Ceza Genel Kurulu 2017/74 E. , 2018/23 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ..."ın TCK"nun 265/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve 5271 sayılı CMK"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.06.2009 gün ve 116-975 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle dosyayı ele alan Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesince 06.07.2011 gün ve 116-975 sayı ile CMK"nun 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına, sanığın TCK"nun 265/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiş, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 06.06.2013 gün ve 9309-6270 sayı ile;
“Olay tutanağı içeriği, katılan ..."un anlatımları ve tutanak tanıklarının beyanlarına göre, aldıkları alkolün etkisiyle çevreyi rahatsız eden sanık ... ile arkadaşları ... ve ..."ın görevli polislerce işlem yapılmak üzere karakola götürülmek istendikleri sırada, hakkındaki erteli mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşen Güner"in kafa atmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve vücudunda kemik kırığı oluşturacak biçimde katılanı darp ettiği, sanığın ise katılana veya diğer görevlilere yönelik herhangi bir somut fiilinden söz edilmeksizin "zorluk çıkardığı, taşkınlık yaptığı" biçiminde davranışlarda bulunduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın kamu görevinin ifasına hangi eylemiyle ve ne şekilde direndiği tartışılıp buna dair kanıtlar gösterilmeden yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiği belirtildiği halde sanık hakkında TCK"nun 265/3. maddesinin uygulanmaması,
TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilirken sanığın aynı maddenin 1-c bendindeki kendi altsoyu dışındaki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini hakkındaki cezanın infazı tamamlanıncaya kadar kullanmaktan yasaklanması gerektiği gözetilmeksizin koşullu salıverilme tarihine kadar bu hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 25.11.2013 gün ve 712-903 sayı ile; önceki hükümde direndiğini belirtmekle yetinerek hüküm kurmamıştır.
Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.01.2014 gün ve 6135 sayılı “düzeltilerek onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 63-1524 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 26.01.2017 gün ve 122-317 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Günay Süner hakkında kasten yaralama ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin, sanık Erhan Şahlar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hüküm ile sınırlı yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, ilk hükümde direnen yerel mahkemenin, hüküm fıkrasını yeniden kurma zorunluluğu bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece, bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda, önceki hükümde direnilmesine karar verilmesiyle yetinilip yeni bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre, bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken, 5271 sayılı CMK"nun 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunlu olup aksi hâl, 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308. maddesi uyarınca mutlak hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanunun 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış ve bozulmakla tamamen ortadan kalkan önceki hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, CMK"nun 223, 230 ve 232. maddeleri uyarınca verilen kararın ne olduğu belirtilmemiş ve kararda bulunması zorunlu olan "hüküm" kısmı eksik bırakılmıştır.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararının belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Adana 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.11.2013 gün ve 712-903 sayılı direnme kararının, usul ve kanuna uygun olarak hüküm kurulmaması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.01.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.