23. Hukuk Dairesi 2011/164 E. , 2011/376 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mah.Sıf.)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekili ..."ın, davalı kooperatiften iki adet daireyi 22.000,00"er TL"dan toplam 44.000,00 TL"sına, diğer müvekkil ..."in, bir adet daireyi 22.000,00 TL"sına peşin aldıklarını, üyelik sözleşmesi gereğince dairelerin teslim edilmesi gerekmesine rağmen davalı kooperatif yönetimince sözlü olarak her bir daire için 16.000,00"er TL verilmesi halinde dairelerin teslim edileceğinin bildirildiğini ileri sürerek, müvekkillerinin kooperatife ortak olduklarının tespiti ile bu üyelikten kaynaklı borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların müvekkili kooperatifin ortaklığından çıkarıldıklarını, çıkarma kararının kendilerine tebliğ edildiğini ve süresinde dava açılmadığı savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacıların davalı kooperatifin peşin ödemeli ortağı oldukları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 31. maddesi gereğince bilanço açıklarını kapatmak için kooperatifin ek ödeme yükleyebileceği, ancak bu yükümlülüğün aylık ödemede bulunan üyelere getirilebileceği ve davacılar hakkında uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif üyeliği ile bu üyelikten kaynaklı borçlarının bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacıların müvekkili kooperatifin ortaklığından çıkarıldıklarını, çıkarma kararının kendilerine tebliğ edildiğini ve süresinde dava açılmadığını savunmuştur. Mahkemece, çıkarma kararının bulunup bulunmadığı ve bulunuyorsa tebliğ edilip edilmediği araştırılmamıştır. Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın dava tarihi itibariyle değil, dava devam ettiği sürece devamı gereklidir. Gerçekten de, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur ve mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda, ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacıların ihracına ilişkin kararların akibeti araştırılmalı, ... davacıların ihracına ilişkin kararlar kesinleşmiş ise, işbu menfi tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmesi gerekirken, üyelik koşulunun devam edip etmediği incelenmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
2) Kabule göre, mahkemece davacının kooperatife üye olduğu kabul edilmiş ise de, bu üyeliğin peşin üyelik mi, normal üyelik mi olduğu konuları açıklığa kavuşturulmamıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, ortaklık aidat yükümlülüğü devam .... Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra ortaklık aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Mahkemece, öncelikle kooperatif kayıtları üzerinde bu yönden inceleme yapılarak açık veya zımni şekilde alınmış bir genel kurul kararının olup olmadığı yönünde araştırma yapılması, menfi tespit istemine konu borcun bulunup bulunmadığı, bu çerçevede ele alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden eksik inceleme ile hüküm tesisi de kabul şekli bakımından doğru olmamıştır.
3) Öte yandan, dava dilekçesinde, davacılar, davalı kooperatifin üyesi olduklarının tespiti ile kooperatife toplam 48.000,00 TL borcu olmadıklarının tespitini istemişlerdir. Mahkemece, davacıların iki ayrı istem ile dava açmış olup olmadığı üzerinde durularak, iki ayrı istem ile dava açtığı sonucuna varılması halinde, iki ayrı dava için peşin karar ve ilam harcı alınarak davaya devam edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.09.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.