Esas No: 2021/21399
Karar No: 2022/13792
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/21399 Esas 2022/13792 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği 11. Ceza Dairesi'nin 2021/21399 E. ve 2022/13792 K. numaralı kararıyla, sanıkların Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılandıkları belirtiliyor. İlk sanığın suçlarından beraat hükmünün verildiği, ancak avukatlık ücretinin gözetilmediği için bu kısmının bozulduğu, ikinci sanığın suçlarından mahkumiyet hükmünün verildiği ancak kanun maddelerinin yanlış uygulanması nedeniyle bu kısmın da bozulduğu belirtiliyor.
Mahkeme, beraat hükmü verilen sanık için yargılamanın yasalara uygun şekilde yapıldığı ve suçun sabit olmadığına karar verdiği için önceki kararın onanmasına karar verdiğini belirtiyor. Ancak bu sanık için de avukatlık ücreti talebinin göz ardı edildiğinden, hüküm fıkrasına “3.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin hazineden alınarak beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ...’a verilmesine” cümlesi eklenerek düzeltilmesi gerektiği belirtiliyor.
İkinci sanık için ise özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilerek, sanığın suçsuz olduğuna karar verildiği ifade ediliyor. Ancak mahkeme, sanığın fiilen muayene ed
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
1) Her iki sanık hakkında dolandırıcılık ve sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerinin esasına yönelik katılan vekilinin, vekalet ücreti ile sınırlı olarak da sanık ... müdafisinin temyizinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; sanık ... için, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanık ... için yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz isteminin reddine ancak;
1136 sayılı Kanun’un 168. maddesi ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ... lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına “3.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin hazineden alınarak beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ...’a verilmesine” cümlesi eklenmek suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
a) Sanığın başhekimi olduğu ... Bölge Hastanesi isimli hastanede radyoloji uzmanı olarak görev yapan ...’un 04.08.2010 tarihinde hastaneden ayrılmasına ve başka bir radyoloji uzmanının göreve başlamasına rağmen tedavileri yapılan sigortalıların, ... tarafından işlem yapılmış gibi Kuruma fatura edildiği şeklindeki iddianame anlatımına göre; faturaların Türk Ceza Kanunu kapsamında özel belge niteliğinde olduğu, özel belgede sahtecilik suçunda, gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak tanımlanan içerik (fikri) sahteciliğine yer verilmediği, yalnızca, "belgeyi sahte düzenleme" hareketine yer verildiği, içerik sahteciliğinde belgeyi düzenleyen olarak görülen kişi gerçek olduğu halde, belgenin içeriğinin gerçeğe aykırı olduğu ve maddede sadece taklit suretiyle sahte belge düzenleme veya gerçek bir belgede ekleme veya çıkarma suretiyle sahtecilik, başka bir deyişle maddi sahtecilik eylemlerine yer verildiği, içerik sahteciliğine yer verilmediği anlaşılmakla, TCK'nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Kabule göre de;
aa) Tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre, hastaların fiilen muayene edilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesinde öngörülen "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla resmi belgede sahtecilik" suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
bb) 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisi ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.