17. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/659 Karar No: 2010/3081 Karar Tarihi: 05.04.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/659 Esas 2010/3081 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2010/659 E. , 2010/3081 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazdaki 1/2 hissesini davalı ...’e onun tarafından da diğer davalı ...’ye satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar Salim ve Nilgün vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ... usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, takip konusu alacağın dava konusu tasarruftan sonra doğduğu ve salt akrabalığın muvazaayı ya da alacaklıya zarar verme kastını göstermeyeceği kanaati ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece takip konusu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olduğunu gösteren bir ibarenin bulunmadığı da gözetilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç için yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Davalı borçlu aleyhine yapılan icra takibi itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davalı borçlu vekili tarafından verilen 27/05/2009 tarihli dilekçede de takibin dayanağı olan bonoların banka ve borçlu arasındaki 30/10/2006 tarihli kredi sözleşmesi ile ilgisi bulunmadığı, bonoların daha sonraki bir borç için düzenlendiği belirtilmiş ancak bu ilişkinin ne olduğu ve anılan ilişkiye dair bilgi ve belgeler dosyaya sunulmamıştır. O halde, borcun doğum tarihinin sıhhatli bir şekilde belirlenmesi için borçlu vekilinin bonoların kredi sözleşmesinden bağımsız olarak başka bir borçtan dolayı düzenlediği yolundaki iddiasına dayanak delilleri sorularak bildireceği deliller toplanmalı, gerektiğinde banka kayıtlarında takip konusu bonoların bulunup bulunmadığı hususu bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak takip konusu bonoların hangi maksatla düzenlendiği tespit edilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2- Kabule göre de tasarrufun iptali davalarında ön şart olan borcun, tasarruftan önce doğmuş olması koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi halinde davalılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin ortak red nedeni söz konusu olduğundan tek ve maktu şekilde verilmesi gerekirken her iki davalı vekili için de ayrı ayrı ve nisbi olarak vekalet ücreti takdiri, Tasarrufun tarafı 3.kişi Nilgün’ün borçlu Salim’in baldızı olmasına İİY"nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan Nilgün’ün borçlu olan kız kardeşinin kocası Salim’in alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle (İİY. 280/II) aynı şekilde davalı ...’ye yapılan tasarrufun da borçlunun yeğeni olmasından dolayı hem İİK’nın 278/1 fıkrası hem de İİK’nın 280/II fıkrası gereğince iptale tabi olduğunun düşünülmemesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı Girişim Varlık Yönetimi AŞ"ye geri verilmesine 05.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.