Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2333
Karar No: 2022/13784
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2333 Esas 2022/13784 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/2333 E.  ,  2022/13784 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenleme
    HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet

    Sanık ... hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin sahte fatura düzenlemek-kullanmak eylemleri nedeniyle kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafisinin, sanıklar ... ve ... hakkında 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin sahte fatura düzenlemek-kullanmak eylemleri nedeniyle kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde:
    1) Sanıklar hakkında 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davasında; sanık ...’in sorgusunda, sanık ... ile şirkete ortak olduğunu, kayıtlarda şirket müdürü olarak göründüğünü, ancak şirket işleri ile sanık ...’nin ilgilendiğini, şirket adına fatura düzenlemediğini beyan etmesi, sanıkların, hakkında vergi incelemesi yapılan ... Grup Otel ... Ltd. Şti.nin kurucu ortakları oldukları, şirket adına 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ilişkin KDV beyannamelerinin matrahsız, Bs-Ba bildirim formlarının boş olarak verildiği, şirket hakkında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporunda anılan yıllarda fatura düzenlendiğine ilişkin somut bir tespitin bulunmadığının anlaşılması karşısında, sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olduğu, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak sorumluluğun, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan kişiye ait olduğu dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a) ... Grup Otel ... Ltd. Şti.nin bağlı bulunduğu vergi dairesinden anılan yıllarda fatura düzenlendiğine ilişkin tespit bulunup bulunmadığı sorularak, tespit var ise her takvim yılı için ayrı ayrı olmak üzere, hangi tarihte, kaç adet ve ne tutarda fatura düzenlendiği ile bu faturaları kullanan mükellefleri gösterir listenin istenmesi,
    b) Suça konu faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükellefler ve ... Grup Otel ... Ltd. Şti.nin bağlı bulunduğu vergi dairelerinden sorulmak suretiyle getirtilip, sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde; temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması veya faturaların asıllarının temin edilememesi halinde ise;
    ba) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
    bc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılıp sanıkların hukuki durumları belirlenerek sahte fatura düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği, birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeden, eksik araştırma ve incelemeyle, sahte fatura düzenlemek-kullanmak eylemlerine ilişkin mahkumiyet ve beraat hükümleri kurulması, yasaya aykırı,
    2) Sanıklara yüklenen suçların sübutu hâlinde, hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisi ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29.06.2022 tarihinde 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davasının gerçekleşen olağanüstü zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiğine dair Başkan Vekili ...'ın karşı oyu ve oy çokluğuyla, diğer yönlerden oy birliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ

    Dairemizin yukarıda esas ve karar numaraları belirtilen 29/06/2022 tarihli, ilamındaki hükümlerin tamamının bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerle kısmen katılmıyorum.
    Sayın çoğunlukla ortaya çıkan aykırılığın konusu her biri bağımsızlığını koruyan ancak zincirleme şekilde işlenen suçlar yönünden zaman aşımının ayrı ayrı mı yoksa son işlenen suç tarihinden geriye doğru (zincirdeki suçların tamamını kapsayacak şekilde) bir bütün olarak mı hesaplanacağına ilişkindir.
    İnceleme konusu yerel mahkeme kararında sahte fatura düzenleme eylemleri ile ilgili olarak sanık hakkında birden fazla takvim yılına (2007, 2008, 2009, 2010, 2011 takvim yılları) ilişkin ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK’nin 43/1 maddesine göre; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.”
    Zamanaşımının hesaplama yöntemini düzenleyen TCK’nin 66/6 maddesine göre; “... zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden... işlemeye başlar.”
    Yerel mahkemece sanığın birden fazla takvim yılına ilişkin sahte belge düzenleme suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetine dair hüküm kurulmuş olup, inceleme tarihi itibariyle bazı takvim yılına ilişkin suçlardan açılan kamu davalarının yasada öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olması sebebiyle TCK’nin 66/1-e ve 67/4 maddeleri uyarınca düşürülmesi zorunludur.
    Sanığa atılı sahte belge düzenleme suçuna öngörülen olağan zamanaşımı süresi TCK’nin 66/1-e maddesine göre 8 yıl, olağanüstü zamanaşımı süresi ise TCK’nin 67/4 maddesine göre 12 yıldır.
    TCK’nin 43/1 maddesindeki düzenlemeye göre zincirleme suçlar aynı suç işleme kararı ile işlenmiş olmasına rağmen her biri bağımsızlığını korumaktadır. Buna karşılık bağımsızlığı koruyan suçlara tek bir ceza verilmesi, ancak bu cezanın artırılarak uygulanması benimsenmiştir. Dolayısıyla zincirleme suç kurumu sanık lehine bir düzenlemedir. Zincirleme olarak işlenen her bir suç bağımsızlığını koruduğu içinde birbirinden bağımsız olarak zamanaşımına uğraması gerekir. Diğer bir değişle zincirleme olarak işlenen suçlardan bazılarının zamanaşımına uğraması halinde bu suçların zincirden çıkarılması ve yalnızca zamanaşımına uğramayan suçların cezalandırılması gerekir. (TANER, Fahri Gökçen, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, s.165; KUNTER, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, s.69; ayrıca TAŞDEMİR Kubilay, Ceza Hukukunda Zamanaşımı, 2. Bası, Ocak 2015, s.134)
    TCK’nin 66/6. Maddesindeki düzenleme zaman aşımının başlangıcının tespit açısından mahkemelere ışık tutan bir düzenlemedir. Diğer bir deyişle, yasa koyucu zincirleme şekilde işlenen suçlarda zamanaşımının zincirin hangi halkasından başlatılacağına ilişkin bir belirleme yapmaktadır. Esasen böyle bir düzenleme olmasaydı dahi suç teorisi gereği zamanaşımının zincirin en son halkasından başlatılması gereklidir.
    Dolayısıyla kural olarak dava zamanaşımı süresi zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden itibaren başlarsa da bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bu suçlar arasındaki zaman aralıkları net ve ayrı ayrı belirlenebilecek durumda ise zincirin halkasını teşkil eden suçlardan bir kısmının diğer suçlardan bağımsız olarak dava zamanaşımına uğraması mümkündür. TCK’nın 43/1. maddesinde fiillerin çokluğu korunurken cezanın birliği ilkesi benimsendiğine göre inceleme tarihi itibariyle zincirleme suçun halkalarına oluşturan suçlardan biri ve birkaçının zamanaşımına uğraması halinde bu suçlar bakımından düşme kararı verilmesi zorunludur. Çünkü TCK’nin 66/6. maddesi fiillerin çokluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme değildir.
    Bu açıklamalar ışığında inceleme tarihi itibariyle olağanüstü zamanaşımı gerçekleşen (2007, 2008, 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan) kamu davalarının düşürülmesi gerekir. Bu sebeplerle sayın çoğunluğun hükümlerin tamamının bozulması yönündeki düşüncesine katılmıyorum. 29.06.2022

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi