Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/435 Esas 2010/3080 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/435
Karar No: 2010/3080
Karar Tarihi: 05.04.2010

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2010/435 Esas 2010/3080 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2010/435 E.  ,  2010/3080 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Asliye 3. Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Asıl ve birleşen davada davacı vekilleri, davalı ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazdaki hissesini davalı ...’ya satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
    Birleşen davada, davalılara tebligat yapılmamış ve birleşme sonrasında da esas hakkında karar verilmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın takip edilmemesi nedeni ile açılmamış sayılmasına birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Asıl davanın takip edilmemesi sonucu açılmamış sayılmasına yönelik verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HUMK.nun 73.maddesi hükmüne göre, kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için usulüne uygun davet etmedikçe hükmünü veremez. Somut olayda birleşen davanın kabulüne karar verilmeden önce davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmediği gibi asıl dava ile birleştirme kararı verildikten sonraki duruşmada ve karar celsesinde davalı ... veya vekili hazır olmadığı halde birleşen dava yönünden davalı ...’nın davaya ilişkin diyecekleri ve varsa delilleri sorulmadan dava sonuçlandırılmıştır. 3. Kişi Fatma temyiz dilekçesinde davacı ve borçlu arasında muvazaalı bir takip bulunduğunu ileri sürmektedir. Hakları etkilenen 3.kişiler davacının alacağının gerçek bir alacak olmadığını icra takibinin muvazaaya dayandığını ileri sürüp delillerle kanıtlayabilirler. O halde, birleşen dava yönünden davalı 3. Kişiye dava dilekçesi tebliğ edilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra iddiaları ve dava ile ilgili delilleri sorulup varsa toplanmalı, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Taraf teşkili sağlanmadan ve eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...’a geri verilmesine 05.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.