Esas No: 2020/5228
Karar No: 2022/1418
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5228 Esas 2022/1418 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davalı taraf müvekkiline borç veren davacıya keşide ettiği çekleri teminat olarak vermiş, davacı ise borcunu ödediğinde davalı çekleri başka birine (davalılarla çıkar ilişkisi olan Atilla Polat'a) devretmiş, bu nedenle davacı davalıların tazminat ödemesini talep etmiştir. Mahkeme, davalıların kötüniyet ispatı yapılamadığından davacının borçlu olmadığını tespit ederek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davalıların icra takibi nedeniyle tazminata mahkum edilebilmesi için borçlunun bir ihtiyati tedbir kararı almış olması gerektiği belirtilerek, bu husus göz önünde bulundurulmadan davanın reddine karar verilmesi hatalı bulunmuştur. Bu nedenle, mümeyyiz davalıların temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İİK.m.72,II - Borçlu lehine ihtiyati tedbir kararı alınması durumunda borçlu, alacaklının alacağına karşı kesin hüküm verilme tehlikesiyle karşı karşıya değildir.
İİK m.72,III c.2 - Borçlu lehine ihtiyati tedbir talebinde bulunma
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02.12.2019 tarih ve 2019/420 E. - 2019/1009 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı ... mirasçıları ... ... ve ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 01.03.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalılar ... ... ile ... vekili Av.... ve davalı ... vekili Av... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... tarafından müvekkiline 120.000 TL borç verildiğini, müvekkilinin de 75.000 TL ve 45.000 TL bedelli iki adet çeki hamiline keşide edip davalı ...’a teminat olarak verdiğini, davacının toplam 125.000 TL ödeyerek borcunu kapattığını, ancak davalı ...’in çek bedelini haricen tahsil ettiği halde çeki ciroladığını, ardından davalı ...’ın da cirosu ile çekin davalı ...’e geçtiğini, bu kişinin de müvekkili hakkında takip başlattığını, davalı ...’in diğer davalılarla çıkar ve işbirliği içinde hareket ettiğini ileri sürerek müvekkilinin takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitini, takip konusu çeklerin diğer davalılar yönünden de bedelsiz olması sebebiyle iptalini, takip alacaklısının kötüniyeti sebebiyle %40’tan aşağı olmamak üzere tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacı ile diğer davalılar arasındaki ilişkinin iyiniyetli olup davalı ...’tan alacağına karşılık çekleri alan müvekkilini ilgilendirmeyeceğini, davacının takip ve şikayete kadar bir işlem yapmadığını savunarak davanın reddini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin 2009 yılından itibaren davacıya 290.000 TL borç verdiğini, davalının ise bunların karşılığında 6 adet çek keşide ettiğini, bunlardan ilk dördünün ödenip iade edildiğini, ancak davaya konu edilen 45.000 TL ve 75.000 TL çeklerin ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, ceza mahkemesince davalı ...’ın bedelsiz senedi kullanma suçundan mahkumiyetine dair verilen kararın kesinleştiği, çekte son hamil olan ...’in senedin bedelsiz olduğunu bile bile, bir başka deyişle kötüniyetle temlik aldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının davalılar ... ve Atilla Polat'a borçlu olmadığının tespitine, davalı ... ... mirasçıları ... ... ve ... yönünden davanın reddine, kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı ... mirasçıları ... ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Mümeyyiz davalılar ... ve ... Özdemir vekilinin temiz itirazlarının incelenmesine gelince, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibini durdurulması (İİK.m.72,II) veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (İİK m.72,III c.2) için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış- infaz edilmiş olması gerekir. (İİK m.72,IV c.2).
Somut olayda, davacı vekilinin talebi üzerine mahkemece 04.08.2011 tarihinde icra kasasına giren paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde davalıların tazminat talebi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bu hususta gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz davalılar ... ve ... ... yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ... mirasçıları davalılar ... ve ... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ile ... ... mirasçıları ... ... ve ...'a verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalı ... mirasçıları ... ... ve ...'a iadesine, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.