stokların tamamını kayıtsız şartsız almakla yükümlü olmadığını, böyle bir taahhüdünün hiç olmadığını, teslim tutanağında herhangi bir ihtirazı kayıt dermeyan edilmediğini, davacının sözleşme ifa edildikten sonra kendi elinde kalan ve satamadığı diğer stoklarını müvekkiline yüklemeye çalıştığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uylarak yapılan yargılamaya göre; taraflar arasında yapılmış 19/03/2009 tarihli tutanağa ekli listelerde yer alan 109 sayfanın kapsamı dışında davacının deposunda bulunan mallar bakımından sözleşmenin 6.madde koşullarının gerçekleştiği ve davalının malları satın alma yükümlüğünde olduğu, davacı tarafça satışı yapılan ancak, davalı tarafça teslim alınmayan ürünlerden dolayı davacının davalıdan taleple bağlı kalınarak 437.975,32 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece verilen 26.04.2012 tarihli ilk karar, yeniden keşif ve inceleme yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğinden bahisle bozulmuş, ancak mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozmadan sonra yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporu oluşa ve dosya içeriğine uygun görülmemiş, tarafların imzasını taşıyan 19.03.2009 tarihli 2. tutanakta tutanağa ekli listelerde yer alan 109 sayfanın kapsamı dışında davacının deposunda bulunan mallar bakımından sözleşmenin 6. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde davalının belirtilen şartları taşıyan malları satın alma yükümlülüğünün sözleşme ile kararlaştırıldığı ve ortada bu sözleşme hükmünü değiştiren başka bir sözleşme de bulunmadığı gözetilerek mahkemece araştırma ve incelemenin bu doğrultuda yapılıp gerektiğinde yeni bir keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hüküm yeniden bozulmuştur. Bu kez mahkemece bozma ilamına uyularak devam olunan yargılamada yeniden bilirkişi raporu alınmış ise de, söz konusu rapor denetime elverişli sağlıklı tespitler içermediği gibi yargılama sürecindeki sair raporlara atıf yapılmıştır. Ancak önceki tarihli bozma ilamlarında da ifade edildiği üzere yargılma sürecinde alınan önceki raporlar dahi yeterli tespit içermemektedir. Bu durumda yargılamada gelinen bu aşamada, davacının iddialarını ispat edemediği, ancak alarm, takoz ve iğne bedelleri yönünden 35.442,96TL üzerinden davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.12.2015 tarihli mahkeme kararına karşı davalı tarafça temyiz yoluna başvurulmamış olup, 2016/3233 esas 2016/10891 karar sayılı bozma ilamı ile davacı lehine kazanılmış hakkın doğduğu gözetilerek davacı yanın sair taleplerinin reddi gerektiğinden, yazılı şekilde kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.