Esas No: 2021/2901
Karar No: 2022/1394
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2901 Esas 2022/1394 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen ve Hukuk Dairesi tarafından onanan kararın aleyhinde birleşen davada davacı tarafından karar düzeltilmesi istendi. Davacı, kefalet verdikleri dava dışı şirketin ortaklığından ayrıldıktan sonra bankaya bildirimde bulunarak hisse devir tarihinden sonra kefaletten doğan sorumluluklarının bulunmadığını, yeni krediler kullandırıldığını ve müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini talep etti. Davalı ise kefil olduklarını ve kredi sözleşmesinin süresiz olduğunu savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, asıl dava hakkında karar vermeme kararı verdi ve birleşen davanın reddine karar verdi. Ancak, Dairemizin onama ilamında belirtilen teminat mektubu konusu hatalı bir şekilde değerlendirildiği için karar düzeltme istemi kabul edildi ve mahkeme hükmü bozuldu. Kanun maddeleri ise HUMK 440. maddedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.10.2017 gün ve 2016/677 - 2017/672 sayılı kararı onayan Daire'nin 20.10.2020 gün ve 2020/4783 - 2020/4274 sayılı kararı aleyhinde birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin lehine kefalet verdikleri dava dışı Bozoğlu İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'nin ortaklığından ayrıldıktan sonra davalı bankaya bildirimde bulunarak hisse devir tarihinden sonra kefaletten doğan sorumluluklarının bulunmadığının bildirildiğini, bu bildirime bankaca cevap verilmediği gibi, yeni krediler kullandırıldığını iddia ederek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarının, kredi sözleşmesinin süresiz olup, kefalet limiti dahilinde kullanılan kredilerden sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı banka vekili, genel kredi sözleşmesinin kefili olan davalıların, ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini iddia ederek 17.491.002.09 TL.'nin % 39 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia,savunma,uyulan bozma ilamı ve bilirkişi raporuna göre, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın reddine dair kararın birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Birleşen davada davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, birleşen davada davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Birleşen davada, davalıların kefil olduğu genel kredi sözleşmesi 06.01.2006 tarihli olup bundan sonraki tarihli sözleşmelerde kefaletleri bulunmamaktadır. Bu sözleşme döneminde, 14.11.2006 düzenleme tarihli 300.000.-TL’lik Emlak GYO adına teminat mektubu verildiği dosya içeriği ve bilirkişi raporları ile de sabit olup, bu durumda bu teminat mektubunun davalıların kefil olduğu sözleşmeden önce yapılmış başka bir sözleşme olmadığı da dikkate alındığında düzenleme tarihi itibariyle davalıların kefil olduğu 06.01.2006 tarihli sözleşmeye istinaden verildiği ve mektubun birleşen dava tarihinden önce tazmin edildiği nazara alınarak davalıların sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi gerekirken hükme esas alınan son bilirkişi raporunda bu teminat mektubunun düzenleme tarihinde hataya düşülerek davalıların sorumlu olmadığının tespiti yolundaki değerlendirme benimsenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. Birleşen davada davacı vekilinin buna yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.01.2020 tarihli 2020/4783 E-2020/4274 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin sair karar düzeltme isteminin reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.01.2020 tarihli 2020/4783 esas-2020/4274 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme hükmünün birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davada davacıya iadesine, 02/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.