14. Hukuk Dairesi 2019/1502 E. , 2020/654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.09.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.06.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 157 ada 13 ve 21 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, dava konusu taşınmazda binalarının olduğunu belirterek, ortaklığın kat mülkiyeti kurulması ve taşınmazda davalı ...’ın kullandığı kısmın adına tescil edilmesi suretiyle giderilmesi istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, karar Dairemizin 02.07.2014 tarih, 2014/7700 E-2014/8890 K sayılı ilamı ile, “Somut uyuşmazlıkta; Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/121 Esas, 2012/93 Karar sayılı dava dosyasında görülmekte olan bu davanın davalısı ... tarafından diğer paydaşlar aleyhine muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açıldığı, davanın kabul edildiği ancak temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında verilecek karar ile dava konusu taşınmazlardaki muhdesat oranları değişebileceğinden mahkemece sözü edilen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekili ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Mahkemece, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının ve harcın taraflardan hangi oranlarda tahsil edileceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun eki Tarifenin "Karar ve İlam Harcı" başlığı altında düzenlenen 1. maddesinin (c) fıkrası uyarınca bir gayrimenkulün hissedarlar arasında satış suretiyle şuyuun izalesine dair hükümlerde gayrimenkulün satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranında, menkul niteliğindeki mallar üzerindeki paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde ise 2. maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca maktu harç ile yetinilmesi gerekir.
Somut olaya gelince;
Dava konusu 157 ada 21 parsel sayılı taşınmazda paydaşlara ait muhdesat bulunduğundan bilirkişi raporunda muhdesatın arza oranlaması yapılarak, hükümde satış bedelinin, bu rapordaki oranlar dikkate alınarak muhdesat sahiplerine dağıtılmasına, kalan satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verildiği halde, hükmün 5. bendinde çelişki yaratacak şekilde “Satış sonucu elde edilecek satış bedelinin, tapudaki ve veraset ilamındaki payları oranında taraflara bölüştürülmesine” karar verilmesi ve karar tarihi itibariyle satış bedeli üzerinden binde 11,38 karar ve ilam harcı alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiş ise de bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 5 numaralı bendi hükümden çıkartılarak, yerine "Satış bedeli üzerinden hesaplanacak binde 11,38 oranındaki harcın paydaşlardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda alınarak Hazineye gelir kaydına" sözcüklerinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.