
Esas No: 2018/5940
Karar No: 2019/1102
Karar Tarihi: 18.02.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/5940 Esas 2019/1102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 09/01/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ... tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/115 E. 2004/462 K. sayılı dosyasında ... ve ... Belediyesi aleyhine tescil davası açıldığını ve mahkemece davalarının kabulüne karar verilip 21/06/2004 tarihli fen bilirkişi ..."un ibraz ettiği rapordaki krokide gösterildiği şekilde 850.98 m2 miktarlı taşınmazın ... adına kayıt ve tesciline karar verildiği, yine davacı ... tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/116 E. 2004/463 K. sayılı dosyasında ... ve ... Belediyesi aleyhine tescil davası açıldığını ve mahkemece davalarının kabulüne karar verilip 21/06/2004 tarihli fen bilirkişi ..."un ibraz ettiği rapordaki krokide gösterildiği şekilde 2985.18 m2 miktarlı taşınmazın ... adına kayıt ve tesciline karar verildiğini kadastro çalışmaları sırasında gerekli bilgilerin kadastro müdürlüğüne bildirilmesine rağmen söz konusu taşınmazların 381 ada 348 nolu ... parseli içinde tespit gördüğünü iddiasıyla ... ilçesi, ... mevkii 381 ada 348 numaralı ... parselinin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/115 E.,2004/462 Karar numaralı dosyadaki 21/06/2004 tarihli fen bilirkişi ..."un ibraz ettiği rapordaki krokide gösterildiği şekilde 850.98 m2"lik kısmının tapu kaydının iptaline ve ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/116 E., 2004/463 Karar numaralı dosyadaki 21/06/2004 tarihli fen bilirkişi ..."un ibraz ettiği rapordaki krokide gösterildiği şekilde ...985,18 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Mahkemece dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan 381 ada 348 parsel sayılı taşınmazın 27/07/1999 tarihinde ... tarafından ... Devlet Ormanı olarak tapuya kayıt ve tescil edildiği dolayısıyla eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle 6 aylık ve 10 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1999 tarihinde kesinleşen ... kadastrosu vardır.
Mahkemece, dava konusu 381 ada 348 parsel sayılı taşınmazın 27/07/1999 tarihinde ... Devlet Ormanı niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, eldeki davanın ise hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine ilişkin verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı Hazinenin talebinin tam olarak ne olduğu belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı Hazinenin talebi tam olarak açıklattırılarak, talebi doğrultusunda, dava konusu taşınmazın ... niteliği ile adına tescile ilişkin ise Medenî Usûl Hukukunda davacının, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukukî korunma istemekte haklı bir yararının bulunması ile hukuksal yararın, "hukukî ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (Hanağası, a.g.e., s.135).
Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanununun yürürlükte olduğu dönemde, öğreti ve yargısal kararlarda, hukukî yarar, "dava şartı" olarak kabul edilmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. ( aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu"nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 5.6.1996 gün ve 1996/18-337 E.-542 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/...-937 E.-946 K. ve 25.05.2011 gün ve 2011/11-186 E. 2011/352 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir)
Dava açmaktaki hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usûl Hukuku, ... 2011, s.297).
Dosya kapsamında dava konusu 381 ada 348 parsel sayılı taşınmazın 27/07/1999 tarihinde ... tarafından ... Devlet Ormanı olarak tapuya kayıt ve tescil edildiği anlaşılmakla kural olarak; tapu iptal ve tescili ile kadastro tesbitine itiraz davaları tespit malikine karşı açılır. ... niteliği ile ... adına tesbit edilen taşınmazların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanma hakkı ... Yönetimine aittir. Bu tür davalarda ... ve ... Yönetimi zorunlu dava arkadaşıdır. Bu nedenle davacı Hazinenin eldeki davayı açmakta hukukî yararı bulunmamaktadır.
Hukukî yarar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK)’nın 114/h maddesinde dava şartları içerisinde sayılmış olup, mahkemece istek olmaksızın kendiliğinden gözetilmesi gereken usûl kurallarındandır.
Bu nedenle, HMK’nın 114/h ve 115/2 maddeleri gereğince davanın hukukî yarar yokluğundan usûlden reddine karar verilmesi gerekir, ancak davacı Hazinenin talebi dava konusu taşınmazın ... niteliğinde değilde özel mülk niteliği ile (arsa, tarla vs..) adına tesciline ilişkin ise o zaman mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine ilişkin karar vermesi gerekecektir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/02/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.