MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda ..... Köyü çalışma alanında bulunan ..... ada 15 parsel sayılı 5.072,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak ve kimsenin kullanımında bulunmadığı belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve haritada (A) harfi ile gösterilen 4.170.53 metrekare yüzölçümündeki bölümün ve bu bölüm içindeki seranın davacı ..."in fiili kullanımında bulunduğunun tapu kaydına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın bir bölümünün davacı tarafın kullanımında bulunduğu kabul edilmek suretiyle davacı adına tescil hükmü kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm için yeterli bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek-4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Ek-4 madde gereğince açılan davalarda davacının davasını ispat etmesi halinde kullanım durumunun yasa gereği tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi ile yetinilmesi gerekirken tescil hükmü kurulması isabetsizdir. Diğer taraftan, kullanım kadastrosunun yapıldığ tarih itibariyle taşınmazın fiili kullanıcısınn araştırılması gerekir. Davalı Hazine tarafından dosyaya ibraz edilen kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihe yakın tarihlere ait uydu fotoğrafı dikkate alındığında, taşınmazda bir kullanımın bulunup bulunmadığı konusunda tereddüt oluşmaktadır. Mahkemece tespit tarihi itibariyle kullanım durumu belirlenmeden karar verilmiştir. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşabilmek için, tespit tarihi ve tespit tarihine yakın tarihlere ait uydu fotoğrafları temin edilmeli, fen bilirkişi, ziraat mühendisi bilirkişi ile usulünce belirlenecek yerel bilirkişi ve tanıklarla birlikte önceki keşifte dinlenilen tanıkların katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi, tanıklardan taşınmazın tespit tarihi itibariyle fiili kullanım durumu dikkate alınmak suretiyle kim veya kimler tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması
halinde çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişiden çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafındaki konumunu gösterir şekilde; ziraatçi bilirkişiden ise tespit tarihi ve tespit tarihinden önceki tarihte taşınmazın hangi nitelikte olduğunu belirtir şekilde rapor alınmalı bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.