20. Hukuk Dairesi 2015/3645 E. , 2015/3066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar Arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı... ve davalı kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 238 ada 39, 289 ada 4 ve 7, 295 ada 2, 294 ada 2, 248 ada 7, 263 ada 9, 262 ada 11 parsel sayılı sırasıyla 3251,97 m², 300,91 m², 1186,05 m², 7322,21 m², 4079,72 m², 4766,06 m², 7007,35 m² ve 4104,89 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir.
Davacı..., çekişmeli taşınmazların orman sınırları dışına çıkarıldığı tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece; yargılama aşamasında ayrı ayrı açılan davalar birleştirildikten sonra, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 289 ada 4 ve 7, 248 ada 7 ve 294 ada 2 nolu parsellere açılan davanın reddi ile taşınmazların tespitteki vasıflarıyla birlikte tespit malikleri adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu...ili,... ilçesi, ... köyü 238 ada 39 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile (A) harfi ile gösterilen 1576,70 m²"lik kısmın tespitteki tüm vasıflarıyla birlikte tespit maliki adına, (B) harfi ile gösterilen 1675,30 m²"lik kısma aynı adanın son parsel numarası verilerek, tespitteki vasıflarıyla birlikte ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 295 ada 2 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile (A) harfi ile gösterilen 1986,15 m²"lik kısmın tespitteki vasıflarıyla birlikte tespit maliki adına, (B) harfi ile gösterilen 5336,11 m²"lik kısma aynı adanın son parsel numarası verilerek, tespitteki vasıflarıyla birlikte ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 262 ada 11 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile (A) harfi ile gösterilen 2601,79 m²"lik kısmın tespitteki vasıflarıyla birlikte tespit maliki adına, (B) harfi ile gösterilen 1503,14 m²"lik kısma aynı adanın son parsel numarası verilerek, tespitteki vasıflarıyla birlikte ... adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 263 ada 9 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile (A) harfi ile gösterilen 1801,37 m²"lik kısmın tespitteki vasıflarıyla birlikte tespit maliki adına, (B) harfi ile gösterilen 5206,03 m²"lik kısma aynı adanın son parsel numarası verilerek, tespitteki vasıflarıyla birlikte ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı kişiler tarafından 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 11, 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (B) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik ve davacı... tarafından 289 ada 4 ve 7, 248 ada 7 ve 294 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar ile 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 1, 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (A) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede 766 sayılı Kanuna göre yapılıp 1957 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 22.05.1991 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması, 2859 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.02.2005 tarihinde kesinleşen yenileme kadastrosu ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılıp 24/12/2010 tarihinde ilân edilmiş, fennî hataları düzeltilmiş orman kadastro haritası ile 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları bulunmaktadır.
1) Davalı kişiler tarafından 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 11 ve 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (B) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik ve davacı... tarafından 289 ada
4 ve 7, 248 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ile 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 1 ve 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (A) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik ilişkin temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 289 ada 4 ve 7, 248 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar ile 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 1 ve 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (A) bölümleri 1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakıldığı gibi, eski hava fotoğrafı ve memleket haritasında orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, çekişmeli 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 11 ve 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazların (B) bölümleri ise 1991 yılında yapılan ve 22.05.1991 tarihinde ilân edilerek 23/11/1991 tarihinde kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılmışsa da, bu bölümün hava fotoğrafı ve memleket haritasına göre orman sayılan yerlerden olmasına karşın tahdit dışında bırakıldığı ve bu taşınmazın vasfının mülk sahibi... tarafından orman olarak idari yoldan değiştirilmesinin de her zaman mümkün olduğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacı...nin 294 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; çekişmeli yer, kadastro paftasına göre 294 ada 1 nolu parselin bitişiğinde ve bu parsel ile birlikte 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklığı konumunda olduğu anlaşılmaktadır.
Kanun koyucu, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yaptığı düzenlemeyle, orman içi açıklıkların özel mülke dönüşmesi yolunu kapatmıştır.
Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesislerin, şahıslar adına tapuya tescil olunamayacağı; buralara doğrudan doğruya Orman İdaresince elkonulacağı, 17. maddenin (5192 sayılı Kanunla değişik) ikinci fıkrasıyla hüküm altına alınmıştır.
Orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların, öncesinin orman olma zorunluluğu da yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde, öncesi orman iken açılan yerlerin yanında ayrıca (orman bütünlüğünün korunması amacıyla) orman içi açıklığı konumundaki taşınmazların da zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak tescil edilemeyeceği yönünde önemli bir ilkeye yer verilmiştir.
Öte yandan;
a) 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinin 26/son maddesinde “devlet ormanlarındaki açıklık sahaların devlet ormanı olarak tahdit edileceği”
b) 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/A maddesinde “Orman Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç veya ağaçcık ihtiva etmeyen ve ekseri ahvalde otsu bitki veya sair şüceyrat ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
c) 19.08.1974 günlü ResmÎ Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu Yönetmeliğinin 40/A maddesinde “orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanununun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan, tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ve ekseri
ahvalde otsu bitki veya sair şuceyrat ihtiva eden açıklıkların devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”
d) 20.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Yapılacak Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 30/1-A maddesinde “Orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen, ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı",
e) 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulaması Hakkında Yönetmeliğin 23/1-A maddesinde “Orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yeralan orman içinde bulunan tabiaten ağaç ve ağaçcık ihtiva etmeyen ekseri ahvalde otsu bitki veya bazı ahvalde yer yer odunsu bitkiler ihtiva eden açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
f)15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26/1-a maddesinde “Orman içindeki kültür arazileri dışında 6831 sayılı Kanunun 17nci maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı”,
g) 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin 16/1-i maddesinde (aynı Yönetmeliğin 14/1-s maddesinde “Orman içinde kültür arazileri dışında, insan müdahalesi olmaksızın kendiliğinden oluşan, doğal olarak ağaç ve ağaçcık içermeyen, genel olarak otsu bitki ve bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren alanlar” olarak tanımlanan) “orman içi açıklıkların”, devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı, öngörülmüştür.
Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 gün 1997/20-830-1034, 17.12.1997 gün 1997/20-808-1039, 22.10.2003 gün 2003/20-665-614 ve 11.10.2004 gün 2004/7-531-582 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, yargısal uygulamada da, bu tür yerlerin, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında bulunsa bile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağı ve özel mülk olarak kişiler adına tescil edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek davanın kabulü gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ve davalıların temyiz itirazlarının reddi ile 289 ada 4 ve 7, 248 ada 7, 238 ada 39, 295 ada 2, 262 ada 11 ve 263 ada 9 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı...nin 294 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 294 ada 2 parsele ilişkin olarak hükmün BOZULMASINA 15/04/2015 günü oy birliği ile karar verildi.